Lyrics and translation Yusuf Hayaloğlu - Merhaba Nalan
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Merhaba
nalan
Hello
Nalan
Merhaba
üzgün
melek
Hello,
my
sad
angel
Merhaba
nalan
Hello
Nalan
Merhaba
küskün
çiçek
Hello,
my
sullen
flower
Merhaba
nalan
Hello
Nalan
Merhaba
ezgin
böcek
Hello,
my
melancholic
melody
Merhaba
nalan
Hello
Nalan
Merhaba
hazin
gerçek
Hello,
my
bitter
truth
Merhaba
nalân...
bu
sen
misin
Hello
Nalan...
is
that
really
you?
Yoksa
sen
mi
sandım;
Or
did
I
just
imagine
it;
Biri
çimdiklesin
beni
Someone
pinch
me
Şöyle
ışığa
gel
de
göreyim
Come
closer
to
the
light
so
I
can
see
Beni
dümdüz
eden
Those
lying,
lying
eyes
of
yours
O
yalandan
da
yalan
gözlerini
The
ones
that
leave
me
shattered
Merhaba
nalân
Hello
Nalan
Amortiden
mi
çıktın
güzelim
Did
your
suspension
break,
my
beauty?
Bak
yine
şapşal
ettin
bizi
Look,
you've
made
a
fool
of
us
again
Oysa
ne
güzel
unutmuştuk
And
we
had
forgotten
you
so
well
Ve
ne
güzel
sona
ermişti
And
how
beautifully
it
had
ended
O
gerzek
pembe
dizi
That
idiotic
pink
soap
opera
Hani,
son
bölümde
sen
yamuk
yapıp
Remember,
in
the
last
episode,
you
went
rogue
Fabrikatör
nubar
bey'in
And
went
to
the
Tarabya
mansion
of
Nubar
Bey,
the
factory
owner
Tarabya
köşküne
gitmiştin
Remember,
you
totally
rejected
me
Hani,
arkadaşım
halit
akçatepe'nin
yanında
Right
next
to
my
friend,
Halit
Akçatepe
Beni
acayip
refüze
etmiştin
And
at
that
moment,
in
my
eyes
Ve
işte
o
an
gözümde
You
became
like
an
old
piece
of
furniture
Eskicinin
bile
almadığı
That
even
the
junkman
wouldn't
take
Bir
eski
eşya
gibi,
bitmiştin
You
were
finished
Merhaba
nâlan,
merhaba
Hello
Nalan,
hello
Pişmanlıklar
denizinin
biletsiz
yolcusu
Stowaway
on
the
sea
of
regrets
Merhaba,
artist
olma
hayallerinin
Hello,
second-rate
character
actress
İkinci
sınıf
karakter
oyuncusu
Of
your
dreams
of
becoming
a
star
Vay
anasını
sayın
seyirciler
Oh
my,
dear
viewers
Vay
anasını
be...
vay
anasını
Oh
my...
oh
my
Bak,
şimdi
ağlarım
ha
Look,
I'm
going
to
cry
now
Tez
kapatsın
biri
Someone
quickly
shut
off
Gözlerimin
bozuk
vanasını
The
broken
valve
of
my
eyes
Oysa,
o
zehir
kusan
fabrika
yolunda
Yet,
on
that
road
to
the
poisonous
factory
Beraber
ıslanmıştık
biz,
nice
yağmurda
We
got
soaked
together
in
so
many
rains
Ve
o
gün,
nubar
bey'in
çarpıp
kaçtığı
And
that
day,
it
was
a
little
animal
Bir
hayvancağızdı
inleyen
Moaning
on
the
roadside
mud
Yol
kenarı
çamurunda
That
Nubar
Bey
had
hit
and
run
Ve
hep
kendine
ayırdığın
And
your
selfish
heart
O
bencil
yüreğin
That
you
always
reserved
for
yourself
Bir
de
o
gariban
köpeğe
sızlamıştı
Ached
for
that
poor
dog
too
Ve
ben,
ilk
defa
seni
böyle
bilmiştim
And
for
the
first
time,
I
saw
you
like
this
Ve
damarlarım
ilk
defa
böyle
cızlamıştı
And
for
the
first
time,
my
veins
tingled
like
this
Merhaba
nâlan...
merhaba
Hello
Nalan...
hello
Yoksul
mahallemizin
en
havalı
kızı
The
coolest
girl
in
our
poor
neighborhood
Merhaba,
yanlış
ağlara
takılmış
Hello,
that
magnificent
starfish
O
muhteşem
deniz
yıldızı
Caught
in
the
wrong
nets
Ben
sana
bakınca,
dolardım
bulut
gibi
When
I
looked
at
you,
I
would
fill
up
like
a
cloud
Dolardım
da
bir
türlü
yağamazdım
But
I
could
never
rain
Sen
bana
bakınca
When
you
looked
at
me
Bir
ağlamak
düğümlenir
boğazımda
A
lump
of
tears
would
form
in
my
throat
Gurur
yapar,
ağlamazdım
But
I
would
act
proud
and
not
cry
Ne
düşkündüm
sana
be
How
devoted
I
was
to
you
Hani
hayvanlar
yavrusunu
nasıl
yalarmış
Like
how
animals
lick
their
young
Aynen
öyle
Exactly
like
that
Ne
tutkuydu
bizimkisi
be
What
a
passion
ours
was
Hani
ferhat
dağları
nasıl
delermiş
Like
how
Ferhat
pierced
through
mountains
Aynen
öyle
Exactly
like
that
Ve
o
nasıl
gidişti
be
And
what
a
departure
that
was
Hani
bir
tren
gelir
de
üzerinden
geçermiş
Like
a
train
coming
and
running
you
over
Aynen
öyle
Exactly
like
that
Sen
benim
neler
çektiğimi
bilsen
If
you
knew
what
I've
been
through
Bunu
bilmekten
ölürdün
You
would
die
from
knowing
it
Şu
kadarını
söyleyeyim:
Let
me
just
say
this
much:
Hani
taş
olsan
If
you
were
a
stone
Yani
taş
olsan;
Yes,
a
stone;
Ortadan
ikiye
bölünürdün
You
would
be
split
in
two
Gitme
nâlan,
dur
Don't
go
Nalan,
wait
Tekrar
gitme
ne
olur
Please
don't
go
again
Aldırış
etme
saçma
sapan
sözlerime
Don't
mind
my
nonsense
words
Yoo...
