Athena - You Can't Blackmail Love - translation of the lyrics into German

You Can't Blackmail Love - Athenatranslation in German




You Can't Blackmail Love
Du kannst Liebe nicht erpressen
If a lover wants to stay you know she can't be made to run
Wenn eine Geliebte bleiben will, weißt du, dass man sie nicht zum Laufen zwingen kann
Bir aşık kalmak istiyorsa biliyorsun o çalıştırmak için yapılamaz
Eğer bir aşık kalmak istiyorsa biliyorsun o çalıştırılamaz
You can doctor people's claims with secret ink and carbon guns
Man kann die Behauptungen der Leute mit Geheimtinte und Kohlepistolen fälschen
İnsanların iddiaları gizli mürekkep ve karbon silahlı doktor
İnsanların iddialarını gizli mürekkep ve karbon tabancalarla değiştirebilirsin
There ain't nowhere I can hide where I won't be afraid of you
Es gibt keinen Ort, an dem ich mich verstecken kann, ohne Angst vor dir zu haben
Nerede ben senden korkmayacağım gizleyebilirsiniz hiçbir yerde yok
Senden korkmayacağım hiçbir saklanacak yer yok
As unlikely as it sounds you know I'm still in love with you
So unwahrscheinlich es klingt, du weißt, ich liebe dich immer noch
Kulağa geldiği kadar olası hala sana aşık olduğumu biliyorsun
Kulağa ne kadar imkansız gelse de hala sana aşığım
Well I'm left rubbing twigs in search of a flame for fire
Nun, ich reibe Zweige auf der Suche nach einer Flamme fürs Feuer
Dal bir alev yangın için arayışı içinde sürtünme sol kulüpler
Şimdi ateş için bir alev ararken çubukları ovuşturuyorum
Whilst you like Icarus soar higher
Während du wie Ikarus höher steigst
ıcarus soar daha yüksek tarihlerde iken
Sen İkarus gibi yükselirken
This time I ain't coming back child
Diesmal komme ich nicht zurück, Kind
Bu sefer çocuk geri gelmeyecek
Bu sefer geri dönmeyeceğim çocuk
You took me once that's enough blackmail now
Du hast mich einmal genommen, das ist jetzt genug Erpressung
Sonra bu yeterli şantaj götürdü
Beni bir kez aldın, bu kadar şantaj yeter
Sweet love should never turn sour like this
Süße Liebe sollte niemals so sauer werden
Tatlı aşk asla bu şekilde ekşi açmanız gerekir
Tatlı aşk asla böyle ekşi olmamalı
Line me up in your sights and you shoot to kiss
Richte mich in deinem Visier ein und du schießt, um zu küssen
Bana görüş alanında satır yukarı ve öpmek için ateş
Beni nişangahına al ve öpmek için ateş et
If I could only hear your voice I could put m y jealous heart to rest
Wenn ich nur deine Stimme hören könnte, könnte ich mein eifersüchtiges Herz zur Ruhe bringen
Sadece sesini duyabiliyordu koyarsanız m y kıskanç kalp dinlenmek için
Keşke sesini duyabilseydim, kıskanç kalbimi dinlendirebilirdim
But you rule over an isle where the crackling wire don't stretch
Aber du herrschst über eine Insel, wo das knisternde Kabel nicht reicht
Ama sen nerede yok çatırtı tel germek bir Adası kural
Ama sen çatırdayan kabloların ulaşmadığı bir adaya hükmediyorsun
With my tail between my legs I bring oddities from far afield
Mit eingezogenem Schwanz bringe ich Kuriositäten aus weiter Ferne
Kuyruğumu bacaklarımın arasına ile ben tuhaflıklar uzağadan getirmek
Kuyruğumu kıstırmış halde uzak diyarlardan tuhaf şeyler getiriyorum
I've sailed the doldrums, suffered lice and sunburn and sargasso weeds
Ich habe die Flaute durchsegelt, litt unter Läusen, Sonnenbrand und Sargassotang
Sıkılan, acı bit ve güneş yanığı ve sargasso otlar yelken açtı
Durgunlukları aştım, bitlerden, güneş yanığından ve sargasso yosunundan çektim
Well I'm left rubbing twigs in search of a flame for fire
Nun, ich reibe Zweige auf der Suche nach einer Flamme fürs Feuer
Dal bir alev yangın için arayışı içinde sürtünme sol kulüpler
Şimdi ateş için bir alev ararken çubukları ovuşturuyorum
Whilst you like Icarus soar higher
Während du wie Ikarus höher steigst
Icarus soar
Ikarus steigt
Daha yüksek tarihlerde iken
Sen yükselirken
The boiling sun will melt the wax that holds your wings
Die kochende Sonne wird das Wachs schmelzen, das deine Flügel hält
Kaynar güneşin kanatlarını tutan balmumu erir mi
Kaynayan güneş kanatlarını tutan balmumunu eritecek
And lover's sheets can't break your fall
Und Laken eines Liebenden können deinen Fall nicht bremsen
Ve aşığın sayfaları düşüşünü bozamam
Ve bir aşığın çarşafları düşüşünü durduramaz
It's gonna be alright child
Es wird alles gut, Kind
Bu çocuk iyi olur
Her şey düzelecek çocuk
It was a risk, we knew it all along
Es war ein Risiko, wir wussten es die ganze Zeit
Bu bir riskti, başından beri biliyorduk
Bu bir riskti, başından beri biliyorduk
One mistake you'd play, I'd sing along
Einen Fehler würdest du spielen, ich würde mitsingen
Tek bir hata oynamak, birlikte şarkı söylerdi
Bir hata yaparsan oynar, ben de eşlik ederim
It's a mistake, we knew it all along
Es ist ein Fehler, wir wussten es die ganze Zeit
Bir hata var, bunu başından beri biliyordu
Bu bir hata, başından beri biliyorduk
I can play but you can't sing along
Ich kann spielen, aber du kannst nicht mitsingen
Ben oynayabilir ama boyunca şarkı söyleyemem
Ben oynayabilirim ama sen eşlik edemezsin






Attention! Feel free to leave feedback.