Paroles et traduction Canfeza - Yorgun Mermi
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Yorgun
bir
mermi
gibi
düştün
göğsümdeki
boşluktan.
You
fell
like
a
tired
bullet,
through
the
void
in
my
chest.
Söndü
parıltısı
gözlerimin,
bakışlarımda
bi'
loşluk
var.
The
sparkle
in
my
eyes
has
faded,
a
dimness
resides
in
my
gaze.
Ne
değişti?
Hayal
kurduk,
çizdik
bir
yol.
O
yolda
koştuk
da.
What
changed?
We
dreamt,
we
charted
a
path,
we
even
ran
on
it.
Ne
gelirse
başına
gelsin.
Seçimini
kendin
yap
ve
de
hoşnut
kal.
Whatever
comes
your
way,
make
your
own
choice
and
be
content.
Sana
saygım
sonsuz,
sevgim
gibi.
My
respect
for
you
is
endless,
like
my
love.
Sana
merhametim
ve
de
şefkatim
deryalar
kadar
engindi
bil!
Know
that
my
mercy
and
compassion
for
you
were
as
vast
as
the
oceans!
Mecnun'muş,
Romeo'ymuş,
Quasimodo'ymuş,
dengim
değil.
Majnun,
Romeo,
Quasimodo,
none
are
my
equal.
Hiçbir
şey
bilmediğimden,
herkesi
bildim
kendim
gibi.
Knowing
nothing,
I
saw
everyone
as
myself.
Dermansız
bir
dert
oku
gibi
saplandın
sırtıma.
Like
a
cureless
ailment,
you
pierced
my
back
like
an
arrow.
Üstüme
devirdi
çatıları,
bitmek
bilmez
fırtınan.
Your
endless
storm
brought
down
the
roofs
upon
me.
Antik
bir
yurt
gibi
gizledi
tüm
gerçeği,
yıkıntılar.
Like
an
ancient
land,
the
ruins
hid
all
the
truth.
Ruhumdur
baştan
başa,
boydan
boya,
gök
gibi
yırtılan!
My
soul
is
torn
apart,
from
head
to
toe,
like
the
sky
ripped
open!
Kimsesiz,
öksüz
bi'
çocuk
gibi
kaldım
ortada.
I
was
left
like
a
lonely,
orphaned
child.
Ne
bahçemde
bi'
gül,
ne
de
bi'
balık
var
oltada.
No
rose
in
my
garden,
no
fish
on
my
hook.
Adımlarım
tükendi
artık,
gün
geçmez
oldu
voltada.
My
steps
have
run
out,
days
pass
by
on
repeat.
Bütün
acılarım
gerçek,
ama
tüm
gülüşlerim
kolpadan.
All
my
pains
are
real,
but
all
my
smiles
are
fake.
(Tebessümün)
tebessümün
listelerden
hiç
inmesin
(hiç
inmesin).
(Your
smile)
May
your
smile
never
fade
from
the
lists
(never
fade).
Ne
kadar
unutulmaz
anım
varsa
sen
içindesin
(içindesin).
You're
in
every
unforgettable
memory
I
have
(you're
in
them
all).
Önce
bi'
yolunu
bulup
birden
bire
içimde
sin
(içimde
sin).
First
you
find
your
way,
then
suddenly
settle
within
me
(within
me).
Sonra
beni
geri
dönüştürülemez
biçimde
sil.
Then
erase
me,
irrevocably.
(Tebessümün)
tebessümün
listelerden
hiç
inmesin
(hiç
inmesin).
(Your
smile)
May
your
smile
never
fade
from
the
lists
(never
fade).
Ne
kadar
unutulmaz
anım
varsa
sen
içindesin
(içindesin).
You're
in
every
unforgettable
memory
I
have
(you're
in
them
all).
Önce
bi'
yolunu
bulup
birden
bire
içimde
sin
(içimde
sin).
First
you
find
your
way,
then
suddenly
settle
within
me
(within
me).
Sonra
beni
geri
dönüştürülemez
biçimde
sil.
Then
erase
me,
irrevocably.
Kopmuş
bir
yaprak
gibi
savrulurum
rüzgarın
önünde.
Like
a
fallen
leaf,
I
drift
before
the
wind.
Dönebilirim
bu
aralar
ölümden.
