Aspova feat. Hayki - Tarih - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Aspova feat. Hayki - Tarih




Tarih
History
Aspova]
[Aspova]
"Tarih yazcam." derken tosladım hep bariyere
"I'll write history." I said, but I always crashed into barriers
Çarptığım duvarlar yansır-yansır kariyere
The walls I hit reflect-reflect on my career
"Yazım-turam belli, belli." dedim, yaz bir yere
"My writing-my turn is clear, clear." I said, write it somewhere
Yaz bir yere, yaz, yaz bir yere
Write it somewhere, write, write it somewhere
"Tarih yazcam." derken tosladım hep bariyere
"I'll write history." I said, but I always crashed into barriers
Çarptığım duvarlar yansır-yansır kariyere
The walls I hit reflect-reflect on my career
"Yazım-turam belli, belli." dedim, yaz bir yere
"My writing-my turn is clear, clear." I said, write it somewhere
Yaz bir yere, yaz, yaz bir yere
Write it somewhere, write, write it somewhere
Kapşonu çek, sonra sokağa çık, sonra kapşonu çek (çek)
Pull up your hood, then go out into the street, then pull up your hood (pull up)
Havada kara bulutlar olursa keyfime keyf (ey)
When there are dark clouds in the air, it's great for my mood (ey)
Cebimizde sinyale çıkmışız gemimizde
We're sailing on our ship, out of signal range
Kulaklarımda hep Old-School Rap
In my ears, always Old-School Rap
Genellikle de Hayki, Da Poet
Usually Hayki, Da Poet
Ne günlere geldin Aspova
What days have come to you, Aspova
Bu günler hayalin Aspova
These days are a dream, Aspova
Çalış, çalış, çalış, çalış dur
Work, work, work, work, keep going
Karış, karış, karış, karış gez
Mix, mix, mix, mix, explore
Harıl, harıl çalışkanım pek
I'm really a hard worker
Sona kalan dona kalır hep
The last one to finish is always left out in the cold
Para-mara değil dilimde
Money isn't on my tongue
Bi' gün gelir yeriz birlikte
One day we'll eat together
Yarınlarım var bu yüzden (bu yüzden)
I have tomorrows (that's why)
Elbet ol'caktı pürüzler (pürüzler)
There will certainly be bumps (bumps)
Çocuk gibi artık üzmez beni
It's like a child, it doesn't upset me anymore
Düşmek üzmez, kalkarım lan küsmem hiçbir şeye
Falling doesn't upset me, I'll get up, I won't resent anything
Artık sahte olan yüzler (yüzler)
Now fake faces (faces)
Bilmediğim derinlikte yüzmem (yüzmem)
I don't swim at depths I don't know (swim)
Yokuşu görmez, ona "düz" der
He doesn't see the slope, he calls it "flat"
Sonra: "Aspo, lüftfen."
Then: "Aspo, please."
Az ve öz, tam da bu yüzden
Little and concise, that's why
"Tarih yazcam." derken tosladım hep bariyere
"I'll write history." I said, but I always crashed into barriers
Çarptığım duvarlar yansır-yansır kariyere
The walls I hit reflect-reflect on my career
"Yazım-turam belli, belli." dedim, yaz bir yere
"My writing-my turn is clear, clear." I said, write it somewhere
Yaz bir yere, yaz, yaz bir yere
Write it somewhere, write, write it somewhere
"Tarih yazcam." derken tosladım hep bariyere
"I'll write history." I said, but I always crashed into barriers
Çarptığım duvarlar yansır-yansır kariyere
The walls I hit reflect-reflect on my career
"Yazım-turam belli, belli." dedim, yaz bir yere
"My writing-my turn is clear, clear." I said, write it somewhere
Yaz bir yere, yaz, yaz bir yere
Write it somewhere, write, write it somewhere
Elinden geleni yap (yap)
Do your best (do it)
Elinden geleni yap (yap)
Do your best (do it)
Bu kentin bütün fakir çocuklarıyla zirveye tırmanıca'z
We'll climb to the top with all the poor kids in this city
Dediler: "Hepsi rüya." (ya)
They said: "It's all a dream." (yeah)
Dediler: "Hepsi rüya." (ya)
They said: "It's all a dream." (yeah)
Onlara gerçeği parayla satıp, keyifden öksürüce'm
I'll sell them the truth for money and cough with pleasure
Atari'deki çocuk, istasyondaki sucu
The boy at the arcade, the sausage seller at the station
Bizim mahallede boyacı
The painter in our neighborhood
Karakolun önünde tokacı
The belt maker in front of the police station
Tek oyuncağım topaçım
My only toy is my top
Kirliyim ve çok açım
I'm dirty and very hungry
Sen ağlama anacım
Don't cry, mother
Dilemem havaya el açıp (ov)
I don't ask for anything (oh)
Kendi omzuma çıkınca yükselirim
I'll rise when I climb on my own shoulders
Kalırsam olduğum gibi alamam almam gerekeni
If I stay the same, I won't get what I need
Unutma ustamın tokadına sarılıp uyuduğum o geceleri
Don't forget those nights when I fell asleep hugging my master's slap
Kendimi kitleyip tuvalete "Delirmedim." diye heceledim
I locked myself in the toilet and spelled out "I'm not crazy."
Sokakta, okulda, işte şiddet
Violence in the streets, at school, at work
Sistemi sikece'm ille
I'll definitely screw the system
Büyütüp yüzümde bi' kilo kirle, içim doldu kinle
Growing up with a kilo of guilt on my face, my heart filled with anger
Sanırım sonu cinnet
I think it's going to end in madness
Karala duvarı deftere iyileş
Scribble on the wall in your notebook, get better
Beni bi' numara illet
I'm really sick
Mut-mutlusun ama bana gülme
You're happy, but don't laugh at me
"Tarih yazcam." derken tosladım hep bariyere
"I'll write history." I said, but I always crashed into barriers
Çarptığım duvarlar yansır-yansır kariyere
The walls I hit reflect-reflect on my career
"Yazım-turam belli, belli." dedim, yaz bir yere
"My writing-my turn is clear, clear." I said, write it somewhere
Yaz bir yere, yaz, yaz bir yere
Write it somewhere, write, write it somewhere





Writer(s): VEDAT OZKAN TURGAY


Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.