Paroles et traduction Abdullah Beyhan - Hanzala'nın Kayıp Mektubu
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Hanzala'nın Kayıp Mektubu
Hanzala's Lost Letter
Çok
konuşmayı
sevmiyorum
I
don't
like
to
talk
much,
my
love.
Gerçi
siz
dinler
misiniz
beni
bilmem
ama
Though
I
don't
know
if
you'd
even
listen
to
me.
Yine
de
anlatayım
size
hikayemi
bir
notla
Still,
let
me
tell
you
my
story
in
a
note.
Adım
Hanzala,
15
mayıs
1948
den
beri
10
yaşındayım
My
name
is
Hanzala,
I've
been
10
years
old
since
May
15th,
1948.
O
büyük
felaket
gününden
alıyor
annem
adını
My
mother
named
me
after
that
great
day
of
disaster.
Yani
ismi
Nakba
That
is,
her
name
is
Nakba.
Bir
kız
kardeşim
var
onun
adıysa
Fatıma
I
have
a
sister,
her
name
is
Fatima.
Babam,
babamın
adı
neyse,
önemi
yok
My
father,
whatever
my
father's
name
is,
it
doesn't
matter.
Ayakkabı
numaram
yok
benim
I
don't
have
a
shoe
size.
Şey
aslında
hiç
ayakkabım
da
olmadı
Actually,
I've
never
had
any
shoes.
10
yaşındaydım
zalim
İsrail
vatanımdan
küçük
şirin
I
was
10
years
old
when
cruel
Israel
expelled
me
from
my
small,
sweet
homeland,
Köyümden
beni
kovduğunda
from
my
village.
Sokakta
oynadığım
arkadaşlarım
bir,
bir
öldürülürken
As
my
friends
I
played
with
on
the
streets
were
killed
one
by
one,
Sessiz
çığlıklarla
ayrıldım
Filistin'den,
yalınayak
I
left
Palestine
with
silent
screams,
barefoot.
Yaşım
hala
10
büyümedim
bir
an
olsun
My
age
is
still
10,
I
haven't
grown
a
day.
Büyüyemedim
I
couldn't
grow
up.
Bir
milyonluk
ailemden
kimse
geri
dönmedi
dönemedi
No
one
from
my
million-strong
family
returned,
couldn't
return.
Sıra
dışın
diyorlar
bana
ama
zaten
ufacık
They
call
me
unusual,
but
isn't
it
unnatural
Bir
çocuğun
vatansız
kalması,
yıllarca
mülteci
kampında
for
a
small
child
to
be
stateless,
to
try
to
hold
on
to
life
in
a
refugee
camp
for
years?
Hayata
tutunmaya
çalışması
tabiata
aykırı
değil
mi?
Isn't
it
against
nature,
my
dear?
Parçalandı
topraklarım
hepinizin
gözü
önünde
My
lands
were
torn
apart
before
all
your
eyes.
Bazen
kör
oldunuz,
bazen
sağır,
sustunuz,
sustunuz,
sustunuz
Sometimes
you
were
blind,
sometimes
deaf,
you
were
silent,
silent,
silent.
Siz
sustukça
vatan
kokusu
uzak
bana
The
further
you
stayed
silent,
darling,
the
further
away
the
scent
of
my
homeland
became.
Adım
atacak
ayakkabım
yoktu
zaten
I
didn't
have
shoes
to
take
a
step
anyway.
Şimdi
ise
bir
adım
toprağım
bile
yok
Now
I
don't
even
have
a
single
step
of
land.
Sırtımı
döndüm
sizin
vatan
dediğiniz
diyarlara
I
turned
my
back
on
the
lands
you
call
home.
Kırgınım,
küskünüm
sizin
dünyanıza
I
am
hurt,
resentful
of
your
world,
my
love.
İşgal
edilirken
evim
yurdum,
10
yıllardır
öldürülürken
kardeşlerim
While
my
home
and
land
were
being
occupied,
while
my
brothers
and
sisters
were
being
killed
for
10
years,
İşgalciler
çiğnerken
namusumuzu
kanlı
postallarıyla
While
the
occupiers
trampled
our
honor
with
their
bloody
boots,
Lime,
lime
edilirken
vatanım,
duymadınız,
görmediniz,
konuşmadınız
While
my
homeland
was
being
torn
to
shreds,
you
didn't
hear,
you
didn't
see,
you
didn't
speak.
İsrail'in
işlediği
savaş
suçları,
binlerce
kardeşlerinizin
Israel's
war
crimes,
the
bodies
of
thousands
of
your
brothers
and
sisters
Cesedi
bir
araya
getiremedi
sizi.
Kiminiz
zulmü
alkışladınız
Couldn't
bring
you
together.
Some
of
you
applauded
the
cruelty.
Kiminiz
zalimi
sevdiniz.
Ama
bir
gün
olsun
zulmü
alkışlayan
Some
of
you
loved
the
oppressor.
But
not
for
a
single
day
did
those
of
you
who
applauded
the
cruelty
O
ellerinizi
mazluma
uzatmayı
denemdiniz
Try
to
extend
your
hands
to
the
oppressed.
Zulme
uğrayanın
başını
okşamadınız
gözyaşlarını
silmediniz
You
didn't
caress
the
head
of
the
oppressed,
you
didn't
wipe
away
their
tears,
my
dear.
Ben
Hanzala
hala
10
yaşındayım
hayatta
kalmak
için
I,
Hanzala,
am
still
10
years
old.
To
survive,
Aniden
geldim
bu
dünyaya
bin
kere
öldüm
işgal
altındaki
I
suddenly
came
into
this
world
and
died
a
thousand
times
in
the
occupied
Filistin
topraklarında
her
Filistinli
çocuk
bir
Hanzala'dır
Palestinian
lands.
Every
Palestinian
child
is
a
Hanzala.
Hala
ölmeye
devam
ediyor
nice
Hanzala'lar
Many
Hanzalas
are
still
dying.
Ama
hepsi
hayatta,
umudum
yok
değil
But
they
are
all
alive,
my
hope
is
not
lost.
Bugün
bombalar
yağsa
da
evime
Even
though
bombs
are
raining
down
on
my
house
today,
Kulaklarımı
kapatıp
uyumaya
çalışsam
da
şimdilik
Even
though
I
try
to
cover
my
ears
and
sleep
for
now.
İşte
böyle
dimdik
duruyorum
işgalcilere
karşı
This
is
how
I
stand
tall
against
the
occupiers.
Elbet
bir
gün
dönücem
vatanıma
One
day
I
will
return
to
my
homeland.
Özgürce
koşucaz
Kudüs
sokaklarında
arkadaşlarımla
We
will
run
freely
in
the
streets
of
Jerusalem
with
my
friends.
Saklambaç
oynıcaz
Mescid-i
Aksa
da
We
will
play
hide-and-seek
in
Al-Aqsa
Mosque.
O
gün
geldiğinde
vatanıma
döndüğümde
söz
veriyorum
When
that
day
comes,
when
I
return
to
my
homeland,
I
promise
Yüzümü
de
dönücem
size
bende
I
will
turn
my
face
to
you
too.
Her
çocuk
gibi
büyücem,
basıcam
11
yaşına
Like
every
child,
I
will
grow
up,
I
will
turn
11.
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.