Paroles et traduction Ahmet Kaya - Özgür Çağrı
Sana
yalan
söyleyemem
I
can't
lie
to
you
Darılırsın
yavrucağım
You'll
get
upset
my
baby
Sana
yalan
söyleyemem
I
can't
lie
to
you
Darılırsın
yavrucağım
You'll
get
upset
my
baby
Abin
bir
gün
dağdan
döner
Brother
will
come
down
from
the
mountains
one
day
Sarılırsın
yavrucağım
You'll
hug
him
my
baby
Abin
bir
gün
dağdan
döner
Brother
will
come
down
from
the
mountains
one
day
Sarılırsın
yavrucağım
You'll
hug
him
my
baby
Giden
gelmez
geri
dönmez
Those
who
leave
don't
come
back
Bilmiyorsun
yavrucağım
You
don't
know
my
baby
Giden
gelmez
geri
dönmez
Those
who
leave
don't
come
back
Bilmiyorsun
yavrucağım
You
don't
know
my
baby
Sen
üzülme
sıra
bende
Don't
worry,
it's
my
turn
Gideceğim
yavrucağım
I'll
go
my
baby
Sen
üzülme
sıra
bende
Don't
worry,
it's
my
turn
Gideceğim
yavrucağım
I'll
go
my
baby
Elverir
ki
çoşku
It's
enough
that
the
enthusiasm
Haylaz
çocuklarını
boğazlamasın
Doesn't
kill
the
naughty
children
Avunmak
elbette
kolaydır
Solace
is
easy
of
course
Şehri
yiğit
bir
türkü
gibi
dolaşmak
Wandering
the
city
like
a
brave
song
Dağlara
destanlar
düşünmek
kolaydır
Thinking
of
epics
on
the
mountains
is
easy
Hapislere
bir
sevinç
çığlığı
gibi
düşmek
Falling
into
the
prisons
like
a
cry
of
joy
Kızların
diri
gögüslerinde
On
the
girls'
lively
breasts
Matbaalarda
In
print
shops
Ve
kongre
zabıtlarında
dünyayı
tazelemek
And
refreshing
the
world
in
conference
minutes
Yeryüzüne
depremler
düşürmek
kolaydır
Dropping
earthquakes
to
the
earth
is
easy
Çünkü
binlerce
militanın
rüzgarlı
macerası
Because
the
windy
adventures
of
thousands
of
militants
Bir
kurşun
bile
değildir
namusun
mavzerine
Is
not
even
a
bullet
to
the
dignity
of
the
mauser
Gönlün
kahpeliğine
tutsaksın
açıkçası
You
are
a
prisoner
to
the
wickedness
of
your
heart,
it's
obvious
Asıl
savaş
alanı
suskundur
arkadaş
The
real
battlefield
is
silent,
my
friend
Sahipsizdir
Ownerless
Asıl
savaşcılar
afyonlu
mütevekkil
The
real
warriors
are
opium
addicted
and
resigned
Öyleyse
So
then
Şehrin
girdabında
çalkalanan
zulüm
The
oppression
that
shakes
in
the
city's
spiral
Halkın
şanlı
isyanına
işaret
değil
Is
not
a
sign
of
the
people's
glorious
uprising
Bodrum
duvarlarına
öfkeli
yazıları
The
angry
writings
on
the
basement
walls
Tırnaklarınla
kazıyorsan
da
Even
if
you
scratch
them
with
your
fingernails
Sana
yalan
söyleyemem
I
can't
lie
to
you
Darılırsın
yavrucağım
You'll
get
upset
my
baby
Sana
yalan
söyleyemem
I
can't
lie
to
you
Darılırsın
yavrucağım
You'll
get
upset
my
baby
Abin
bir
gün
dağdan
döner
Brother
will
come
down
from
the
mountains
one
day
Sarılırsın
yavrucağım
You'll
hug
him
my
baby
Abin
bir
gün
dağdan
döner
Brother
will
come
down
from
the
mountains
one
day
Sarılırsın
yavrucağım
You'll
hug
him
my
baby
Giden
gelmez
geri
dönmez
Those
who
leave
don't
come
back
Bilmiyorsun
yavrucağım
You
don't
know
my
baby
Giden
gelmez
geri
dönmez
Those
who
leave
don't
come
back
Bilmiyorsun
yavrucağım
You
don't
know
my
baby
Sen
üzülme
sıra
bende
Don't
worry,
it's
my
turn
Gideceğim
yavrucağım
I'll
go
my
baby
Sen
üzülme
sıra
bende
Don't
worry,
it's
my
turn
Gideceğim
yavrucağım
I'll
go
my
baby
Bulvara
dökülen
bildiriler
Flyers
spilled
onto
the
boulevard
Harcanan
bunca
emek
bunca
değer
So
much
effort
and
value
wasted
İşleyen
rotatifler
The
working
rotary
presses
Cesetleri
iğnelemek
gibi
bir
şeydir
Are
like
something
stabbing
the
corpses
Ve
zaman
göz
kırpıp
usulca
telaşına
And
time
winks
and
slowly
to
its
haste
Homurdanarak
çekip
gitmiştir
Grumbling
has
gone
away
Yani
bu
aşağılık
bir
dramdır
artık
So
this
is
a
despicable
drama
now
Çünkü
şarjörüne
boş
kovanları
dolduran
adam
Because
the
man
who
fills
his
charger
with
empty
shells
En
azından
kendinden
utanmalıdır
Should
at
least
be
ashamed
of
himself
Yani
yetsin
diyorum
So
I
say
enough
Şarkılarınızı
dağlarıma
sürün
diyorum
I
say
drag
your
songs
to
my
mountains
Uzatın
ellerinizi
diyorum
Lend
your
hands
I
say
Uzatın
Lend
Tanışalım
Let's
get
to
know
each
other
Helallaşalım
Let's
make
peace
Évaluez la traduction
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.