Paroles et traduction Candan Erçetin - Ninni
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Uyusun
da
büyüsün
ninni
Sleep
and
grow,
my
lullaby
Tıpış
tıpış
yürüsün
ninni
Walk
with
tiny
steps,
my
lullaby
Dertlerini
sürüsün
ninni
Leave
your
worries
behind,
my
lullaby
Oğlum,
kızım
uyusun
ninni
My
son,
my
daughter,
sleep,
my
lullaby
Uyusun
da
büyüsün
ninni
Sleep
and
grow,
my
lullaby
Tıpış
tıpış
yürüsün
ninni
Walk
with
tiny
steps,
my
lullaby
Dertlerini
sürüsün
ninni
Leave
your
worries
behind,
my
lullaby
Oğlum,
kızım
uyusun
ninni
My
son,
my
daughter,
sleep,
my
lullaby
Evvel
zaman
içinde,
kalbur
saman
içinde
Once
upon
a
time,
in
a
land
not
so
far
away
Çok
da
uzun
olmayan
belli
bi'
zaman
önce
Not
too
long
ago,
in
a
specific
time
Çok
da
uzak
olmayan
çok
güzel
diyarın
birinde
In
a
beautiful
land,
not
too
far
away
Bereketi
dillerden
düşmeyen
bi'
köy
varmış
There
was
a
village
known
for
its
abundance
Denizi
de
bilirmiş
dağı
da
bilirmiş
bu
güzel
köyün
insanı
The
people
of
this
beautiful
village
knew
both
the
sea
and
the
mountains
Yağmurda
yürür,
karda
kayar
ama
güneşli
günleri
severmiş
They
walked
in
the
rain,
slid
in
the
snow,
but
loved
sunny
days
Meze
yaparmış
bu
köylüler
iki
kadehin
tüm
acılarını
These
villagers
would
make
appetizers
to
cure
the
pain
of
two
glasses
of
wine
Böylece
birden
unutuverirmiş
geçmiş
dargınlıklarını
And
so
they
would
suddenly
forget
their
past
grievances
Aslına
bakacak
olursan
çok
zenginmiş
tarlaları
In
truth,
their
fields
were
very
rich
Ama
nedeni
bilinmez
bu
köylüler
her
daim
fakir
But
for
some
unknown
reason,
these
villagers
were
always
poor
Yokmuş
galiba
köydeki
kargaların
bunda
bir
etkisi
It
seems
the
crows
in
the
village
had
nothing
to
do
with
it
Böyle
gelmiş
böyle
gidermiş,
ne
de
olsa
alın
yazısı
This
is
how
it
has
always
been,
it's
just
their
fate
after
all
Dayanamamış
biri
sonunda,
kargalara
baş
kaldırmış
One
person
couldn't
stand
it
anymore
and
finally
rebelled
against
the
crows
"Hakkımızı
yiyorlar!"
diyip
bütün
köyü
ayaklandırmış
Saying,
"They
are
taking
what
is
rightfully
ours!"
and
rallied
the
whole
village
Sonunda
başa
çıkmış
köyü
istila
eden
kargalarla
Finally,
he
dealt
with
the
crows
that
were
invading
the
village
Ama
kendisi
de
göçüp
gitmiş
tabii
eninde
sonunda
But
of
course,
he
too
migrated
away
in
the
end
Uyusun
da
büyüsün
ninni
Sleep
and
grow,
my
lullaby
Tıpış
tıpış
yürüsün
ninni
Walk
with
tiny
steps,
my
lullaby
Dertlerini
sürüsün
ninni
Leave
your
worries
behind,
my
lullaby
Oğlum,
kızım
uyusun
ninni
My
son,
my
daughter,
sleep,
my
lullaby
Uyusun
da
büyüsün
ninni
Sleep
and
grow,
my
lullaby
Tıpış
tıpış
yürüsün
ninni
Walk
with
tiny
steps,
my
lullaby
Dertlerini
sürüsün
ninni
Leave
your
worries
behind,
my
lullaby
Oğlum,
kızım
uyusun
ninni
My
son,
my
daughter,
sleep,
my
lullaby
Ardından
ağlamış
köydeki
herkes
çok
uzun
yıllarca
Afterward,
everyone
in
the
village
cried
for
many
years
Ağlarken
ağlarken
köy
unutmuş
kargaları
tamamıyla
As
they
cried
and
cried,
the
village
completely
forgot
about
the
crows
Üzülüp
dövünüp
dururken
birden
övünmeye
başlamış
