Paroles et traduction Canfeza - Sel Gibi
Memleketimin
en
yüksek
noktası
burası
This
is
the
highest
point
of
my
country
Ne
mümkün
saatlerce
yıkılmadan
durasın
How
is
it
possible
to
stand
for
hours
without
collapsing
Hep
yanımda
olman
için
herşeyden
vazgeçesim
var
I
want
to
give
up
everything
so
that
you
can
always
be
by
my
side
Olaya
benim
açımdan
bakınca
kalbimden
kovasım
When
I
look
at
the
situation
from
my
perspective,
I
feel
like
throwing
you
out
of
my
heart
Kafeler,
barlar,
parklar,
sahil
Cafes,
bars,
parks,
the
beach
Mesken
parkında
hergün
oturduğum
o
bankta
dahil,
Including
that
bench
in
Mesken
Park
where
I
sit
every
day,
Senin
için
yok
edemeyeceğim
hiç
bir
şey
yok
inan,
There
is
nothing
I
can't
destroy
for
you,
believe
me,
anything,
Buna
dünyayı
ateşe
verip
içinde
yok
olmakta
dahil.
Including
setting
the
world
on
fire
and
perishing
within
it.
Yinede
değişemezsin
ben
gözünde
aynıyım,
Yet
you
can't
change,
I'm
the
same
in
your
eyes,
Beni
sen
değil
dostlarım
yere
düşünce
kaldırır,
My
friends
pick
me
up
when
I
fall
to
the
ground,
not
you,
Senin
uğruna
benim
olmaktan
vazgeçmişken,
While
I
have
given
up
being
myself
for
your
sake,
Tekrar
delirebilirim
seni
güzel
bulan
herkese
saldırıp.
I
could
go
crazy
again
and
attack
everyone
who
finds
you
beautiful.
Seni
andırır
yüzün
hatta
yüzün
de
sen
gibi,
Your
face
resembles
you,
even
your
face
is
like
you,
Aynalara
bakarak
karardım
üzüm
ve
sen
gibi,
I
used
to
look
in
the
mirror
and
turn
into
grapes
and
you,
Gücüm
bir
sel
gibi
her
sokakta
hatıram,
My
strength
is
like
a
flood,
my
memory
on
every
street,
İşte
bu
yüzden
bu
şehrin
her
sokağı
nemlidir.
That's
why
every
street
in
this
city
is
damp.
Seni
görmeden
ölmektense
Rather
than
dying
without
seeing
you,
Ölürüm
buna
ölmek
dersen
I'll
die
if
you
call
it
dying
Başım
ağrıyor
ölmekteysem...
My
head
is
aching
if
I'm
dying...
Ölüm
eşittir
dönmek
terse
Death
equals
turning
back.
Seni
görmeden
ölmektense
Rather
than
dying
without
seeing
you,
Ölürüm
buna
ölmek
dersen
I'll
die
if
you
call
it
dying
Başım
ağrıyor
ölmekteysem...
My
head
is
aching
if
I'm
dying...
Ölüm
eşittir
dönmek
terse
Death
equals
turning
back.
Seni
görmeden
ölmektense
Rather
than
dying
without
seeing
you,
Ölürüm
buna
ölmek
dersen
I'll
die
if
you
call
it
dying
Başım
ağrıyor
ölmekteysem...
My
head
is
aching
if
I'm
dying...
Ölüm
eşittir
dönmek
terse
Death
equals
turning
back.
Seni
gömmeden
ölmektense
Rather
than
dying
without
burying
you,
(Yayavva)
Yaşamak
sen
sen
ölmek
bensem
(Walking)
Living
if
you
are
you
and
I
am
dead,
Kaçarız
yine
gerçeklerden
We'll
run
away
from
reality
again,
Yaşam
eşittir
dönmek
terse.
Life
equals
turning
back.
