Yusuf Hayaloğlu - Biz Üç Kişiydik - перевод текста песни на английский

Текст и перевод песни Yusuf Hayaloğlu - Biz Üç Kişiydik




Biz Üç Kişiydik
We Were Three
Biz üç kişiydik
We were three,
Bedirhan, Nazlıcan ve ben
Bedirhan, Nazlıcan, and I,
Üç ağız, üç yürek, üç yeminli fişek
Three voices, three hearts, three sworn flames,
Adımız bela diye yazılmıştı dağlara, taşlara
Our name, trouble, etched onto mountains and stones,
Boynumuzda ağır vebal
A heavy burden on our shoulders,
Koynumuzda çapraz tüfek
Crossed rifles in our arms,
El tetikte, kulak kirişte
Fingers on triggers, ears alert,
Ve sırtımız toprağa emanet
And our backs entrusted to the earth.
Baldıran acısıyla ovarak üşüyen ellerimizi
Rubbing our freezing hands with hemlock's bitterness,
Yıldız yorgan altında birbirimize sarılırdık
We huddled together under a blanket of stars.
Deniz çok uzaktaydı
The sea was far away,
Ve dokunuyordu yalnızlık
And loneliness touched us.
Gece, ırmak boylarında uzak çakal sesleri
At night, the distant cries of jackals along the rivers
Yüzümüze, ekmeğimize, türkümüze çarpar geçerdi
Would strike our faces, our bread, our songs, and pass by.
Göğsüne kekik sürerdi Nazlıcan
Nazlıcan would rub thyme on her chest,
Tüterdi buram buram
It would smoke fragrantly,
Gizlice ona bakardık, yüreğimiz göçerdi
We'd steal glances at her, our hearts would melt.
Belki bir çoban kavalında yitirdik Nazlıcan'ı
Perhaps we lost Nazlıcan in a shepherd's flute,
Ateş böcekleriyle bir oldu
She became one with the fireflies,
Kırpışarak tükendi
Blinking, she faded away.
Bir narin kelebek ölüsü bırakıp tam ortamıza
Leaving a delicate butterfly corpse right in our midst,
Kurşun gibi, mayın gibi tutuşarak tükendi
Like a bullet, like a landmine, she burned and vanished.
Oy, Nazlıcan, vahşi bayırların maralı
Oh, Nazlıcan, deer of the wild hills,
Oy, Nazlıcan, saçları fırtınayla taralı
Oh, Nazlıcan, with hair combed by the storm,
Sen de böyle gider miydin yıldızlar ülkesine?
Would you leave like this too, to the land of stars?
Oy, Nazlıcan oy, can evinden yaralı
Oh, Nazlıcan, oh, wounded from your soul's home,
Serin yayla çiçeği, oy Nazlıcan
Cool highland flower, oh Nazlıcan,
Deli dolu heyecan, oy Nazlıcan
Wild and passionate excitement, oh Nazlıcan,
Deli dolu heyecan, oy Nazlıcan
Wild and passionate excitement, oh Nazlıcan,
Göğsümde bir sevda kelebeği
A love butterfly in my chest,
Ölüme sunduğum can, oy Nazlıcan
Life I offered to death, oh Nazlıcan,
Ölüme sunduğum can, oy Nazlıcan
Life I offered to death, oh Nazlıcan.
Artık, yenilmiş ordular kadar
Now, like defeated armies,
Eziktik, sahipsizdik
We were broken, abandoned,
Geçip gittik, parka ve yürek paramparça
We passed by, shattered, hearts in pieces,
Gerisi ölüm duygusu
The rest is the feeling of death,
Gerisi sağır sessizlik
The rest is deafening silence,
Geçip gittik, Nazlıcan boşluğu aramızda
We passed by, the void of Nazlıcan between us.
Bedirhan'ı bir gedikte sırtından vurdular
They shot Bedirhan in the back, in a trench,
Yarıp çıkmışken nice büyük ablukaları
As he was breaking through countless blockades,
Omuzdan kayan bir tüfek gibi usulca
Like a rifle slipping from a shoulder, gently,
Titredi ve iki yana düştü kolları
He trembled, and his arms fell to either side.
Ölüm bir ısırgan otu gibi sarmıştı her yanını
Death had enveloped him like a nettle,
Devrilmiş bir ağaçtı, ay ışığında gövdesi
He was a fallen tree, his body in the moonlight.
Uzanıp, bir damla yaş ile dokundum kirpiklerine
Reaching out, I touched his eyelashes with a single teardrop,
Göğsümü çatlatırken nabzının tükenmiş sesi
The fading sound of his pulse cracking my chest,
Sanki bir şakaydı bu, birazdan uyanacaktı
It was as if this was a joke, he would wake up soon,
Birazdan ateşi karıştırıp, bir cıgara saracaktı
He would stir the fire and roll a cigarette soon,
Oysa ölüm, sadık kalmıştı randevusuna, ah
But death had stayed true to its appointment, ah,
O da Nazlıcan gibi
He too, like Nazlıcan,
Bir daha olmayacaktı
Would never be again.
Hey Bedirhan, katran gecelerin heyulası
Hey Bedirhan, specter of tar nights,
Hey Bedirhan, kancık pusuların belası
Hey Bedirhan, scourge of treacherous ambushes,
Sen de böyle bitecek adam mıydın, konuşsana
Were you a man meant to end like this, speak to me,
Hey Bedirhan hey, mezarı kartal yuvası
Hey Bedirhan, hey, with a grave like an eagle's nest,
Mor dağların kaçağı, hey Bedirhan
Fugitive of the purple mountains, hey Bedirhan,
Mavi gözleri şahan, hey Bedirhan
With magnificent blue eyes, hey Bedirhan,
Mavi gözleri şahan, hey Bedirhan
With magnificent blue eyes, hey Bedirhan,
Zulamda bir suskun gece bıçağı
A silent night knife in my stash,
Beyaz gömleğimde kan, hey Bedirhan
Blood on my white shirt, hey Bedirhan,
Beyaz gömleğimde kan, hey Bedirhan
Blood on my white shirt, hey Bedirhan.
Biz üç kişiydik, üç intihar çiçeği
We were three, three suicide flowers,
Bedirhan, Nazlıcan ve ben, Suphi
Bedirhan, Nazlıcan, and I, Suphi.





Авторы: Yusuf Hayaloglu, Ahmet Kaya


Внимание! Не стесняйтесь оставлять отзывы.