Hakan Peker - Yak Beni - translation of the lyrics into English

Lyrics and translation Hakan Peker - Yak Beni




Yak Beni
Burn Me
Sancak Part.
Sancak Part.
İçimden geldi yaşım kadar şimdi yağmur yağsın durmadan.
I feel like having rain pour down endlessly, for as long as I've lived.
Çünkü yağdıkça içime kan damlar, kimse kalmaz.
Because with each drop, blood trickles into my heart, leaving me alone.
Al beni koy yerine.
Take me away, put me in my place.
Kendini yak ki düşün beni de.
Burn yourself so you can think of me too.
Ben nefes almam hiç ağla diye.
I won't even breathe, just so you won't cry.
Gitme ve üstüme bas yine de.
Don't leave, and step on me anyway.
Herşeyden vazgeçip gidersem kendime ağlarım, sen bana küçük bir umut verirdin ben se dünyaları.
If I give up on everything and leave, I'll cry for myself, you would have given me a small hope, and I would have given you the world.
Devrilmez dağları yok ettiğim rüyalarım.
My dreams, where I destroyed mountains that wouldn't fall.
Uyanmadan önceki gülümsemem küçük hatalarım.
My smile before waking up, my little mistakes.
Ümit bir tarladır, ekip biçersin kahrını.
Hope is a field, you sow and reap its pain.
Zaman zaman boş hayallerle kendini kandırıp.
From time to time, deceiving yourself with empty dreams.
Bütün ilk anların devamı gelir sanıp peşine koşanların farketmeden içine akar kanları.
The blood of those who chase after, thinking all first moments will continue, flows into you without them realizing.
Gözümden düşen herşeyin yerine bir şarkı söyleyin.
Sing a song for everything that falls from my eyes.
En güzeli senden olsun söyle defalarca dinlerim. - Defalarca dinledim; hep aynı şarkı, aynı satırlar, sürekli aynı kadın.
Let the best one be from you, sing it, I'll listen to it again and again. - I listened to it again and again; always the same song, the same lines, always the same woman.
Nasıl baktığının bir önemi yok der gibi baktıkça içim parçalanır sen kendini sattıkça.
Every time you look as if it doesn't matter how you look, my insides shatter as you sell yourself.
Ve senden kaçtıkça kendimi feda ettim, yüzüme bakıp yalan söylediğini içime attıkça.
And as I run from you, I sacrifice myself, as I keep inside the fact that you lie to my face.
Nakarat. (Sancak) Ben nasıl bakarım gözlerine?
Chorus. (Sancak) How can I look into your eyes?
Yerin altına girerim görme diye.
I'd bury myself underground so I wouldn't have to see.
Baş ucumdaki boş kağıt işkence.
The blank paper by my bedside is torture.
Ses etmeden uyurum senelerce.
I'll sleep silently for years.
Beni yak kendini de.
Burn me, and yourself too.
Şanışer Part.
Şanışer Part.
Bir gece uyan resmime bak ya da ağla.
Wake up one night, look at my picture or cry.
Kaybedip huzrunu dön dur yine.
Losing your peace, turn and stay again.
Tam kalbinden vursunlar.
Let them strike you right in the heart.
Yağsın yine dursun kar, olmasın nevruz yine.
Let the snow fall again, let there be no spring again.
Sevme beni bundan sonra.
Don't love me after this.
Düşünmek herşeyi, düşünmek herşeyi yıkar.
Thinking about everything, thinking destroys everything.
Düşünce derdine bilirsin tek sorun çıkar.
Thinking, as you know, only causes trouble.
Hepsi onun gözleri, hepsi saf temiz sıva.
It's all her eyes, all pure, clean plaster.
Şimdi sonun yakın sen de onu affedip yıka.
Now the end is near, forgive her and wash her away too.
İçinde fitne fesat, işinde doğru dürüst.
Intrigue and malice inside, honest and upright in his work.
Demişti gitme be Sarp, kafamda bin bir hesap.
He said, "Don't go, Sarp," a thousand calculations in my head.
Laf anla işte ve yaz senin günlüğün bu.
Listen, and write, this is your diary.
Yarısı dolu bir bardak senin güldüğün gün.
A half-full glass is the day you smiled.
Gerisi boş ya kime gidip anlatayım?
The rest is empty, who can I go and tell?
Ki yok bu yerde ağlayanım.
There's no one here to cry with.
Kime gidip anlatayım?
Who can I go and tell?
Ki yok bu yerde ağlayanım.
There's no one here to cry with.
Birinci günün sonu, savaşı kazandım.
The end of the first day, I won the war.
İkinci günde düşmanım da yaralı azaldı.
On the second day, my enemy, wounded, diminished.
Zamanım azaldı.
My time is running out.
Sevgili hayatım, sağlıcakla kal.
Goodbye, my dear life, farewell.
Nakarat.(Sancak) Ben nasıl bakarım gözlerine?
Chorus.(Sancak) How can I look into your eyes?
Yerin altına girerim görme diye.
I'd bury myself underground so I wouldn't have to see.
Baş ucumdaki boş kağıt işkence.
The blank paper by my bedside is torture.
Ses etmeden uyurum senelerce.
I'll sleep silently for years.
Beni yak kendini de.
Burn me, and yourself too.





Writer(s): Ozan Colakoglu, Ahmet Askin Tuna, Orcun Karamuk, Fuat Berkay Demiralp


Attention! Feel free to leave feedback.