Agoni - Soğumasın - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Agoni - Soğumasın




Soğumasın
Don't Let It Get Cold
Kaldırıma uzanıp kaldığın günleri cimcikletince hayat sana,
When life pinches you down on the sidewalk,
Hava kararmadan eve dönebildin mi yakın zamanda? Hiç hatırlamam.
Have you been able to return home before dark lately? I can't remember.
Yüreğine puslu bir ateş düşer,
A hazy fire falls on your heart,
Yüzün düşerken büyümene rağmen (Büyümene rağmen)
Your face falls as you grow (as you grow)
Küçükken bu kadar ağlamamam bile anormalken
It's even abnormal that I didn't cry this much when I was little
Hâlâ aynıyım hâlâ aynı sokakta ve aynı
I'm still the same, still on the same street and the same
Lügatta tek isteğim derdimi kendimden kurtarmak.
The only thing on my mind is to rid myself of my troubles.
Anlıyacağın o kadar nalet
You see, it's just that damned
Düşen omuzlarım yıldızlar gibi ağır gelirken vücuduma
My slumped shoulders weigh on my body like stars
Biriktirdiğim çok bir şeyim yok bir kaç umuttur bütün zula
I don't have much to save, just a few hopes, my only treasure
Ölen balık gibi çıkar sudan yüz altlarım gülmeyi unutur
Like a dead fish, my face emerges from the water, forgetting how to smile
Gülleri kurutur birileri elbet
Someone will dry the roses, no doubt
Günleri koyudur her şeyi kabullendim kaderle
Days are dark, I accept everything with fate
Ak saçlarımda uçurtma uçurur çocuklar
Children fly kites in my gray hair
Ben çok üzülen bir faniyim hiç kolay değil sırıtmak
I'm a mortal who's hurting a lot, it's not easy to grin
Bütün gecelerim cehennemin provası
All my nights are a rehearsal for hell
Dökük bakışlarım karanlığın badanası
My sunken eyes, the whitewash of darkness
Tütünlerde gelir sigaramın kızarası
My cigarette glows with the crimson of tobacco
Fazla ömrü yok, çek bunu soğumasın
It won't last long, take this, don't let it get cold
Çek, çek, çek, çek, çek ya çek, çek
Take, take, take, take, take, oh, take, take
Sevmeye bile bakiye yetersiz dostum ne yapacaksın hayat böyle,
Even to love, the balance is insufficient, my friend, what will you do, life is like this,
Ben daha kendime bile alışamamışken geçmişten kalan bir kaç söylem
When I haven't even gotten used to myself, a few words left from the past
Kalemim sağlam kalbim kırık
My pen is strong, my heart is broken
Sahtelik üstüne geldim yine neyi ne kadar yapabileceğimi sorma bana,
I came on top of fakeness again, don't ask me how much or how much I can do,
İnanmıyorum ki kendime bile
I don't even believe in myself
İyi dileklerini kendine dile
Wish your good wishes to yourself
Kötü sözcükler gelmiyor bile
Bad words don't even come
Hayat istediklerini vermiyor di mi
Life doesn't give you what you want, does it?
Sorup durursun niye diye Tanrı'ya
You just keep asking God why
Fakat bu senin ellerindeydi
But this was in your hands
Geçti vakitleri, yandı o bilet
It's too late, that ticket burned
Hatta bazen müzisyen olabilirsin seni melodiler anlıyor diye
Sometimes you can even be a musician because melodies understand you
Ben susmayı seçtim
I chose to be silent
Sonunda yabani çiçekler içtim, gülümsemiştim
In the end, I drank wild flowers, I smiled
Uğramayan bir sen kaldı
You were the only one who didn't come by
Güneşli günleri özlememiştim
I hadn't missed the sunny days
Zaten sorsan güneşli geceleri özlememiştir
He hadn't missed the sunny nights, if you asked
Kalbimi isteseydin verirdim,
I would have given you my heart,
Sök dememiştin.
You didn't say to take it out.
Bütün gecelerim cehennemin provası
All my nights are a rehearsal for hell
Dökük bakışlarım karanlığın badanası
My sunken eyes, the whitewash of darkness
Tütünlerde gelir sigaramın kızarası
My cigarette glows with the crimson of tobacco
Fazla ömrü yok çek bunu soğumasın
It won't last long, take this, don't let it get cold





Writer(s): Furkan Uzun


Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.