Barış Manço - Katip Arzuhalim - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Barış Manço - Katip Arzuhalim




Katip Arzuhalim
Petition Katip Arzuhalim
Kurban olam kalem tutan ellere
I would sacrifice myself to the hands that hold the pen
Katip arzuhalim yaz yare böyle
Scribe, write my petition to my beloved thus
Şekerler ezeyim şirin dillere
I will crush sugar and scatter it, oh, sweet talker
Katip arzuhalim yaz yare böyle
Scribe, write my petition to my beloved thus
Güzelim emey civanem emey bitanem emey hey
My beautiful, don't make me wait, my young one, my only one, oh
Katip arzuhalim yaz yare böyle
Scribe, write my petition to my beloved thus
Güzelim emey civanem emey hey
My beautiful, don't make me wait, my young one, oh
Pir Sulatan Abdalım hey hızır başa hey
Pir Sultan Abdal of mine, oh, Hızır the guide
Gör ki neler gelir sağ olan başa hey
See what befalls one who is alive
Beni hasret koydun kavim kardaşa hey
You have left me in longing for my kin and kin
Katip arzuhalim yaz yare böyle
Scribe, write my petition to my beloved thus
Güzelim emey civanem emey bitanem emey hey
My beautiful, don't make me wait, my young one, my only one, oh
Katip arzuhalim yaz yare böyle
Scribe, write my petition to my beloved thus
Güzelim emey bitanem emey hey
My beautiful, my only one, oh
Yıl 1535 Pir Sultan Abdal bunu böyle söylemiş
The year is 1535. Pir Sultan Abdal spoke in this way
Söylemiş ya bunun bir de evreni var
And there is a universe within these words
Katip al kalemi bir de benden yaz
Scribe, pick up your pen and write from me
Boy boy gelmişler şu dağların ötesinden
From over the mountains, they have come, one by one
Burası bize otağ olsun yurt olsun demişler
This shall be our encampment, let it be our home
Boy boy yerleşmiş boy boy büyümüşler
One by one, they settled and grew
Her sabah gün doğusundan iki mızrak boyu yükselen güneş
Each morning, at sunrise, the sun rises two javelin's lengths from the east
Bir gün kendini göstermeyince
When the sun failed to appear one day
Kara kara bulatlar dolaşmış bu cennet vatan üzerinde
Dark clouds gathered over this paradise
Küçük büyüğü saymaz olmuş
No respect was shown by the young for the old
Kardeş kardeşe küsmüş
Brother turned against brother
En acısı bacılarımızın yüzüne bakamaz olmuşuz
And worst of all, we could no longer bear to look our sisters in the face
1535, 1635, 1735, 1835, 1935, 35'te benden koyun kardeşlerim
1535, 1635, 1735, 1835, 1935, in '35, spare my sheep, my brothers
1970'e geldik bir uğursuzluk çöreklenmiş ki başımıza sürüp gitmekte
We have come to 1970 and there is an ominous evil that has settled upon us and endures
Oysa deli gönül neler ister Barış bir yavrusu olsun ister
But my crazy heart has desires, Barış wants a child
Adını bile hazırladı oğlansa ozan kızsa ceylan
And has already chosen a name: if a boy, a bard; if a girl, a doe
Ceylan buz gibi pınarların aktığı zümrüt ovalarda
Doe of the emerald plains where icy streams flow
Taştan taşa seksin
Leaping from rock to rock
Ozan Ardahandan Kırkpınara dolaşsın anlatsın Karacaoğlanı, Pir Sultan Abdalı, Köroğlunu
Bard from Ardahan to Kırkpınar, who will recount the tales of Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, and Köroğlu
Davullar yine vurulsun güneş yine iki mızrak boyu yükselsin gün doğusundan
May the drums beat again, may the sun rise again two javelin's lengths from the east
Bitsin artık bu küskünlük kardeşlerim
Let this estrangement end, my brothers
Uzatalım ellerimizi
Let us extend our hands
Yarın tarih önünde hesap verirken yavrularımız bizi kınamasınlar
Lest our children condemn us on the day of reckoning





Writer(s): geleneksel


Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.