Lyrics and translation Bedirhan Gökçe - Zilan
Bu
gara
yazgıdır,
Zilan
This
exile
is
fate,
Zilan
Torpaksız
olmak,
yetim
kalmak
yetmezmiş
gibi
As
if
being
landless
and
orphaned
wasn't
enough
Sensiz
de
olmak
kara
yazgıdır,
kurban
Being
without
you
is
also
a
dark
fate,
my
sacrifice
Gaç
gece,
gaç
gündüz
adın'
sayıklamışam
For
how
many
nights,
for
how
many
days
I
have
whispered
your
name
İçimden
atamamışam
I
couldn't
get
you
out
of
my
heart
Köçelerde
yolun'
gözlemişem
I
looked
for
you
on
the
streets
El
etmişem,
işmar
etmişem
I
reached
out,
I
hinted
Sen
gülmüş
geçmişsen,
Zilan
You
smiled
and
passed
by,
Zilan
Ne
zaman
büyümüşsen
fark
etmemişem
I
didn't
notice
when
you
grew
up
Ne
zaman
ellerin
büyümüş
When
did
your
hands
grow?
Ne
zaman
gözlerin
büyümüş
When
did
your
eyes
grow?
Ne
zaman
bürünmüşsen
gara
çarşafa
When
did
you
put
on
the
black
veil?
Bi'
gözlerin
görmüşem
ceylan
kimi,
vurulmuşam
I
saw
your
eyes
like
a
gazelle,
I
was
struck
Sen,
sen
gülmüş
geçmişsen,
Zilan
You,
you
smiled
and
passed
by,
Zilan
Daracık
köçelere
sığmamış
sevdam
My
love
didn't
fit
in
the
narrow
streets
Seni
Halil
Rahman'da
sormuşam,
Anzılha'da
I
asked
about
you
at
Halil
Rahman,
at
Anzılha
Urfa
Kalesi'nde
Nemrut
Köşkü'ne
adın'
kazımışam
I
carved
your
name
in
the
Nemrut
Mansion
of
Urfa
Castle
Sen
gülmüş
geçmişsen,
Zilan
You
smiled
and
passed
by,
Zilan
Şimdi,
şimdi
gelin
oliy'sen
telli
duvaklı
Now,
now
you
are
a
bride
with
a
beaded
veil
Yine
gülü
misen
biye?
Why
are
you
smiling
again?
Karaşar'dan
gelen
deli
oğlan
deği'
misen?
Aren't
you
the
crazy
boy
from
Karaşar?
Sevdamı
içime
gömdüm
bilesen
You
should
know,
I
buried
my
love
inside
Bu
kentin
hampara
taşlarına
sır
sakladım
I
kept
secrets
in
the
rubble
stones
of
this
city
Üç
kuruşluk
başlık
parasına
deger
miydi,
Zilan?
Was
it
worth
three
kuruş
of
dowry,
Zilan?
Bilirem
dahlin
yoktur
bu
işte
I
know
you
have
no
say
in
this
Töreler
böyle
demiş,
yazgılar
böyle
çizmiş
Traditions
said
so,
fate
drew
it
so
Kim
garşı
gelmiş
ki
sen
de
gelesen?
Who
dared
to
oppose
it,
that
you
would
read?
Atalar,
Boynumuz
kıldan
incedir"
demiş
The
ancestors
said,
"Our
necks
are
thinner
than
hair"
Batsın
töre
Damn
the
traditions
Batsın
çile
Damn
the
suffering
Ya
Zilan'ım,
Zilan'ım,
Zilan'ım,
Zilan'ım,
Zilan'ım
Oh
my
Zilan,
Zilan,
Zilan,
Zilan,
Zilan
Zilan'ım,
oy-oy
Zilan,
oy-oy
Oy-oy-oy-oy-oy-oy-oy-oy-oy
Oy-oy-oy-oy-oy-oy-oy-oy-oy
Oy-oy-oy-oy-oy
Oy-oy-oy-oy-oy
Her
şafak
seninle
sökerdi,
Zilan
Every
dawn
would
break
with
you,
Zilan
Sıcak
yaz
geceleri
seninle
eserdi
Warm
summer
nights
would
blow
with
you
Ben
siye
şiirler
okurdum
I
would
read
you
poems
Sen
biye
Urfa
türkülerini
And
you
would
sing
Urfa
folk
songs
Yediveren
gülleri
gibi
açılırdın
baharla
You
would
bloom
in
spring
like
roses
of
Yediveren
Karakoyun
Deresi'nden
çiçekler
getirirdin
You
would
bring
flowers
from
Karakoyun
Stream
Önceleri
inanmamıştım
sevdiğine
At
first
I
didn't
believe
that
you
loved
me
Fakat
anladım
zamanla
But
I
understood
over
time
Seni
yitirmek
gor
gibi
yaktı
yüregimi
Losing
you
burned
my
heart
like
fire
Acımı
anla
Understand
my
pain
Kar
ender
yağardı
Urfa'ya
Snow
rarely
fell
in
Urfa
Sevdamız
yağan
gar
gibi
aktı
Our
love
flowed
like
falling
snow
Hatırlıy'
misen?
Do
you
remember?
