Paroles et traduction Ahmet Kaya - Cinayet Saati
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Haliç'te
bir
vapuru
vurdular
dört
kişi
They
shot
a
ferry
in
the
Golden
Horn,
four
people
Demirlemişti
eli
kolu
bağlıydı
ağlıyordu
It
was
anchored,
her
hands
and
feet
were
tied
, she
was
crying
Dört
bıçak
çekip
vurdular
dört
kişi
Four
stabbed
and
shot
four
people
Yemyeşil
bir
ay
gökte
dağılıyordu
A
lush
green
moon
was
dissipating
in
the
sky
Haliç'te
bir
vapuru
vurdular
dört
kişi
They
shot
a
ferry
in
the
Golden
Horn,
four
people
Demirlemişti
eli
kolu
bağlıydı
ağlıyordu
It
was
anchored,
her
hands
and
feet
were
tied
, she
was
crying
Dört
bıçak
çekip
vurdular
dört
kişi
Four
stabbed
and
shot
four
people
Yemyeşil
bir
ay
gökte
dağılıyordu
A
lush
green
moon
was
dissipating
in
the
sky
Deli
Cafer,
İsmail,
Tayfur
ve
Şaşı
Crazy
Cafer,
İsmail,
Tayfur
and
Şaşı
Maktulün
onbeş
yıllık
arkadaşı
The
murdered
man's
fifteen-year-old
friend
Üçü
kamarot
öteki
aşçıbaşı
Three
cabin
boys,
the
other
was
a
chief
cook
Dört
bıçak
çekip
vurdular
dört
kişi
Four
stabbed
and
shot
four
people
Deli
Cafer,
İsmail,
Tayfur
ve
Şaşı
Crazy
Cafer,
İsmail,
Tayfur
and
Şaşı
Maktulün
onbeş
yıllık
arkadaşı
The
murdered
man's
fifteen-year-old
friend
Üçü
kamarot
öteki
aşçıbaşı
Three
cabin
boys,
the
other
was
a
chief
cook
Dört
bıçak
çekip
vurdular
dört
kişi
Four
stabbed
and
shot
four
people
Cinayeti
kör
bir
kayıkçı
gördü
A
blind
boatman
saw
the
murder
Ben
gördüm
kulaklarım
gördü
I
saw
it,
my
ears
saw
it
Vapur
kudurdu
kuduz
gibi
böğürdü
The
ferry
went
mad,
bellowed
like
a
rabid
dog
Hiç
biriniz
orada
yoktunuz
None
of
you
were
there
Cinayeti
kör
bir
kayıkçı
gördü
A
blind
boatman
saw
the
murder
Ben
gördüm
kulaklarım
gördü
I
saw
it,
my
ears
saw
it
Vapur
kudurdu
kuduz
gibi
böğürdü
The
ferry
went
mad,
bellowed
like
a
rabid
dog
Hiç
biriniz
orada
yoktunuz
None
of
you
were
there
Demirlemişti
eli
kolu
bağlıydı
ağlıyordu
It
was
anchored,
her
hands
and
feet
were
tied
, she
was
crying
Onüç
damla
gözyaşını
saydım
I
counted
thirteen
tears
Alllahına
kitabına
sövüp
saydım
I
cursed
her
God
and
her
book
Şafak
nabız
gibi
atıyordu
The
dawn
was
beating
like
a
pulse
Sarhoştum
Kasımpaşa'daydım
I
was
drunk,
I
was
in
Kasımpaşa
Hiç
biriniz
orada
None
of
you
there
Hiç
biriniz
orada
None
of
you
there
Hiç
biriniz
orada
yoktunuz
None
of
you
were
there
Hiç
biriniz
orada
None
of
you
there
Hiç
biriniz
orada
None
of
you
there
Hiç
biriniz
orada
yoktunuz
None
of
you
were
there
Haliç'te
bir
vapuru
vurdular
dört
kişi
They
shot
a
ferry
in
the
Golden
Horn,
four
people
Polis
katilleri
arıyordu
The
police
were
looking
for
the
murderers
Haliç'te
bir
vapuru
vurdular
dört
kişi
They
shot
a
ferry
in
the
Golden
Horn,
four
people
Polis
katilleri
arıyordu
The
police
were
looking
for
the
murderers
Deli
Cafer,
İsmail,
Tayfur
ve
Şaşı
Crazy
Cafer,
İsmail,
Tayfur
and
Şaşı
Üzerime
yüklediler
bu
işi
They
put
this
job
on
me
Deli
Cafer,
İsmail,
Tayfur
ve
Şaşı
Crazy
Cafer,
İsmail,
Tayfur
and
Şaşı
Üzerime
yüklediler
bu
işi
They
put
this
job
on
me
Sarhoştum
Kasımpaşa'daydım
I
was
drunk,
I
was
in
Kasımpaşa
Vapuru
onlar
vurdu
ben
vurmadım
They
shot
the
ferry,
I
didn't
Sarhoştum
Kasımpaşa'daydım
I
was
drunk,
I
was
in
Kasımpaşa
Vapuru
onlar
vurdu
ben
vurmadım
They
shot
the
ferry,
I
didn't
Cinayeti
kör
bir
kayıkçı
gördü
A
blind
boatman
saw
the
murder
Ben
vursam
kendimi
vuracaktım
If
I
had
shot,
I
would
have
shot
myself
Cinayeti
kör
bir
kayıkçı
gördü
A
blind
boatman
saw
the
murder
Ben
vursam
kendimi
vuracaktım
If
I
had
shot,
I
would
have
shot
myself
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): ATTILA HAMDI ILHAN, AHMET KAYA
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.