Paroles et traduction Azap HG - Veda
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Zikrettiğim
cümlelerde
o
yok,
hep
sen
varsın
You're
the
only
one
in
the
sentences
I
utter,
not
her
Kalbim
ellerinde
birden
bire
ateş
alsın
May
my
heart
suddenly
catch
fire
in
your
hands
Tek
bi
mesaj
sonra
gözlerimi
sel
aldı
Just
one
message
and
my
eyes
flooded
with
tears
Ve
gözlerimi
sen
aldın,
bırak
bu
kalbin
bende
kalsın
And
you
took
my
eyes,
let
this
heart
stay
with
me
Of
kanasın
yaram,
nasılsa
saran
çok,
Oh,
let
my
wound
bleed,
there
are
many
to
dress
it
anyway,
Senin
sandığın
bu,
Güzel
sözlerime
kanan
çok
ta
That's
what
you
think,
many
fall
for
my
sweet
words
but
Kalbimi
alan
yok,
Senin
gibi
ellerine
There's
no
one
who
took
my
heart,
into
their
hands
like
you
Yanan
çok
benim
gibi
tabiki
kardeş.
Yalan
çok!
Many
burn
like
me,
brother,
of
course.
There
are
many
lies!
Seninle
işledim
kalbimdeki
günahları
With
you,
I
committed
the
sins
in
my
heart
Ve
ağzımda
hala
ayrılıktan
pis
bi
şarap
tadı
And
I
still
have
the
foul
taste
of
separation
in
my
mouth
Sen
onu
aratmadın
belki
bu
yüzden
böyle
oldu
Maybe
you
didn't
remind
me
of
her,
that's
why
it
happened
like
this
Lakin
bana
gelmez
ayakların!
But
your
feet
will
not
come
to
me!
Kırılmış
tenimde
eline
düşer
parçalar
Pieces
fall
into
your
hands
on
my
broken
skin
Dumanlı
odam,
kırık
sandalye,
gözlerimde
kançanağı
My
smoky
room,
broken
chair,
bloodshot
eyes
Al
canım
sende
kalsın
bende
kalan
yalanlar
Take
my
life,
let
the
lies
remain
with
me
Karşıma
geç
sevmediğini
gözlerinle
yalanla!
Stand
in
front
of
me
and
deny
what
you
don't
love
with
your
eyes!
O
zaman
belki
ateşe
verebilirim
kalbimi
Then
maybe
I
can
set
my
heart
on
fire
Ve
ben
dışında
hangi
puşt
çaldı
minik
kalbini?
And
besides
me,
which
bastard
stole
your
tiny
heart?
Hala
gereksizler
hayatında
var
dimi?
There
are
still
unnecessary
people
in
your
life,
right?
Bence
devralmayalım
artık
kalbindeki
vardiyeyi
I
think
we
shouldn't
take
over
the
shift
in
your
heart
anymore
Var
diyeyim,
seni
soranlar
olursa
Let
me
say
you
exist,
if
anyone
asks
about
you
Zaten
tek
başıma
gücüm
yok
der
yükseliyo
boyumdan
I
have
no
strength
alone,
it
says,
rising
above
my
height
Zaman
geçti
gitti
baktım
sağıma,
soluma
Time
passed,
I
looked
to
my
right,
to
my
left
Sen
varsın
hayatımı
hapseden
bu
bulutta...
You
are
in
this
cloud
that
imprisons
my
life...
Unutmam
senle
geçirdiğim
o
günleri
I
will
not
forget
those
days
I
spent
with
you
Ve
kapına
bırakcam
artık
aldığım
o
gülleri
And
I
will
leave
the
roses
I
took
at
your
door
Rabbimden
tek
isteğim,
başkasına
gülmesin!
My
only
wish
from
my
Lord
is
that
she
doesn't
smile
at
anyone
else!
Sen
bugün,
yarın
ve
gelecekteki
her
günümdesin...
You
are
in
my
today,
tomorrow,
and
every
day
in
the
future...
Merhaba
gülüm
benim!
Hello
my
rose!
Hoşçakal
günümdeyim
karanlık
olan
bugün
Goodbye,
I'm
in
my
dark
today
Ne
yazık
ki
dünüm
değil!
Unfortunately,
it's
not
my
yesterday!
Gidersin
kapı
çalar
ve
ardından
ölüm
gelir!
You
leave,
the
door
knocks,
and
then
death
comes!
Dikkat
et
önündeyim
ezmesin
ayakların
Be
careful,
I'm
in
front
of
you,
don't
let
your
feet
crush
me
Şuan
öldüğümü
varsayarsak
uyuşmuştur
ayakların
If
we
assume
I'm
dead
right
now,
your
feet
must
be
numb
Gözlerimi
kanatmadı
o
buruk
duruşun
That
bitter
look
of
yours
didn't
hurt
my
eyes
Sesini
duyuşumla
dirilirim
bak
hala
ayaktayım
I
come
alive
with
the
sound
of
your
voice,
look,
I'm
still
standing
Hayattayımda
senle
nefes
alıyor
ciğerlerim
I'm
alive,
and
my
lungs
breathe
with
you
Ben
aşkla
nefret
arasında
karanlık
bi
yerdeyim
I'm
in
a
dark
place
between
love
and
hate
Sonra
yerdeyim,
bu
dünya
benim
değil!
Then
I'm
on
the
ground,
this
world
is
not
mine!
Bu
dünya
senin
değil!
Bu
gözler
benim
değilse
kimin?
This
world
is
not
yours!
If
these
eyes
are
not
mine,
whose
are
they?
Bak
bu
en
kırmızı
kilim
Look,
this
is
the
reddest
carpet
O
onu
ne
kadar
çok
sevdiğimi
söylemesede
bilir
She
knows
how
much
I
love
her,
even
if
I
don't
say
it
Yara
derin
bu
yüzden
hediye
2 gelir
The
wound
is
deep,
so
the
gift
comes
in
two
Hoşçakal
hayata
merhaba
değilsin
artık
benim.!
Goodbye
to
life,
you
are
no
longer
my
hello.!
Sensizliğe
adım
atarken
düştü
ayaklarım
My
feet
fell
as
I
stepped
into
your
absence
Yok
artık
beni
sana
getiren
kağıtta
kanatlarım...
There
are
no
more
wings
on
the
paper
that
brought
me
to
you...
Uzat
ellerini,
Bak
hala
burdayım!
Reach
out
your
hands,
look,
I'm
still
here!
Anlamını
öğrettim
sana
koşarken
durmanın.
I
taught
you
the
meaning
of
stopping
while
running.
Ben
bağırdım,
sense
birtaneisini
duymadın!
I
screamed,
but
you
didn't
hear
a
single
one!
Birtanesi,
ben
gitmedim
bak
hala
burdayım!
One,
I
didn't
leave,
look,
I'm
still
here!
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Hüseyin Gülsevdi
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.