Paroles et traduction Barış Manço - Kezban
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Ateş
sadece
düştüğü
yeri
yakar,
nedir
bu
dünyanın
hali
Fire
only
burns
what
it
touches,
what
is
this
world's
condition
Bir
sana
bir
bana,
al
gülüm
ver
gülüm,
sev
beni
seveyim
ki
seni
To
you
and
me,
take
my
rose,
give
me
yours,
love
me
so
I
may
love
you
Dünyanın
hali
böyle
The
condition
of
the
world
is
thus
(Al
gülüm
ver
gülüm)
(Take
my
rose,
give
me
yours)
(Al
gülüm
ver
gülüm)
(Take
my
rose,
give
me
yours)
Bir
bakışın
yeter,
düşerim
yollarına,
dünyalar
güzeli
Kezban
Your
gaze
is
enough,
I
fall
in
your
path,
Kezban,
beauty
of
the
world
Sarı
sarı
bileziği
takarım
kollarına,
dünyalar
güzeli
Kezban
I
will
place
a
yellow
bracelet
on
your
arm,
Kezban,
beauty
of
the
world
Babası
yıllarca
didinip
çabalamış,
oğluna
bir
bağ
bırakmış
His
father
toiled
and
labored
for
years,
left
his
son
a
vineyard
Hayırsız
evlat
üzümünü
yemiş
ama
merak
edip
de
sormamış
The
prodigal
son
ate
its
grapes
but
out
of
curiosity
never
asked
Dünyanın
hali
böyle
The
condition
of
the
world
is
thus
(Al
gülüm
ver
gülüm)
(Take
my
rose,
give
me
yours)
(Al
gülüm
ver
gülüm)
(Take
my
rose,
give
me
yours)
Bir
bakışın
yeter,
düşerim
yollarına,
dünyalar
güzeli
Kezban
Your
gaze
is
enough,
I
fall
in
your
path,
Kezban,
beauty
of
the
world
Sarı
sarı
bileziği
takarım
kollarına,
dünyalar
güzeli
Kezban
I
will
place
a
yellow
bracelet
on
your
arm,
Kezban,
beauty
of
the
world
(Al
gülüm
ver
gülüm
Kezban)
(Take
my
rose,
give
me
yours,
Kezban)
(Al
gülüm
ver
gülüm)
(Take
my
rose,
give
me
yours)
Bir
bakışın
yeter,
düşerim
yollarına,
dünyalar
güzeli
Kezban
Your
gaze
is
enough,
I
fall
in
your
path,
Kezban,
beauty
of
the
world
Sarı
sarı
bileziği
takarım
kollarına,
dünyalar
güzeli
Kezban
I
will
place
a
yellow
bracelet
on
your
arm,
Kezban,
beauty
of
the
world
Kitabına
uyduran
kervanı
yükleyip
yüksek
dağlardan
aşırır
He
who
follows
the
book
loads
the
caravan
and
crosses
high
mountains
Beceriksiz
kişi
sağa
sola
bakınıp
da
düz
ovada
yolunu
şaşırır
The
incompetent
one
looks
left
and
right
and
loses
his
way
on
the
flat
plain
Dünyanın
hali
böyle
The
condition
of
the
world
is
thus
(Al
gülüm
ver
gülüm)
(Take
my
rose,
give
me
yours)
(Al
gülüm
ver
gülüm)
(Take
my
rose,
give
me
yours)
Bir
bakışın
yeter,
düşerim
yollarına,
dünyalar
güzeli
Kezban
Your
gaze
is
enough,
I
fall
in
your
path,
Kezban,
beauty
of
the
world
Sarı
sarı
bileziği
takarım
kollarına,
dünyalar
güzeli
Kezban
I
will
place
a
yellow
bracelet
on
your
arm,
Kezban,
beauty
of
the
world
Bir
bakışın
yeter,
düşerim
yollarına,
dünyalar
güzeli
Kezban
Your
gaze
is
enough,
I
fall
in
your
path,
Kezban,
beauty
of
the
world
Sarı
sarı
bileziği
takarım
kollarına,
dünyalar
güzeli
Kezban
I
will
place
a
yellow
bracelet
on
your
arm,
Kezban,
beauty
of
the
world
Bir
bakışın
yeter,
düşerim
yollarına,
dünyalar
güzeli
Kezban
Your
gaze
is
enough,
I
fall
in
your
path,
Kezban,
beauty
of
the
world
Sarı
sarı
bileziği
takarım
kollarına,
dünyalar
güzeli
Kezban
I
will
place
a
yellow
bracelet
on
your
arm,
Kezban,
beauty
of
the
world
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): barış manço
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.