Lyrics and translation Zulfu Livaneli - Doğdukları Yerde Ölenler (Remastered)
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Doğdukları Yerde Ölenler (Remastered)
Those Who Die in the Place Where They Were Born (Remastered)
Bozkırda
bir
kasabadan
geçerken
Passing
through
a
town
in
the
steppe,
Tozlu
yolda
iki
sıralı
kahveler
Two
rows
of
coffee
houses
on
the
dusty
road.
Öyle
sakin,
kıpırtısız
So
quiet,
motionless
Otobüsü
süzerler
They
watch
the
bus.
Doğdukları
yerde
ölenler
Those
who
die
in
the
place
where
they
were
born.
Sıcak
öğle
sonları,
kan
uykularda
Warm
noon
hours,
blood
in
their
sleep,
Serinliği
dipsiz
kuyuların
The
coolness
of
bottomless
wells.
Soğutulmuş
testilerde
sızıntı
Seepage
in
cooled
jugs.
Güneş
birden
devrilir,
gider
The
sun
suddenly
tips
over
and
is
gone,
Ve
geceleri
titrek
fenerler
And
at
night,
trembling
lanterns.
Hiç
şikâyet
etmezler
They
never
complain,
Doğdukları
yerde
ölenler
Those
who
die
in
the
place
where
they
were
born.
Dağ
başında
bir
köyde
In
a
mountaintop
village,
Kar
altında
dal
gibi
bir
kız
A
girl
slender
as
a
branch
in
the
snow.
Munzur
dağı
gibi
köye
yazgılı
Destined
to
the
village
like
Mount
Munzur
Ve
en
büyük
macerası
And
her
greatest
adventure,
Çeşme
başında
gülüşmeler
Laughter
at
the
fountain.
Dünya
onlar
için
dönmez
The
world
doesn't
turn
for
them,
Bilmezler
yol
yorgunluğunu
They
don't
know
road
weariness,
Sesleri
yankı
bulur
Their
voices
echo,
Hep
aynı
kayadan,
aynı
saat
diliminden
Always
from
the
same
rock,
the
same
time
zone.
Düşlerinde
Çin-i
Maçin'e
giderler
In
their
dreams
they
go
to
China,
Doğdukları
yerde
ölenler
Those
who
die
in
the
place
where
they
were
born.
Rate the translation
Only registered users can rate translations.
Writer(s): Omer Zulfu Livaneli
Attention! Feel free to leave feedback.