Yusuf Hayaloğlu - Demek Şimdi Gidiyorsun - translation of the lyrics into English

Lyrics and translation Yusuf Hayaloğlu - Demek Şimdi Gidiyorsun




Demek Şimdi Gidiyorsun
So You're Leaving Now
Demek şimdi gidiyorsun
So you're leaving now
Yazdığımız son şiir öyle yarım kalacak
The last poem we wrote will remain unfinished
Demek şimdi gidiyorsun
So you're leaving now
Kuşlarımız acıkacak
Our birds will go hungry
Saksılarımız artık sulanmayacak
Our flower pots will no longer be watered
Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp
So we'll paste our story like a lipstick stain
Aynanın sahtekar yüzüne
On the mirror's deceitful face
Oy benim yaralım
Oh, my wound
Demek şimdi gidiyorsun
So you're leaving now
Beni böyle toz gibi dağıtıp merdivenlern dibine
Scattering me like dust at the foot of the stairs
Her şey tamam diyorsun git
You say everything is fine, go
Beni viran bir şehir gibi terket
Leave me like a desolate city
Haydi git
Go on, leave
Dışarısı ispiyon
Outside is betrayal
Dışarısı ihanet
Outside is treachery
Seni bir gören olmasın dikkat et
Be careful, don't let anyone see you
Dostlukmuş ölüme yürümekmiş
Friendship was a walk to death
Üstüne titremekmiş vefaymış
Cherishing, loyalty
Aşk dediğin zavallı bir kapıyı duvara çarpıp
Love was just slamming a pathetic door against the wall
Çıkıncaya kadarmış
Until it breaks
Bana komaz deyip
Saying it won't affect me
Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları
Even if you drown your pain in a kilo of raki in the middle of the night
Oy benim yaralım
Oh, my wound
Asıl sancı uyandığında
The real pain comes when you wake up
Bütün odaları boş görünce koyarmış
And see all the rooms empty
Gitmek istiyorsun git
You want to go, then go
Bir savaşçı asla vedalaşmaz
A warrior never says goodbye
Durma git
Don't hesitate, go
Dışarısı dinamit dışarısı enkaz
Outside is dynamite, outside is rubble
Şunu cebine koy ne olur ne olmaz
Put this in your pocket, just in case
Eylül mağdurlarıydık kimsemiz yoktu
We were the September victims, we had no one
Yaralarımız aman vermiyordu canımıza
Our wounds were relentless
Kimseye kıymamıştık oysa masumduk
We hadn't hurt anyone, we were innocent
Rahatsız ediyordu bizi bu yalancı tarih
This deceitful history bothered us
Yırtılan bir pankart gibi
Like a torn banner
Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz
If our anger caused an avalanche in the middle of the cities
Oy benim yaralım
Oh, my wound
En az bir karıncanın yüreği kadar
At least as much as an ant's heart
Namuslu ve çalışkandı ellerimiz
Our hands were honest and hardworking
Artık bitti diyorsun git
You say it's over, go
Kırılsın kapı-çerçeve kırılsın bu cam
Let the door and frame break, let this glass break
Sorma git
Don't ask, go
Dışarısı panik dışarısı izdiham
Outside is panic, outside is chaos
Biliyorum seni vuracaklar bu akşam
I know they'll shoot you tonight
Ne çok fire verdik üstüste
We've lost so many, one after another
Ne çok arkadaş yitirdik bu tozlu yolculukta
We've lost so many friends on this dusty journey
Kimliği tespit edilmemiş
Unidentified
Ne çok ceset vurdu zeytin güzeli akşamlarımıza
So many corpses have washed up on our olive-beautiful evenings
Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi
Like great utopias and great mountains
İçerden çürümüşüz meğerse
We've rotted from the inside, it seems
Oy benim yaralım
Oh, my wound
Her gelen ölüm yazmış
Every arrival has spelled death
Her giden ayrılık işlemiş bu talihsiz gergefimize
Every departure has woven separation into our unfortunate fabric
Kendini arıyorsun git
You're searching for yourself, go
Aptal bir hayat kur içinde beni barındırmayan
Build a foolish life that doesn't include me
Kalma git
Don't stay, go
Dışarısı barut dışarısı gardiyan
Outside is gunpowder, outside is the warden
Yine bir tek ben olurum sana parçalanan
Once again, I'll be the only one shattered for you
Demek şimdi gidiyorsun
So you're leaving now
Sonunda bizi de çökertiyor bu kancık zelzele
Finally, this bitch of an earthquake is bringing us down too
Demek şimdi gidiyorsun
So you're leaving now
Yıkılan bir duvar gibi ömrüme devrile devrile
Crumbling over my life like a fallen wall
Demek mecburi istikametlerin
So at the unjust crossroads
Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında
Of mandatory directions pointing to separation
Oy benim yaralım maralım
Oh, my love, my wound
Demek şimdi gidiyorsun
So you're leaving now
Ve bana bir tek seçenek kalıyor güle güle
And I'm left with only one option: goodbye
Beni öldürüyorsun git
You're killing me, go
Kalmasın sende kahrım kalmasın derdim
Let my sorrow and my troubles not remain with you
Bakma git
Don't look back, go
Kafamı yumruklayıp ardınsıra ağlarsam namerdim
If I punch my head and cry after you, I'd be a coward





Writer(s): WRITER UNKNOWN, ISMEN OSMAN


Attention! Feel free to leave feedback.