Paroles et traduction Arslantürk - Bakınca Geriye
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Bakınca Geriye
Looking Back
Kapkara
yol
yine
beni
buluyor
The
dark
road
still
finds
me
again
Bu
dudaklara
düşmeden
öncesi
yok
There's
no
before
without
falling
upon
these
lips
Beni
caddene
sor,
beni
mahallene
sor
Ask
about
me
in
your
streets,
ask
about
me
in
your
neighborhood
Utanıp
sıkılma
git,
kim
kalıyor
ki?
Don't
be
ashamed
to
go,
who
stays
anyway?
Deftere
küfrümü
kim
duyuyor?
Who
hears
my
curse
in
my
notebook?
Çok
uzatmayın
aslını
kim
seviyor?
Don't
prolong
who
truly
loves?
Seni
kim
biliyor
moruk
içleniyo'n
boşa
Who
knows
you,
dude,
you're
grieving
in
vain
Beni
taşı
ya
da
düşür,
bi'
önemi
yok
paşam
Carry
me
or
drop
me,
it
doesn't
matter
sir
Nasıl
olsun
nasihatler?
How
does
advice
work?
En
taze
duygulara
vaziyetler
nasıl?
What
are
the
current
situations
for
the
freshest
emotions?
O
boş
kafan
almıyorsa
da
bunu
If
your
empty
head
still
doesn't
get
this
Bu
limana
boşuna
demir
atmayasın
Don't
drop
your
anchor
in
this
harbor
for
nothing
Cenneti
kafana
pek
takmayasın
Don't
worry
about
paradise
in
your
head
Bu
iblisin
var
daha
vardiyası
This
devil
has
more,
there's
more
of
this
Nefreti
sevgine
böl
bir
de
çarp
ruhunu
Divide
hatred
by
your
love,
and
then
multiply
your
soul
Elde
kalan
söyle
nasıl?
What's
left,
tell
me?
Kimseler
duymaz
sesini
istesen
bile
Nobody
will
hear
your
voice
even
if
you
wanted
to
Anlamaz,
bilmez
onlar
ne
dersen
de
They
won't
understand,
they
won't
know
whatever
you
say
Yanmışım
ben,
ölmüş
ölmüş
tekrâr
doğmuş
(doğmuş)
I'm
burnt
out,
I
died,
died
and
was
reborn
(reborn)
Değişmekten
korkar
olmuş
yerimde
saymışım
(saymışım)
I
became
afraid
of
change,
I
marked
time
(marked)
Yanmışım
ben,
ölmüş
ölmüş
tekrâr
doğmuş
(doğmuş)
I'm
burnt
out,
I
died,
died
and
was
reborn
(reborn)
Değişmekten,
korkar
olmuş
yerimde
saymışım
bakınca
geriye
Of
changing,
frightened,
marked
time
when
I
looked
back
Beni
boş
yere
yok
yere
yor
You
tire
me
for
nothing
and
for
no
reason
Ama
bunun
anlamı
yok
zorlama
dur
But
it's
of
no
use
this,
stop
it
now
Vakti
gelir
birisi
gider,
birisi
kalır
The
time
will
come
when
one
goes,
one
stays
Biri
çıkıp
ruhunu
eline
verir
(buna
dertlen)
One
gets
up
and
gives
his
soul
into
your
hand
(fret
about
this)
Sana
sevgiyi
öğretemezler
They
can't
teach
you
love
Kendine
sövüşüne
yön
veremezler
They
can't
steer
your
cursing
at
yourself
Sıkılır
canın
aklına
düşse
de
You'll
get
bored
even
if
you
think
of
it
Aklına
gelişini
önleyemezler
They
can't
prevent
it
coming
to
your
mind
Ara
tara
bul,
yine
yolu
yok
Search
and
find,
still
there's
no
way
Arasa
da
hüsran
saçı
başı
yoluyor
Even
if
you
search,
disappointment
tears
at
your
hair
Nadasına
son
ver
gece
doğuyorken
End
its
fallow
period
as
night
is
born
Şehir
henüz
uyuyor
seni
boğuyorken
While
the
city
still
sleeps
and
chokes
you
Ruhunu
bul,
çabaların
anlamı
yok
Find
your
soul,
there's
no
point
to
your
efforts
Eskiler
anlamıyor,
yüklenip
o
karanlığı
The
old
folks
don't
understand,
burdened
with
that
darkness
Yine
bekleme
ışığına
koş
(ışığına
koş)
Keep
waiting
for
the
light
(run
to
its
light)
Kimseler
duymaz
sesini
istesen
bile
Nobody
will
hear
your
voice
even
if
you
wanted
to
Anlamaz,
bilmez
onlar
ne
dersen
de
They
won't
understand,
they
won't
know
whatever
you
say
Yanmışım
ben,
ölmüş
ölmüş
tekrâr
doğmuş
(doğmuş)
I'm
burnt
out,
I
died,
died
and
was
reborn
(reborn)
Değişmekten
korkar
olmuş
yerimde
saymışım
(saymışım)
I
became
afraid
of
change,
I
marked
time
(marked)
Yanmışım
ben,
ölmüş
ölmüş
tekrâr
doğmuş
(doğmuş)
I'm
burnt
out,
I
died,
died
and
was
reborn
(reborn)
Değişmekten,
korkar
olmuş
yerimde
saymışım
bakınca
geriye
Of
changing,
frightened,
marked
time
when
I
looked
back
Tüm
şehir
uyuyorken
While
the
whole
city
sleeps
Kulelerin
ışıkları
gökyüzüne
vuruyorken
The
tower
lights
hit
the
sky
Gece
boğuyorken
seni
While
night
chokes
you
Bi'
fakirin
gözlerini
yeni
yeni
boyuyorken
para
As
money
newly
paints
the
eyes
of
a
poor
man
Bi'
cinayet
doğuyorken
A
murder
is
born
Seni
soruyorken
gece,
beni
tanıyorken
sokak
The
night
asks
about
you,
the
streets
know
me
Aklına
değil
bunu
kalbine
sor
daha
yanıyorken
hayat
Don't
ask
your
mind
but
your
heart,
while
life
still
burns
Yanmışım
ben,
ölmüş
ölmüş
tekrâr
doğmuş
(doğmuş)
I'm
burnt
out,
I
died,
died
and
was
reborn
(reborn)
Değişmekten
korkar
olmuş
yerimde
saymışım
(saymışım)
I
became
afraid
of
change,
I
marked
time
(marked)
Yanmışım
ben,
ölmüş
ölmüş
tekrâr
doğmuş
(doğmuş)
I'm
burnt
out,
I
died,
died
and
was
reborn
(reborn)
Değişmekten,
korkar
olmuş
yerimde
saymışım
bakınca
geriye
Of
changing,
frightened,
marked
time
when
I
looked
back
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Arslantürk
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.