Paroles et traduction Ahmet Kaya - Dokunma Yanarsın
Dokunma Yanarsın
Don't Touch Me, You'll Get Burned
Çocukluğum
çıraklıkta
geçti,
My
childhood
was
spent
as
an
apprentice,
Kir-pas
içinde.
Dirty
and
grimy.
Gençliğim
korsan
yürüyüşlerde,
mitinglerde.
My
youth
was
spent
in
pirate
walks
and
rallies.
Hapse
erken
düştüm,
I
went
to
prison
early,
Copla
erken
tanıştım,
I
met
the
police
early,
Küçük
voltalardan
bıktım
usandım!
I'm
tired
of
these
small
circles!
Şimdi
uçsuz
bucaksız
ovalarda,
Now
in
the
endless
plains,
Adımlarımı
saymadan,
Without
counting
my
steps,
Geriye
dönüp
bakmadan,
Without
looking
back,
Usanmadan,
bıkmadan,
Without
getting
tired
or
bored,
Deli
taylar
gibi
koşmak
istiyorum!
I
want
to
run
like
a
wild
horse!
Ve
görüyorsun
ki;
And
as
you
see;
Aşkı
beceremiyorum...
I
can't
handle
love...
Beni
kendi
halime
bırak,
yavrucuğum,
Leave
me
alone,
my
dear,
Ben
yolumu
nasıl
olsa
bulurum...
I'll
find
my
way...
Upuzun
çayırlarda,
In
the
endless
meadows,
Yalınayak
koşmak
istiyorum.
I
want
to
run
barefoot.
Saçlarım
rüzgâra
konuk,
My
hair
is
like
a
guest
of
the
wind,
Yüzüm
dağlara
dönük...
My
face
is
turned
to
the
mountains...
Göğsümün
çeperini,
The
walls
of
my
chest,
Ölümle
sınayan
esaret,
The
captivity
that
tests
me
with
death,
Ve
yüreğimi
yararcasına
zorlayan
cesaret;
And
the
courage
that
breaks
my
heart;
Kıyasıya
vuruşsun
istiyorum!
I
want
them
to
strike
fiercely!
Koşmak...
koşmak
istiyorum,
sevgilim
Run...
I
want
to
run,
my
love
Dönemezsem,
affet...
If
I
can't
come
back,
forgive
me...
Firari
gecelerin
azmanı
olmuşum,
I
have
become
the
demon
of
fugitive
nights,
Bütün
istasyonlarda
afişim
durur.
My
posters
hang
at
all
stations.
Beni
bir
çocuk
bile
bulur...
Even
a
child
can
find
me...
Dokunma
bana,
çıldırırsın!
Don't
touch
me,
you'll
go
crazy!
Dokunma
bana,
ellerin
tutuşur!
Don't
touch
me,
your
hands
will
burn!
Koşmak
istiyorum;
I
want
to
run;
Eksozların,
molozların,
From
the
exhaust
fumes,
the
rubble,
Yağmaların
kıyısından.
The
edge
of
plunder.
Onca
insafsızlıkların,
From
all
those
injustices,
Onca
haksızlıkların,
From
all
those
unfairnesses,
Manzarasızlıkların,
parasızlıkların,
From
the
lack
of
scenery,
the
lack
of
money,
Allahsızlıkların
kıyısından...
From
the
lack
of
God...
Kimseye
ve
hiçbir
şeye
değmeden,
Without
touching
anyone
or
anything,
Ciğerlerimi
yok
edercesine
koşmak
istiyorum!
I
want
to
run
until
my
lungs
give
out!
Koşmak
istiyorum;
I
want
to
run;
Şiirimin
ve
yumruğumun
namusuyla...
With
the
honor
of
my
poetry
and
my
fist...
Kavgaya
karışmadan,
tutuklanmadan
Without
getting
into
fights,
without
getting
arrested
Ve
küfür
etmeden
And
without
cursing
Kafamı
kırarcasına
koşmak
istiyorum!.
I
want
to
run
until
my
head
breaks!.
Avucunu
son
bir
defa,
Hold
your
palm
one
last
time,
Ağlamadan
tutmak
istiyorum;
I
want
to
hold
it
without
crying;
Gözlerim
yüzüne
küskün,
My
eyes
are
angry
with
your
face,
Sazım
sevgine
suskun...
My
saz
is
silent
with
your
love...
Saati
ayrılığa
kurmuşum,
I've
set
the
clock
for
separation,
Olmaz
teslimiyet!
There
will
be
no
surrender!
Ziyan
aklımı
senle
bozmuşum,
I've
lost
my
mind
with
you,
İçerim
felâket!.
I'm
in
a
disaster!.
Kurşunlara
geleyim
istiyorum,
I
want
to
come
to
the
bullets,
Ölmek...
ölmek
istiyorum,
sevgilim
I
want
to
die...
I
want
to
die,
my
love
Sağ
kalırsam,
affet!.
If
I
survive,
forgive
me!.
Firari
acıların
uzmanı
olmuşum,
I
have
become
an
expert
on
fugitive
pains,
Bütün
telsizlerde
adım
okunur;
My
name
is
read
on
all
radios;
Beni
bir
korkak
bile
vurur...
Even
a
coward
can
shoot
me...
Dokunma
bana,
fişlenirsin!.
Don't
touch
me,
you'll
be
exposed!.
Dokunma
bana,
sen
de
yanarsın!.
Don't
touch
me,
you'll
burn
too!.
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Ahmet Kaya, Yusuf Hayaloglu
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.