Ahmet Kaya - Sevgi Duvarı - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Ahmet Kaya - Sevgi Duvarı




Sevgi Duvarı
The Wall of Love
Sen miydin o yalnızlığın mıydı yoksa
Was it you with that loneliness or was it
Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
In the pitch dark we would open our rusty eyes
Dilimizde akşamdan kalma bir küfür
With a curse from the previous night lingering on our tongues
Salonlar, piyasalar, sanat sevicileri
Halls, marketplaces, art enthusiasts
Salonlar, piyasalar, sanat sevicileri
Halls, marketplaces, art enthusiasts
Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni
My concern was introducing you to people during the day
Yakanda bir amonyak amonyak çiçeği
With an amaranth flower pinned to your collar
Yalnızlığım benim pasaklı kontesim
My loneliness, my unkempt countess
Ne kadar rezil olursak o kadar iyi
The more disgraceful we are, the better
Yalnızlığım benim pasaklı kontesim
My loneliness, my unkempt countess
Ne kadar rezil olursak o kadar iyi
The more disgraceful we are, the better
Ne kadar rezil olursak o kadar iyi, o kadar iyi
The more disgraceful we are, the better, the better
Kumkapı meyhanelerine dadandık
We became regulars at the Kumkapı taverns
Önümüzde; altınbaş, altın zincir fasulye pilakisi
Before us; goldhead, gold chain, fasulye pilaki
Ardımızda görevliler hızır paşalar
Behind us; officials, protectors of the innocent
Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
In the mornings, they would find my corpse out in the open
Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi, leşimi
In the mornings, they would find my corpse out in the open, my corpse
Öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri
The garbage collectors' hands were so warm
Çöpçülerin elleriyle okşardım seni
I would caress you with the garbage collectors' hands
Yalnızlığım benim süpürge saçlım
My loneliness, my broom-haired one
Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi
The worse we smell, the better
Yalnızlığım benim süpürge saçlım
My loneliness, my broom-haired one
Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi
The worse we smell, the better
Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi, o kadar iyi
The worse we smell, the better, the better
Baktım gökte bir kırmızı, bir uçak
I looked up at the sky and saw something red, an airplane
Bol çelik, bol yıldız, bol insan
Abundant steel, abundant stars, abundant people
Bir gece sevgi duvarını aştık
One night, we scaled the wall of love
Düştüğüm yer öyle açık seçik ki
The place where I fell is so clear
Düştüğüm yer öyle açık seçik ki, öyle açık seçik ki
The place where I fell is so clear, so clear
Başucumda bir sen varsın bir de evren
There is you by my bedside and the universe too
Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
I'm not counting those I've repeatedly brought back from the dead
Yalnızlığım benim çoğul türkülerim
My loneliness, my polyphonic folk songs
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi
The more honest we live, the better
Yalnızlığım benim çoğul türkülerim
My loneliness, my polyphonic folk songs
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi,
The more honest we live, the better,
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi, o kadar iyi
The more honest we live, the better, the better





Writer(s): Ahmet Kaya


Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.