Canfeza - Yorgun Mermi - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Canfeza - Yorgun Mermi




Yorgun Mermi
Tired Bullet
Yorgun bir mermi gibi düştün göğsümdeki boşluktan.
You fell like a tired bullet, through the void in my chest.
Söndü parıltısı gözlerimin, bakışlarımda bi' loşluk var.
The sparkle in my eyes has faded, a dimness resides in my gaze.
Ne değişti? Hayal kurduk, çizdik bir yol. O yolda koştuk da.
What changed? We dreamt, we charted a path, we even ran on it.
Ne gelirse başına gelsin. Seçimini kendin yap ve de hoşnut kal.
Whatever comes your way, make your own choice and be content.
Sana saygım sonsuz, sevgim gibi.
My respect for you is endless, like my love.
Sana merhametim ve de şefkatim deryalar kadar engindi bil!
Know that my mercy and compassion for you were as vast as the oceans!
Mecnun'muş, Romeo'ymuş, Quasimodo'ymuş, dengim değil.
Majnun, Romeo, Quasimodo, none are my equal.
Hiçbir şey bilmediğimden, herkesi bildim kendim gibi.
Knowing nothing, I saw everyone as myself.
Dermansız bir dert oku gibi saplandın sırtıma.
Like a cureless ailment, you pierced my back like an arrow.
Üstüme devirdi çatıları, bitmek bilmez fırtınan.
Your endless storm brought down the roofs upon me.
Antik bir yurt gibi gizledi tüm gerçeği, yıkıntılar.
Like an ancient land, the ruins hid all the truth.
Ruhumdur baştan başa, boydan boya, gök gibi yırtılan!
My soul is torn apart, from head to toe, like the sky ripped open!
Kimsesiz, öksüz bi' çocuk gibi kaldım ortada.
I was left like a lonely, orphaned child.
Ne bahçemde bi' gül, ne de bi' balık var oltada.
No rose in my garden, no fish on my hook.
Adımlarım tükendi artık, gün geçmez oldu voltada.
My steps have run out, days pass by on repeat.
Bütün acılarım gerçek, ama tüm gülüşlerim kolpadan.
All my pains are real, but all my smiles are fake.
(Tebessümün) tebessümün listelerden hiç inmesin (hiç inmesin).
(Your smile) May your smile never fade from the lists (never fade).
Ne kadar unutulmaz anım varsa sen içindesin (içindesin).
You're in every unforgettable memory I have (you're in them all).
Önce bi' yolunu bulup birden bire içimde sin (içimde sin).
First you find your way, then suddenly settle within me (within me).
Sonra beni geri dönüştürülemez biçimde sil.
Then erase me, irrevocably.
(Tebessümün) tebessümün listelerden hiç inmesin (hiç inmesin).
(Your smile) May your smile never fade from the lists (never fade).
Ne kadar unutulmaz anım varsa sen içindesin (içindesin).
You're in every unforgettable memory I have (you're in them all).
Önce bi' yolunu bulup birden bire içimde sin (içimde sin).
First you find your way, then suddenly settle within me (within me).
Sonra beni geri dönüştürülemez biçimde sil.
Then erase me, irrevocably.
Kopmuş bir yaprak gibi savrulurum rüzgarın önünde.
Like a fallen leaf, I drift before the wind.
Dönebilirim bu aralar ölümden. Ölüm her koşulda "2" yönünde.
I might return from death these days. Death always points in two directions.
Öngörün ne? Bizi bir arada yaşatır hayat, evreninde.
Predict what? Will life let us exist together in its universe?
Ellerinle, her devirde bir sır gibi tut beni en derinde.
With your hands, hold me as a secret, deep within, in every era.
Soğuk bi' savaşın içindeki alevdeyim.
I'm in the flames of a cold war.
Sanki çöken benim de yan ev değil.
As if it's not my neighbor's house that's collapsing.
Çığlığını duyuyorum, yan evdeyim.
I hear your scream, I'm right next door.
Canımı yakan da bu, alev değil.
That's what hurts me, not the flames.
Sıcak bi' çatışmanın içinde, buz gibi,
In a heated conflict, cold as ice,
Eli tetikte ruhsuz biri farz et beni ki.
Imagine me as a soulless being with a finger on the trigger.
Kendini görme kusursuz biri gibi.
See yourself as someone flawless.
Kimse kusursuz değil.
No one is flawless.
Hissettiğim şey yoğun acı.
What I feel is intense pain.
Ateşim bi' derece soğumadı.
My fire hasn't cooled down a degree.
Bi' şekilde aklıma gel, yoluma çık.
Somehow come to mind, cross my path.
Ömrün uzun olsun, yolun açık.
May your life be long, your path clear.
Hiçbir güç, beni sen gibi korumadı.
No force has protected me like you.
Öleceğim elbet, sonum açık.
I will die eventually, my end is clear.
Son kez, yoluma çık.
One last time, cross my path.
Kimse değil sen gibi korumacı.
No one is as protective as you.
Silebilse de hayat, en güzel anıları.
Even if life can erase the most beautiful memories,
Tekrar yaşanır, aksine sanılanın.
They can be relived, contrary to what is believed.
"Olmaz" desen de anlarım.
I understand if you say "No".
Ama bana kalırsa yine deneyip, yine yanılalım.
But as for me, let's try again and fail again.
İnan ki güzelim; sen bana darılalı,
Believe me, my beauty; since you've been mad at me,
Bana dar geliyor gece yarıları.
The midnight hours feel tight on me.
Sana gelen yoldayım, yolu yarıladım.
I'm on the way to you, halfway there.
Ne yap ne et, bi' yol bul ve de sarılalım.
Do whatever it takes, find a way, and let's embrace.
(Tebessümün) tebessümün listelerden hiç inmesin (hiç inmesin).
(Your smile) May your smile never fade from the lists (never fade).
Ne kadar unutulmaz anım varsa sen içindesin (içindesin).
You're in every unforgettable memory I have (you're in them all).
Önce bi' yolunu bulup birden bire içimde sin (içimde sin).
First you find your way, then suddenly settle within me (within me).
Sonra beni geri dönüştürülemez biçimde sil.
Then erase me, irrevocably.
(Tebessümün) tebessümün listelerden hiç inmesin (hiç inmesin).
(Your smile) May your smile never fade from the lists (never fade).
Ne kadar unutulmaz anım varsa sen içindesin (içindesin).
You're in every unforgettable memory I have (you're in them all).
Önce bi' yolunu bulup birden bire içimde sin (içimde sin).
First you find your way, then suddenly settle within me (within me).
Sonra beni geri dönüştürülemez biçimde sil.
Then erase me, irrevocably.






Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.