While
they
were
grieving
and
lamenting,
they
suddenly
started
boasting
Ancak
övünüp
durduğu
sadece
hatıraymış
But
all
they
were
boasting
about
were
memories
Günün
birinde
köyün
üstüne
kapkara
bulutlar
yerleşmiş
One
day,
dark
clouds
settled
over
the
village
Kimse
bulutları
kargaların
getirdiğini
fark
etmemiş
No
one
noticed
that
the
crows
had
brought
the
clouds
Köydekiler
yaz
yağmurudur
gelir
geçer
zannetmişler
The
villagers
thought
it
was
summer
rain
that
would
come
and
go
Ama
bu
kara
bulutlar
kopacak
fırtınanın
habercisiymiş
But
these
dark
clouds
were
harbingers
of
a
coming
storm
Kargaların
çalacağı
emekten
medet
uman
bazı
kurnazlar
Some
cunning
people,
hoping
to
profit
from
the
labor
the
crows
would
steal
Köylüye
ninniler
söyleyip
apaçık
hedef
şaşıtmışlar
Sang
lullabies
to
the
villagers,
clearly
diverting
their
attention
Soytarısıyla
yalancısı
bu
köyün
bi'
gün
gelmiş
el
ele
vermiş
The
jesters
and
liars
of
this
village
one
day
came
together
hand
in
hand
Bildik
beyaz
camın
içine
girip
siyah
yalanlar
söylemiş
And
entered
the
familiar
white
screen
and
told
black
lies
Onların
baktığı
yerden
bütün
köy
çok
aptalmış
From
their
perspective,
the
whole
village
was
very
stupid
Çünkü
aptal
olmasalar
böyle
aldanmazlarmış
Because
if
they
weren't
stupid,
they
wouldn't
be
so
easily
deceived
Değil
mi
ki
bütün
köy
olana
bitene
ses
çıkarmadan
bakmış
Since
the
whole
village
watched
what
was
happening
without
making
a
sound
O
zaman
başlarına
gelenlere
müstahaklarmış
Then
they
deserved
what
happened
to
them
Ah
ne
güzel
ninniymiş
bu
cehalet
Oh,
what
a
beautiful
lullaby
this
ignorance
is
Herkes
dalıp
uyumuş
niyahet
Everyone
has
finally
fallen
asleep
Top
atsan
uyanmazmış
ne
rehavet
They
wouldn't
wake
up
even
if
you
fired
a
cannon,
what
a
relief
E
benim
köyüme
ee
ee
Oh,
my
village,
oh
oh
Aslında
köyün
akıllısı
çokmuş,
alimi
dedesi
filozofu
çokmuş
Actually,
the
village
had
many
wise
people,
scholars,
and
philosophers
Var
diye
bas
bas
bağırıyorlar
ama
hiçbirinin
söz
hakkı
yokmuş
They
are
shouting
that
they
exist,
but
none
of
them
have
a
voice
Çünkü
bilene,
düşünene,
yazana
kargaların
itirazı
çokmuş
Because
the
crows
have
many
objections
to
those
who
know,
think,
and
write
Ve
onlardan
öğrendikleriyle
kurnazlar
herkesi
uyutmuş
And
with
what
they
learned
from
them,
the
cunning
ones
put
everyone
to
sleep
Güzel
köyüm
ne
zaman
uyanırsın?
My
beautiful
village,
when
will
you
wake
up?
Bu
duruma
ne
kadar
dayanırsın?
How
long
can
you
endure
this
situation?
Sanma
ki
uyurken
kazanırsın
Don't
think
you'll
win
while
you
sleep
Hadi
köyüm
ne
zaman
uyanırsın?
Come
on,
my
village,
when
will
you
wake
up?
Güzel
köyüm
ne
zaman
uyanırsın?
My
beautiful
village,
when
will
you
wake
up?
Bu
duruma
ne
kadar
dayanırsın?
How
long
can
you
endure
this
situation?
Sanma
ki
uyurken
kazanırsın
Don't
think
you'll
win
while
you
sleep
Hadi
köyüm
ne
zaman
uyanırsın?
Come
on,
my
village,
when
will
you
wake
up?
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Gökhan Kırdar, Mete Ozgencil
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.