Bir
de
tutkumuz
yağmurda
Çömçe
Gelin
oynamaktı
And
our
passion
was
to
play
Çömçe
Gelin
in
the
rain
Şimdi
sen
mi
gelin
oliy'sen,
Zilan?
Now
you
are
the
bride,
Zilan?
Sevgin
bir
yanda,
töreler
diger
yanda
Love
on
one
side,
traditions
on
the
other
Duydum
ki
guma
olmişsen
I
heard
you've
been
married
off
Akar
suda
kaman
çöpü
gibi
çaresiz
Helpless
like
a
stick
stuck
in
running
water
Ve
de
köle
gibi
itaatkâr,
sessiz
gidiy'sen,
öyle
mi?
And
obedient
like
a
slave,
silent
you
go,
is
that
so?
Kaçıncı
asrını
yaşamakta
Harran'da
torpak?
What
century
is
the
land
living
in
Harran?
Bu
kenti
terk
ediy'em,
Zilan
I
am
leaving
this
city,
Zilan
Anzılha'da
gutsal
balıklar
şahidim
olsun
ki
bu
kenti
terk
ediy'em
The
sacred
fish
in
Anzılha
are
my
witness
that
I
am
leaving
this
city
Yasak
mayın
tarlalarını,
kaçakta
kol
verenleri,
can
verenleri
terk
ediy'em
I
am
leaving
the
forbidden
minefields,
those
who
support
smuggling,
those
who
give
their
lives
Efsunlu
akrepleri,
çiyanları,
Urfa
Kalesi'nde
kenetlenen
efsane
Şahmaran'ı
The
enchanted
scorpions,
the
cyanides,
the
legendary
Şahmaran,
cornered
in
Urfa
Castle
Kümbetlerde
barınan
sahipsiz
insanları
terk
ediy'em
I
am
leaving
the
ownerless
people
who
take
shelter
in
the
tombs
Körpecik
bedenine
uzanan
hoyrat
elleri
itmedigin
için
I
am
leaving
because
you
didn't
push
away
the
rude
hands
reaching
out
to
your
petite
body
Yıllardır
söylenen
ninniyi
yazgı
bellidigin
için
bu
terk
ediy'em
Because
the
lullaby
that
has
been
sung
for
years,
because
your
fate
is
sealed,
I
am
leaving
Bu
sana
son
satırlarım,
Zilan
These
are
my
last
lines
to
you,
Zilan
Biliy'em
unutacaksan
beni
I
know
you
will
forget
me
"Unutmam",
deme
biye
Don't
say,
"I
won't
forget,"
Davullar
vuranda
unutmalısan
You
should
forget
when
the
drums
beat
Yoksa
nasıl
yaşayabilir
bu
acıyla
insan?
Otherwise,
how
can
a
person
live
with
this
pain?
Hani
ağaçları
çiçek
açardı
ya
You
know
how
the
trees
would
blossom
Hani
Urfa
Divanı
çalınırdı
sıra
gecelerinde
You
know
how
the
Urfa
Divan
would
be
played
on
wedding
nights
Her
çiçek
açanda
nar
ağaçları
Every
time
the
pomegranate
trees
blossom
Ve
söylenende
Urfa
türküleri
And
every
time
Urfa
folk
songs
are
sung
Seni
ve
gülüşünü
hatırlıy'ca'm
I
will
remember
you
and
your
smile
Bundan
böyle
cigaramda
dumansın
From
now
on
you
are
the
smoke
in
my
cigarette
Kaçak
tütünden
sarılmış
Wrapped
in
smuggled
tobacco
Her
içime
çekişte
ağun
yakacak
beni
Every
puff
will
burn
me
Kendini
düşünmedin
You
didn't
think
of
yourself
Beni
düşünmedin
You
didn't
think
of
me
Sevdanı
düşünmedin
You
didn't
think
of
your
love
Çocuklarını
düşün
Think
of
your
children
Seni
tutsak,
beni
esrik
eden
töreler
The
traditions
that
imprisoned
you
and
intoxicated
me
Çocuklarını
da
yakacak
bir
gün
Will
burn
your
children
one
day
Bu
gara
yazgı
degildir,
Zilan
This
dark
fate
is
not
fate,
Zilan
Topraksız
olmak,
yetim
kalmak
yetmezmiş
gibi
As
if
being
landless
and
orphaned
wasn't
enough
Sensiz
olmak
da
kara
yazgı
değildir,
gurban
Being
without
you
is
also
not
a
dark
fate,
my
sacrifice
Bu,
bu
çağlar
boyu
insanları
gul
eden
bağnazlıktır,
ki
yıkılacak
This,
this
is
the
bigotry
that
has
been
fooling
people
for
centuries,
which
will
be
destroyed
Biliy'sen,
Zilan?
Do
you
know,
Zilan?
Sen
görmesen
de
ben
görmesem
de
Even
if
you
don't
see
it,
even
if
I
don't
see
it
Ceylan
gözlü
çocukların
görecek,
Zilan
Your
gazelle-eyed
children
will
see,
Zilan
Ceylan
gözlü
çocukların
görecek,
Zilan
Your
gazelle-eyed
children
will
see,
Zilan
Zilan,
Zilan,
Zilan
Zilan,
Zilan,
Zilan
Rate the translation
Only registered users can rate translations.
Attention! Feel free to leave feedback.