Paroles et traduction Bülent Ortaçgil - Pencere Önü Çiçeği
Pencere Önü Çiçeği
Windowsill Flower
Pencere
önünde
On
a
windowsill,
Arkadaştan
ayrı
Away
from
her
companions,
Porselen
saksıda
In
a
porcelain
pot,
Bir
süs
çiçeği
An
ornamental
flower,
Evin
hanımı
The
lady
of
the
house,
Her
akşamüstü
Every
evening,
Su
ve
güneş
sunar
Provides
her
with
water
and
sun,
Entellektüel
The
intellectual,
Pencere
önü
çiçeğine
A
flower
on
the
windowsill.
Ne
ansızın
yağmur
ne
gökkuşağı
Neither
sudden
rain
nor
rainbow,
Ne
dipdiri
sabah,
gözyaşı
Neither
fresh
morning
nor
tears,
Ne
şebnem
görmüştür
ne
kırağı
tanır
Neither
dew
nor
frost
does
she
know,
Ama
çok
iyi
konuşur,
bir
kitap
gibi
But
she
speaks
very
well,
like
a
book,
Rastgele
çiçeklere
arada
bir
bakar
She
glances
at
random
flowers,
Cansız
cam
ardından,
tül
perdelerden
From
behind
lifeless
glass,
through
sheer
curtains,
Pencere
önü
çiçeğine
A
flower
on
the
windowsill.
Ne
mecburen
güneş
ne
kara
kış
Neither
enforced
sun
nor
icy
winter,
Ne
dipdiri
bahar
ürpertisi
Neither
fresh
spring
shivers,
Zorlu
bir
rüzgarla
boynu
hiç
kıvrılmaz
No
harsh
wind
ever
bends
her
neck,
Haylaz
çocuklarca
hiç
koparılmaz
No
mischievous
children
ever
pluck
her.
Gece
çökünce
açılır
lambalar
When
night
falls,
the
lamps
are
lit,
Öteki
çiçekler
ay
ışığındalar
Other
flowers
are
bathed
in
moonlight,
Pencere
önü
çiçeğine
A
flower
on
the
windowsill.
Ne
ansızın
yağmur
ne
gökkuşağı
Neither
sudden
rain
nor
rainbow,
Ne
dipdiri
sabah,
gözyaşı
Neither
fresh
morning
nor
tears,
Pencere
önü
çiçeğine
A
flower
on
the
windowsill.
Ne
ansızın
yağmur
ne
gökkuşağı
Neither
sudden
rain
nor
rainbow,
Ne
dipdiri
sabah,
gözyaşı
Neither
fresh
morning
nor
tears.
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): bülent ortaçgil
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.