Paroles et traduction Bajar - Cinayet Saati
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Haliç′te
bir
vapuru
vurdular
dört
kişi
In
Haliç,
four
people
shot
a
ship
Demirlemişti,
eli
kolu
bağlıydı,
ağlıyordu
Anchored,
his
arms
and
legs
tied,
he
was
crying
Dört
bıçak
çekip
vurdular
dört
kişi
Four
knives
drawn,
four
people
shot
Yemyeşil
bir
ay
gökte
dağılıyordu
A
deep
green
moon
scattered
in
the
sky
Haliç'te
bir
vapuru
vurdular
dört
kişi
In
Haliç,
four
people
shot
a
ship
Demirlemişti,
eli
kolu
bağlıydı,
ağlıyordu
Anchored,
his
arms
and
legs
tied,
he
was
crying
Dört
bıçak
çekip
vurdular
dört
kişi
Four
knives
drawn,
four
people
shot
Yemyeşil
bir
ay
gökte
dağılıyordu
A
deep
green
moon
scattered
in
the
sky
Deli
Cafer,
Ismail,
Tayfur
ve
şaşı
Crazy
Cafer,
İsmail,
Tayfur,
and
the
cross-eyed
Maktul′ün
onbeş
yıllık
arkadaşı
The
victim's
fifteen-year-old
friend
Üçü
kamarot,
öteki
aşçıbaşı
Three
stewards
and
a
chef
Dört
bıçak
çekip
vurdular
dört
kişi
Four
knives
drawn,
four
people
shot
Cinayeti
kör
bir
kayıkçı
gördü
A
blind
boatman
saw
the
murder
Ben
gördüm,
kulaklarım
gördü
I
saw
it,
my
ears
saw
it
Vapur
kudurdu,
kuduz
gibi
böğürdü
The
ship
went
mad,
roared
like
a
rabid
dog
Hiç
biriniz
orada
yoktunuz
None
of
you
were
there
Cinayeti
kör
bir
kayıkçı
gördü
A
blind
boatman
saw
the
murder
Ben
gördüm,
kulaklarım
gördü
I
saw
it,
my
ears
saw
it
Vapur
kudurdu,
kuduz
gibi
böğürdü
The
ship
went
mad,
roared
like
a
rabid
dog
Hiç
biriniz
orada
yoktunuz
None
of
you
were
there
Demirlemişti,
eli
kolu
bağlıydı,
ağlıyordu
Anchored,
his
arms
and
legs
tied,
he
was
crying
13
damla
gözyaşını
saydım
I
counted
13
teardrops
Allahı'na
kitabına
sövüp
saydım
I
cursed
his
God,
his
book
Şafak
nabız
gibi
atıyordu
Dawn
was
pulsing
like
a
heartbeat
Sarhoştum,
Kasımpaşa'daydım
I
was
drunk,
I
was
in
Kasımpaşa
Hiç
biriniz
orada,
hiç
biriniz
orada
None
of
you
there,
none
of
you
there
Hiç
biriniz
orada
yoktunuz
None
of
you
were
there
Hiç
biriniz
orada,
hiç
biriniz
orada
None
of
you
there,
none
of
you
there
Hiç
biriniz
orada
yoktunuz
None
of
you
were
there
(Haliç′te,
bir
vapuru
vurdular,
dört
kişi)
(In
Haliç,
four
people
shot
a
ship)
Polis
katilleri
arıyordu
The
police
were
looking
for
the
killers
Polis
katilleri
arıyordu
The
police
were
looking
for
the
killers
Deli
Cafer,
Ismail,
Tayfur
ve
şaşı
Crazy
Cafer,
İsmail,
Tayfur,
and
the
cross-eyed
Üzerime
yüklediler
bu
işi
They
pinned
this
on
me
Deli
Cafer,
Ismail,
Tayfur
ve
şaşı
Crazy
Cafer,
İsmail,
Tayfur,
and
the
cross-eyed
Üzerime
yüklediler
bu
işi
They
pinned
this
on
me
Sarhoştum,
Kasımpaşa′daydım
I
was
drunk,
I
was
in
Kasımpaşa
Vapuru
onlar
vurdu,
ben
vurmadım
They
shot
the
ship,
I
did
not
Sarhoştum,
Kasımpaşa'daydım
I
was
drunk,
I
was
in
Kasımpaşa
Vapuru
onlar
vurdu,
ben
vurmadım
They
shot
the
ship,
I
did
not
Cinayeti
kör
bir
kayıkçı
gördü
A
blind
boatman
saw
the
murder
Ben
vursam,
kendimi
vuracaktım
If
I
had
shot
it,
I
would
have
shot
myself
Cinayeti
kör
bir
kayıkçı
gördü
A
blind
boatman
saw
the
murder
Ben
vursam,
kendimi
If
I
had
shot,
myself
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.