Paroles et traduction Bülent Ortaçgil - Yalnız
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Yalnız,
yalnız,
yalnız,
yalnız
Alone,
alone,
alone,
alone
Kimsesiz
değil,
insansız
Not
friendless,
but
without
a
soulmate
Yalnız,
yalnız,
yalnız,
yalnız
Alone,
alone,
alone,
alone
Kimsesiz
değil,
insansız
Not
friendless,
but
without
a
soulmate
Koca
şehirde
bir
tek
ben
mi
böyle
çaresiz?
Am
I
the
only
one
in
this
vast
city
who
feels
so
helpless?
Koca
şehirde
seni
bulmak
imkansız
In
this
vast
city,
finding
you
is
impossible
Koca
şehirde
bir
tek
ben
mi
böyle
çaresiz?
Am
I
the
only
one
in
this
vast
city
who
feels
so
helpless?
Koca
şehirde
seni
bulmak
imkansız
In
this
vast
city,
finding
you
is
impossible
Yalnız,
yalnız,
yalnız,
yalnız
Alone,
alone,
alone,
alone
Kimsesiz
değil,
insansız
Not
friendless,
but
without
a
soulmate
Yalnız,
yalnız,
yalnız,
yapayalnız
Alone,
alone,
alone,
all
alone
Kimsesiz
değil,
insansız
Not
friendless,
but
without
a
soulmate
Koca
şehirde
bir
tek
ben
mi
böyle
çaresiz?
Am
I
the
only
one
in
this
vast
city
who
feels
so
helpless?
Koca
şehirde
seni
bulmak
imkansız
In
this
vast
city,
finding
you
is
impossible
Koca
şehirde
bir
tek
ben
mi
böyle
çaresiz?
Am
I
the
only
one
in
this
vast
city
who
feels
so
helpless?
Koca
şehirde
seni
bulmak
imkansız
In
this
vast
city,
finding
you
is
impossible
Uykusuz
muyduk?
Were
we
sleepwalking?
Hiç
fark
etmedik
geçmişimizin
tortusunda
We
never
noticed
the
sediment
of
our
past
Sabırsız
mıydık?
Were
we
impatient?
Tükettik
bir
anda
gecenin
ışıksızlığında
We
consumed
a
moment
in
the
darkness
of
the
night
Yalnız,
yalnız,
yalnız,
yalnız
Alone,
alone,
alone,
alone
Kimsesiz
değil,
bu
kez
sensiz
Not
friendless,
but
this
time
without
you
Yalnız,
yalnız,
yalnız,
yalnız
Alone,
alone,
alone,
alone
Kimsesiz
değil,
bu
kez
sensiz
Not
friendless,
but
this
time
without
you
Koca
şehirde
bir
tek
ben
mi
böyle
çaresiz?
Am
I
the
only
one
in
this
vast
city
who
feels
so
helpless?
Koca
şehirde
seni
bulmak
imkansız
In
this
vast
city,
finding
you
is
impossible
Koca
şehirde
bir
tek
ben
mi
böyle
çaresiz?
Am
I
the
only
one
in
this
vast
city
who
feels
so
helpless?
Koca
şehirde
seni
bulmak
imkansız
In
this
vast
city,
finding
you
is
impossible
Duyarsız
mıydık?
Were
we
unfeeling?
Hiç
umursamadık
sevgisizliğin
boşluğunda
We
never
cared
in
the
emptiness
of
lovelessness
Habersiz
miydik?
Were
we
unaware?
Hiç
hazırlanmadık
sessizliğin
ortasında
We
never
prepared
in
the
midst
of
silence
Yalnız,
yalnız,
yalnız,
yapayalnız
Alone,
alone,
alone,
all
alone
Kimsesiz
değil,
bu
kez
sensiz
Not
friendless,
but
this
time
without
you
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.