Paroles et traduction Altay Kenger - Bir Telefon Görüşmesi
Bir Telefon Görüşmesi
A Phone Call
-aklım
kadar
ötedeyim
-I'm
as
far
away
as
my
mind
can
be
Sense
benden
Beethoven
kadar
uzakta
You're
as
far
away
from
me
as
Beethoven
Tebliğ
ediliyoruz
sanki
susuzluğa
ve
uykusuzluğa
We
are
being
notified
of
thirst
and
sleeplessness
Sahi
saat
kaç
What
time
is
it
anyway
-sahi
sular
vardı
-There
was
water,
you
know
Sular
bizi
korkusuzca
sularlardı
karanlıkta
ilahi
taşları
sever
gibi
The
waters
would
wash
us
fearlessly
in
the
dark,
like
they
love
the
divine
stones
Neden
aradın
beni,
kaybolmadım
ki
Why
did
you
call
me,
I
haven't
gotten
lost
Arama
bir
daha,
ararsan
kaybolursun
korkularında
Don't
call
again,
if
you
call
you
will
get
lost
in
your
fears
-ben
kaybolursam
sen
sensizliğinden
suçlu
olursun,
suçla
avunursun
-If
I
get
lost,
you
will
be
guilty
of
your
loneliness,
you
will
find
comfort
in
guilt
Herkes
çekildi
Everyone
has
withdrawn
Şimdi
herkes
yeniden
çekilecek
ve
mavi
bir
şey
kalacak
sanki
ağzımda
Now
everyone
will
withdraw
again,
and
there
will
be
something
blue
left
in
my
mouth
-bana
ağzını
ver
-Give
me
your
mouth
Ağzınla
örteceğim
içimdeki
uçurumları,
kimse
düşmesin
I
will
cover
the
chasms
inside
me
with
your
mouth,
so
no
one
falls
Kimse
üşümesin
diye
örteceğim
ağzını
dudaklarımla
I
will
cover
your
mouth
with
my
lips
so
no
one
gets
cold
Ceylanlar
öldü
mü
martılar
gömer
çünkü
onları
uykulara
Did
the
gazelles
die,
because
the
seagulls
bury
them
in
sleep
-bunlar
nasıl
kolay
kelimeler,
kolay
sesler,
kolay
yalanlar
-These
are
easy
words,
easy
sounds,
easy
lies
Kolay
trajediler
Easy
tragedies
Kolajı
yarım
bırakılmış,
tasviri
ertelenmiş
ürpertiler
Collages
left
unfinished,
depictions
of
delayed
tremors
Beni
arama
bir
daha
Don't
call
me
again
-bir
daha
sen
arama
beni
-Don't
call
me
again
Beni
arayacaksa
polis
arar
sokaklarda
If
anyone
is
going
to
call
me,
it
will
be
the
police
in
the
streets
İt
arar,
düş
arar
A
dog
will
call,
a
dream
will
call
Keskin
ve
allahı
olmayan
bir
cehennem
arar
A
sharp
and
godless
hell
will
call
Kendimde
bulacak
olursa
If
I
find
myself
Bir
kırık
ilhan
irem
plağı
var
bana
I
have
a
broken
İlhan
Irem
record
-hayır,
asıl
sen
arama
-No,
you
don't
call
me
Aranan
ve
bulununca
ortadan
kaldırılacak
bir
acıyım
ben
I'm
a
pain
that
is
sought
and
erased
when
found
Acıyan
bir
şeyim
ağrının
ortasında
varlığından
devasa
There
is
something
painful
inside
my
pain,
huge
from
your
existence
Elimdeki
plakların
bir
yüzü
silinmiş,
sadece
çığlıklar
var
orada
One
side
of
the
records
in
my
hand
is
wiped
clean,
only
screams
are
there
-o
zaman
kimse
aramasın
bizi
-Then
no
one
should
call
us
Seni
de
aramasınlar,
beni
de
Don't
let
them
call
you,
don't
let
them
call
me
Ulaşamasınlar
tedirgin
saldırganlığımıza
Don't
let
them
reach
our
uneasy
aggression
İçimdeki
rüzgâr
kanıyor
The
wind
inside
me
is
bleeding
Kan
rüzgârdan
değil
efkârdan
akıyor
ince
ince
The
blood
flows
not
from
the
wind,
but
from
the
anxieties,
thin
and
thin
-telefonu
kapatmak
zorundayım
-I
have
to
hang
up
Biri
kapıyı
çalıyor
gecenin
bu
yarısında
Someone
is
knocking
on
the
door
at
this
time
of
night
Belki
birileri
de
binayı
kuşattı
Maybe
someone
has
surrounded
the
building
too
Numarası
silinmiş
tüfekler
var
omuzlarında
They
have
guns
with
their
numbers
erased
on
their
shoulders
-omuz
dedin
-You
said
shoulder
Omuzlarımı
da
aramasın
kimse
Don't
let
anyone
search
my
shoulders
Orada
uyumuştun
birkaç
kere
You
slept
there
a
few
times
Delil
bulurlar,
deli
bulurlar
They
will
find
evidence,
they
will
find
crazy
Bizi
bulurlar
belki
omuzlarımda
Maybe
they
will
find
us
on
my
shoulders
-telefonu
kapatmak
zorundayım
-I
have
to
hang
up
Biri
kapıyı
kırdı
bana
usul
usul
yaklaşmakta
Someone
broke
the
door,
they
are
approaching
me
slowly
Belki
birileri
de
yüzümü
kuşattı
Maybe
someone
has
surrounded
my
face
too
Evin
her
yeri
baştan
aşağı
sancımakta
The
whole
house
is
throbbing
from
head
to
toe
-ciddi
söylüyorum
beni
bir
daha
arama
-I'm
serious,
don't
call
me
again
Üstümü
arama,
ruhumu
arama
Don't
search
me,
don't
search
my
soul
Yasak
belge
arıyorsan
kalbim
If
you
are
looking
for
classified
documents,
my
heart
Uyuşturucu
arıyorsan
adın
var
sadece
ardımda
If
you
are
looking
for
drugs,
only
your
name
is
behind
me
-telefonu
kapatmak
zorundayım
-I
have
to
hang
up
Biri
aşkıyla
bana
kurşun
sıkmakta
Someone
is
shooting
me
with
their
love
Belki
birileri
de
beni
sevebileceğini
farkettİ
Maybe
someone
realized
that
they
could
love
me
Bedenim
slogan
oldu
meydanlarda
My
body
has
become
a
slogan
in
the
squares
-telefonu
asıl
ben
kapatmak
asıl
ben
zorundayım
asıl
-I
have
to
hang
up,
I
have
to
Yuttuğum
haplar
şiddetle
patlamakta
The
pills
I
swallowed
are
exploding
violently
Sen
buna
lüzumsuz
intihar
diyeceksin
sanırım
I
think
you'll
call
this
a
needless
suicide
Ama
lüzumlu
bir
narkozdu
ömür
boyu
sürecek
aslında
But
it
was
a
necessary
anesthetic
that
would
last
a
lifetime
Bir
daha
beni
arama
Don't
call
me
again
-sen
de
arama
aslında
-Don't
call
me
either
-arama
lütfen
-Please
don't
call
-ne
olur
sen
de
arama
-Please,
don't
call
-bir
dahaki
peygambere
kadar
-Until
the
next
prophet
.ama
aslında
.but
actually
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Altay Kenger
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.