Lyrics and translation Sansar Salvo - Harabeden Rhyme
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Harabeden Rhyme
Harabeden Rhyme
Başımda
bin
ton
bela
aşındı
bak
başımda
A
thousand
tons
of
trouble
have
worn
me
down,
babe
Kasılmalar
ve
sorgular
bela
var
hep
başında
Tightness
and
questions,
trouble
is
always
on
my
mind
Hısımlanan
bin
defa
kaşınmalar
kışında
Thousands
of
times
my
nerves
get
frayed
in
the
winter
Kim
görürsen
bir
deva
başında
bin
belayla
Who
sees
a
cure,
when
you
have
a
thousand
troubles
on
your
head?
Hışımlanır
sefası
bileylenen
belası
The
fury,
its
pleasure,
its
burden,
all
entwined
Bir
arkadaşın
kaybı
kaybım
arkadaş
duası
The
loss
of
a
friend,
a
friend's
prayer,
my
own
loss
Işıklarımda
yandı
bu
bir
karanlık
ziyanı
This
is
a
dark
waste,
burning
bright
in
my
lights
Dayandığından
al
küçük
çıyanların
rüyası
From
your
endurance,
take
the
dream
of
small
vipers
Dayaklık
kaygılar
harap
eden
bir
rhyme
a
vardım
I've
arrived
at
a
rhyme
that
ruins,
a
rhyme
of
anxiety
and
beatings
Duyarlı
bir
lobiyle
istişare
sarpa
sardı
I
consulted
with
a
sensitive
lobby,
but
things
went
awry
Masallar
arka
çıktı
yalanlara
ve
kolpa
çıktı
The
stories
turned
out
to
be
lies,
and
the
tricks
were
revealed
Açıkçası
sonuç
açık
ve
çok
acıklı
çıktı
Honestly,
the
outcome
was
clear
and
very
painful
Bu
çok
açıktı
It
was
so
obvious
Kaos
bende
ömürlüktü
şarkılar
açılsın
Chaos
was
in
me,
a
lifelong
thing,
let
the
songs
open
up
Bir
bela
ve
bir
keder
çağırdı
durdu
ruhu
A
trouble
and
a
sorrow,
they
called
and
stopped
the
soul
Huzur
bulduğum
şehirdi
çok
sevimsiz
oldu
The
city
where
I
found
peace,
it
became
so
unappealing
Yörüngesiz
bir
kayayken
vitaminsiz
hayatsız
A
rock
without
an
orbit,
vitamin-deficient,
life-less
Haydi
hadsiz
karar
versin
uğultumuz
şuursuz
Let
our
senseless
roar
decide,
let
it
be
unrestrained
Aşk
üçgeni
kaçın
geldi
kurulduğunuz
durum
bu
The
love
triangle,
how
many
times
did
it
come?
This
is
your
situation
Kac
yüz
kere
yeni
şarkım
durulduğumuz
konum
bul
Run
a
hundred
times,
my
new
song,
find
our
location,
where
we
stand
Daraldığımız
zırıltı
zilin
sesiyle
koşarsın
The
whine,
the
ringing
of
the
bell,
you'll
run
when
we
get
cramped
Koşar
adım
kaçar
canım
kaşar
yanım
tutarsız
Run,
my
dear,
escape,
my
side
is
inconsistent,
it
holds
you
back
Özler
özlem
hep
çekerken
utanmazlar
belirsin
They
yearn,
longing
always
pulls
you,
the
shameless
ones
will
appear
Tam
kalbine
tükürürken
uyanmazlar
bedelsiz
While
they
spit
right
into
your
heart,
they
won't
wake
up,
they're
without
a
price
Viraneyken
meskenin
kırılsın
yolda
testide
When
your
dwelling
was
a
ruin,
let
it
be
broken
on
the
road,
the
jug
too
Testi
bensem
eskidendi
keskin
es
kine
The
jug
is
me,
it
was
old,
sharp,
like
its
old
counterpart
Soluksuz
estim
kinaye
diil
direkt
I'm
breathing
without
relief,
it's
no
sarcasm,
it's
direct
Bulunan
her
virane
resti
çeksin
hep
Every
ruin
that's
found,
let
it
take
a
bow
Barındığım
şu
ihtişamdan
edindiğim
intiba
The
impression
I've
gained
from
this
grandeur
that
I
inhabit
Bu
ihtişamsa
irtibat
koparmalı
bu
itibar
katar
bana
If
this
grandeur,
then
the
connection
must
be
severed,
this
reputation
attracts
me
Torba
torba
göz
bakarsa
da
Bag
after
bag,
even
if
your
eyes
look
Ne
gelen
var
ne
giden
var
yol
yok
ortada
No
one
comes,
no
one
goes,
there's
no
way
in
the
middle
Rate the translation
Only registered users can rate translations.
Writer(s): Ekincan Arslan
Attention! Feel free to leave feedback.