Paroles et traduction Ahmet Kaya - Diyarbakır Türküsü

Diyarbakır Türküsü

Diyarbakır ortasında vurulmuş uzanırım
Ben bu kurşun sesini nerede olsa tanırım
Bu dağlarda gençliğim cayır cayır yanarken
Ay vurur gözyaşıma ben gecede kalırım ben gecede kalırım
Bu dağlarda gençliğim cayır cayır yanarken
Ay vurur gözyaşıma ben gecede kalırım
Üzülme sen üzülme başını öne eğme
Gün olur kavuşuruz dert etme Diyarbakır
Ağlama sen ağlama kanlı bezler bağlama
Bu yangın söner birgün ağlama Diyarbakır
Diyarbakır yolunda toz olmuş dağılırım
Bu hırçın depremlerle sarsılırım kanarım
Arkadaşların yüzü ağır ağır solarken
Gün doğar yaylalara kahrımdan utanırım kahrımdan utanırım
Arkadaşların yüzü ağır ağır solarken
Gün doğar yaylalara kahrımdan utanırım
Ey fırtınalı bayır ey mazlum Diyarbakır
Dağlarında kızıl ateş alnında kızıl bakır
Çiğdemler solar gibi anneler yanar gibi
Dizlerine döküldüm ağlama Diyarbakır
Ey fırtınalı bayır ey mazlum Diyarbakır
Dağlarında kızıl ateş alnında kızıl bakır
Çiğdemler solar gibi anneler yanar gibi
Dizlerine döküldüm ağlama

Diyarbakır Song

In the midst of Diyarbakır, I'm shot down
I would recognize this gunshot sound anywhere
As my youth burns like a wildfire in these mountains
The moon shines on my tears, I stay in the night, I stay in the night
As my youth burns like a wildfire in these mountains
The moon shines on my tears, I stay in the night
Don't you fret, don't you fret, don't hang your head
One day, we'll meet again, Diyarbakır, don't you worry
Don't you cry, don't you cry, don't bandage your wounds with bloody rags
This fire will extinguish someday, Diyarbakır, don't you cry
On the road to Diyarbakır, I’ll be scattered like dust
I'll be shaken and bleed with these violent earthquakes
As the faces of my comrades slowly fade
The sun rises over the plateaus, I feel ashamed of my sorrow, I feel ashamed of my sorrow
As the faces of my comrades slowly fade
The sun rises over the plateaus, I feel ashamed of my sorrow
Oh, stormy hillside, oh, oppressed Diyarbakır
Crimson fire on your mountains, crimson copper on your forehead
Like fading snowdrops, like grieving mothers
I kneel at your feet, Diyarbakır, don't you cry
Oh, stormy hillside, oh, oppressed Diyarbakır
Crimson fire on your mountains, crimson copper on your forehead
Like fading snowdrops, like grieving mothers
I kneel at your feet, don't you cry