Paroles et traduction Aşık Mahzuni Şerif - Oğul

Oğul

Toz yeşiller içinde bıraktığın
Sonra geri dönüp baktığın yıllar
Artık geride oğul
Borca vakit yoktur geleceğin
Bir adım ötede yahut daha geride oğul
Anlamı düne göreydi

Tadına doyamadığın çocukluk dolu günün

Ve sen kahramanı olurken ömür denen öykünün

Çok tipilerle geçtim

En azgın sular üstünden 50 yıl önce

Şimdi senin topuklarına gıcırdayan

İki tahtalı yayvan köprünün

Sen de göreceksin bir yudum şaraba

Nice dostlukların yıkıldığını

Ve dost sandığın zerzavatın

Teker teker çekip gittiğini

Yerine bir tutam çamur

Ve birkaç deste diken erkildiğini oğul
Doğduğun ülkeyi anan kadar sadık sanırsın
Uğruna ölürsün, kurban olursun
En diri en canlı halinde
Apansızın cayır cayır yanarsın oğul

Bir kış gecesi benim gibi

Sen de bakacaksın

Başkent'in uzaklarına pencereden

Sana da kapanacak en son ışıktaki umut

Farkına varmadığın bir bulut

Yükselecek karanlıklarda oğul
Bu senin sabahına yağacak kar demektir
Adımla, buzlanmış kör balkonu
Yine el salla geleceklere
Ve korkmuyorsan eli kanlı felekten
Sende umut var demektir oğul
Dedemden babama
Benden sana kalacak tek miras şayet yürekse
Korkma be
Söyle barışın haç olduğunu,
İnsanın taç olduğunu
Son peygamberin ulaştığı miraç olduğunu
Dibi yoktur mezarın sonu yine dünyadır
Delsek altımızdan Yeni Zelanda çıkar
Farz et yolun cehenneme
Şayet hak diyerek yanıyorsak oğul
Korkma be bundan ne çıkar

Ben toprak olunca
Keşke göklerde kalan sesimi duysan
Ve sesime bir ses de sen koysan
Dönersen kahpesin hak yolundan bir nefes
Eminim ki dönmesin oğul
Sen bir Mahzuni Şerif oğluysan, oğul...

Son

In dusty greenery where you left
Then looking back years later
Now behind my son
There is no time for debt in the future
One step further or further behind my son
It meant yesterday

The childhood full of days you couldn't get enough of

And while you were the hero of a story called life

I passed by many types

50 years ago over the wildest waters

Now creaking at your heels

Two broad wooden bridges

You will also see for a sip of wine

How many friendships have been destroyed

And the vegetables you thought were friends

Pulling away one by one

Instead, a handful of mud

And a few bundles of thorns erected my son
You think you are as loyal as the country you were born in
You die for it, you sacrifice yourself
In its most lively and vibrant state
Suddenly you burn like a fire, my son

Like me on a winter night

You will also look

From the window to the distant parts of the capital

The hope in the last light will be closed for you too

A cloud you didn't notice

It will rise in the darkness, my son
This means snow will fall on your morning
With my name, the icy blind balcony
Wave again to those who will come
And if you are not afraid of the bloody destiny
That means there is hope in you, my son
From my grandfather to my father
If the only inheritance left from me to you is the heart
Don't be afraid
Say peace is the cross,
Man is the crown
The ascension reached by the last prophet
The bottom of the grave has no bottom, the end is the world again
If we dig under ourselves, New Zealand will come out
Assume your way is hell
If we are burning because we say right, my son
Don't be afraid, what's the matter

When I become earth
I wish you could hear my voice left in the heavens
And you could put a voice to my voice
If you turn your breath away from the right path
I'm sure it won't return my son
If you are the son of a Mahzuni Şerif, my son...