İstanbul,
duygularımın
sentezi
Istanbul,
the
synthesis
of
my
emotions,
İçinde
sana
benzeyen
birçok
şey
var,
benzerin
There
are
many
things
in
you
that
resemble
you,
your
likenesses,
Vücudum
rıhtımdaki
kaldırımdan
ayaklarıma
uzanan
My
body
is
level
with
the
20-year-old
train
tracks,
20
yıllık
tren
raylarında
hemzemin
Extending
from
the
sidewalk
on
the
pier
to
my
feet.
Kırgınlığım
sana
değil
sen
olmayan
herkese
My
resentment
is
not
for
you
but
for
everyone
who
is
not
you,
Olmayan
bir
yerde
beni
sıkılmadan
beklesen
If
you
waited
for
me
in
a
place
that
doesn't
exist,
without
getting
bored,
A
ve
B
den
sonra
çektiğim
ilk
çizgisin
You
are
the
first
line
I
drew
after
A
and
B,
Ve
gün
geçtikçe
daha
düz
olacaksın
ben
sabrıyla
beklesen
And
you
will
become
even
straighter
as
the
days
pass,
if
you
wait
with
me
patiently.
Ekmesem
saksılara
her
sabah
bir
can
tohumu
If
I
didn't
plant
a
seed
of
life
in
pots
every
morning,
Sonum
üç
yıl
önce
ölmüş
olmak
olurdu
My
end
would
be
to
die
three
years
ago,
Seni
Kaplıkaya'nın
saf
suyunda,
Uludağ'ın
yamaçlarında,
I
found
you
in
the
pure
water
of
Kaplıkaya,
and
on
the
slopes
of
Mount
Uludağ,
Boğazın
en
dibinde
buldum
cennet
ne
boş
konumdur
Heaven
is
such
an
empty
position
at
the
bottom
of
the
Bosphorus.
Olur
mu?
Sarıl
bana
tüm
buzlarım
erisin
Is
it
possible?
Hold
me
in
your
arms
so
that
all
my
ice
melts,
Kokunu
duyan
onsekiz
bin
aleme
göz
ferisin
Your
scent
is
a
feast
for
the
eyes
of
eighteen
thousand
worlds,
Çevremde
milyonlarca
çılgın,
manyak
insan
var
There
are
millions
of
crazy,
mad
people
around
me,
Hepiniz
sahtesiniz
fakat
ben
aşkın
öz
delisi
You
are
all
fake,
but
I
am
the
true
lunatic
of
love.
Seni
görmeden
ölmektense
Rather
than
dying
without
seeing
you,
Ölürüm
buna
ölmek
dersen
I'll
die
if
you
call
it
dying
Başım
ağrıyor
ölmekteysem...
My
head
is
aching
if
I'm
dying...
Ölüm
eşittir
dönmek
terse
Death
equals
turning
back.
Seni
görmeden
ölmektense
Rather
than
dying
without
seeing
you,
Ölürüm
buna
ölmek
dersen
I'll
die
if
you
call
it
dying
Başım
ağrıyor
ölmekteysem...
My
head
is
aching
if
I'm
dying...
Ölüm
eşittir
dönmek
terse
Death
equals
turning
back.
Seni
görmeden
ölmektense
Rather
than
dying
without
seeing
you,
Ölürüm
buna
ölmek
dersen
I'll
die
if
you
call
it
dying
Başım
ağrıyor
ölmekteysem...
My
head
is
aching
if
I'm
dying...
Ölüm
eşittir
dönmek
terse
Death
equals
turning
back.
Seni
gömmeden
ölmektense
Rather
than
dying
without
burying
you,
(Yayavva)
Yaşamak
sen
sen
ölmek
bensem
(Walking)
Living
if
you
are
you
and
I
am
dead,
Kaçarız
yine
gerçeklerden
We'll
run
away
from
reality
again,
Yaşam
eşittir
dönmek
terse...
Life
equals
turning
back...
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.