hayır,
ağlamıyorum
No...
no,
I'm
not
crying
Galiba
cıgaranın
dumanı
kaçtı
gözlerime
I
guess
the
smoke
from
the
cigarette
got
in
my
eyes
Belki
de
sen
haklıydın
Maybe
you
were
right
Bu
mahallede
ne
bahtın
açılır
Neither
your
luck
would
improve
in
this
neighborhood
Ne
de
boyun
uzardı
Nor
would
you
grow
taller
Üstelik
annen
ölmüştü
Besides,
your
mother
had
passed
away
Ve
sokağınız
And
your
street
Acını
kaldıramayacak
kadar
dardı
Was
too
narrow
to
handle
your
pain
Terso
gidiyordu
herşey
Everything
was
going
wrong
Milllet
işi-gücü
bırakmış
People
left
their
work
and
worries
Aklını
bize
takıyordu
And
focused
their
minds
on
us
Altımızda
çul
yoktu
We
had
no
underwear
Üstümüzde
dam
akıyordu
Our
roof
was
leaking
Arap
kızı
camdan
bakıyordu
The
Arab
girl
was
watching
from
the
window
Sen
gittikten
sonra
ben
After
you
left,
I
El
attığım
her
işi,
çok
geçmedi
batırdım
I
messed
up
every
business
I
touched,
before
long
Çünkü
seni
unutmanın
tek
yoluydu;
Because
it
was
the
only
way
to
forget
you;
Bütün
kazancımı
şaraba
yatırdım
I
invested
all
my
earnings
in
alcohol
Ama
gelinliğin
duruyor
But
your
wedding
dress
is
still
here
Baba
yadigarı
cumbalı
evimizi
de
satmadım
And
I
haven't
sold
our
heirloom
bay-windowed
house
Yalanım
varsa
kalkmayayım
şuradan:
May
I
not
get
up
from
here
if
I'm
lying:
Ben
seni
bir
tek
gün
bile
unutmadım
I
haven't
forgotten
you
for
a
single
day
Merhaba
nâlan
Hello
Nalan
Merhaba
üzgün
melek
Hello,
my
sad
angel
Merhaba
kadersizim,
talihsizim
Hello,
my
unlucky
one,
my
unfortunate
one
Merhaba
titreyen
elim,
sancıyan
belim
Hello,
my
trembling
hand,
my
aching
waist
Ağrıyan
dizim,
vazgeçilmezim
My
sore
knee,
my
indispensable
one
Ama
necdet
tosun
öldü
nâlan
But
Necdet
Tosun
died,
Nalan
Artık
yemekleri
sen
From
now
on,
you'll
cook
Salatayı
da
ben
yapacağım
And
I'll
make
the
salad
Sami
hazinses
kadar
olmasa
da
Even
if
not
as
good
as
Sami
Hazinses
Bahçeyi
sevdiğin
çiçeklerle
donatacağım
I
will
decorate
the
garden
with
the
flowers
you
love
Kemal
sunal
da
öldü
nâlan
Kemal
Sunal
also
died,
Nalan
İyi
kalpli
amcaları
birer-birer
uğurladık
We
said
goodbye
to
the
kind-hearted
uncles
one
by
one
Ve
dünya
kirlendi
And
the
world
got
dirty
Filmler
bozuldu
Movies
got
corrupted
O
masum
sevdalar
yaşanmıyor
artık
Those
innocent
loves
are
no
longer
lived
Sen
varsın,
ben
varım
There's
you,
there's
me
Bir
de,
acımasız
bir
dünya
var
dışarıda
And
there's
a
cruel
world
out
there
Esas
film
şimdi
başlıyor
The
real
movie
is
starting
now
Ve
bütün
koltuklar
bomboş
bu
sinemada
And
all
the
seats
are
empty
in
this
cinema
Merhaba
nâlan,
merhaba
Hello
Nalan,
hello
Sen
ortada
sıçan,
ben
şaşkın
körebe
You're
the
rat
in
the
middle,
and
I'm
the
blindfolded
one
Ulan
seviyorum
seni
be
Damn,
I
love
you
Ulan,
nereden
inceldiyse
Damn,
wherever
it
got
thin
Oradan
kopsun
be
Let
it
break
from
there
Rate the translation
Only registered users can rate translations.
Attention! Feel free to leave feedback.