Paroles et traduction Bülent Ortaçgil - Sana Geldim

Sana Geldim

Çocuklar gibi çaresiz
Büyükler kadar doyumsuz
Susamış ve su bulamamış gibi
Kalktım sana geldim
Herkes kendinden biraz kaçar
Yataklarda aynı iz
Aynalarda aynı yüz
Cebinde yeni bir şey var mı diye
Kalktım sana geldim
Yollar yokuş, yoruluyor insan
Hababam debabam hiç farketmeden
Bambaşka bir yerlere gidiyorken
Kalktım sana geldim
Başka kokular, başka tatlar aramaktansa
Hep aynı öyküyü yeniden anlatmaktansa
Yaşadığımızın adı nedir diye sormaktansa
Sana geldim
Alargada kalmış gibi kıyısız
Hiç ölmeyecekmiş gibi kayıtsız
Biraz kılıksız, biraz keyfsiz
Kalktım sana geldim
Yollar yokuş, yoruluyor insan
Hababam debabam hiç farketmeden
Bambaşka bir yerlere gidiyorken
Kalktım sana geldim
Sonu gelmez sorumluluklar
Hep savunmalar, hep savunmalar
Ya acıtan ayrıntılar nedir diye
Kalktım sana geldim
Kalktım sana geldim
Kalktım sana geldim
Sana geldim
Sana geldim

I came to you

Like children, helpless
As insatiable as adults
As thirsty and waterless
I got up and came to you
Everyone escapes from themselves a little
The same trace in the beds
The same face in the mirrors
Is there anything new in your pocket?
I got up and came to you
The roads are steep, people get tired
Unnoticed, here and there
While going to a completely different place
I got up and came to you
Instead of looking for other smells, other flavors
Instead of retelling the same story again
Instead of asking what's the point in living
I came to you
As if stranded ashore
As indifferent as if never to die
A bit scruffy, a bit moody
I got up and came to you
The roads are steep, people get tired
Unnoticed, here and there
While going to a completely different place
I got up and came to you
Endless responsibilities
Always defenses, always defenses
What is the painful detail?
I got up and came to you
I got up and came to you
I got up and came to you
I came to you
I came to you