Ölüm
her
koşulda
"2"
yönünde.
I
might
return
from
death
these
days.
Death
always
points
in
two
directions.
Öngörün
ne?
Bizi
bir
arada
yaşatır
mı
hayat,
evreninde.
Predict
what?
Will
life
let
us
exist
together
in
its
universe?
Ellerinle,
her
devirde
bir
sır
gibi
tut
beni
en
derinde.
With
your
hands,
hold
me
as
a
secret,
deep
within,
in
every
era.
Soğuk
bi'
savaşın
içindeki
alevdeyim.
I'm
in
the
flames
of
a
cold
war.
Sanki
çöken
benim
de
yan
ev
değil.
As
if
it's
not
my
neighbor's
house
that's
collapsing.
Çığlığını
duyuyorum,
yan
evdeyim.
I
hear
your
scream,
I'm
right
next
door.
Canımı
yakan
da
bu,
alev
değil.
That's
what
hurts
me,
not
the
flames.
Sıcak
bi'
çatışmanın
içinde,
buz
gibi,
In
a
heated
conflict,
cold
as
ice,
Eli
tetikte
ruhsuz
biri
farz
et
beni
ki.
Imagine
me
as
a
soulless
being
with
a
finger
on
the
trigger.
Kendini
görme
kusursuz
biri
gibi.
See
yourself
as
someone
flawless.
Kimse
kusursuz
değil.
No
one
is
flawless.
Hissettiğim
şey
yoğun
acı.
What
I
feel
is
intense
pain.
Ateşim
bi'
derece
soğumadı.
My
fire
hasn't
cooled
down
a
degree.
Bi'
şekilde
aklıma
gel,
yoluma
çık.
Somehow
come
to
mind,
cross
my
path.
Ömrün
uzun
olsun,
yolun
açık.
May
your
life
be
long,
your
path
clear.
Hiçbir
güç,
beni
sen
gibi
korumadı.
No
force
has
protected
me
like
you.
Öleceğim
elbet,
sonum
açık.
I
will
die
eventually,
my
end
is
clear.
Son
kez,
yoluma
çık.
One
last
time,
cross
my
path.
Kimse
değil
sen
gibi
korumacı.
No
one
is
as
protective
as
you.
Silebilse
de
hayat,
en
güzel
anıları.
Even
if
life
can
erase
the
most
beautiful
memories,
Tekrar
yaşanır,
aksine
sanılanın.
They
can
be
relived,
contrary
to
what
is
believed.
"Olmaz"
desen
de
anlarım.
I
understand
if
you
say
"No".
Ama
bana
kalırsa
yine
deneyip,
yine
yanılalım.
But
as
for
me,
let's
try
again
and
fail
again.
İnan
ki
güzelim;
sen
bana
darılalı,
Believe
me,
my
beauty;
since
you've
been
mad
at
me,
Bana
dar
geliyor
gece
yarıları.
The
midnight
hours
feel
tight
on
me.
Sana
gelen
yoldayım,
yolu
yarıladım.
I'm
on
the
way
to
you,
halfway
there.
Ne
yap
ne
et,
bi'
yol
bul
ve
de
sarılalım.
Do
whatever
it
takes,
find
a
way,
and
let's
embrace.
(Tebessümün)
tebessümün
listelerden
hiç
inmesin
(hiç
inmesin).
(Your
smile)
May
your
smile
never
fade
from
the
lists
(never
fade).
Ne
kadar
unutulmaz
anım
varsa
sen
içindesin
(içindesin).
You're
in
every
unforgettable
memory
I
have
(you're
in
them
all).
Önce
bi'
yolunu
bulup
birden
bire
içimde
sin
(içimde
sin).
First
you
find
your
way,
then
suddenly
settle
within
me
(within
me).
Sonra
beni
geri
dönüştürülemez
biçimde
sil.
Then
erase
me,
irrevocably.
(Tebessümün)
tebessümün
listelerden
hiç
inmesin
(hiç
inmesin).
(Your
smile)
May
your
smile
never
fade
from
the
lists
(never
fade).
Ne
kadar
unutulmaz
anım
varsa
sen
içindesin
(içindesin).
You're
in
every
unforgettable
memory
I
have
(you're
in
them
all).
Önce
bi'
yolunu
bulup
birden
bire
içimde
sin
(içimde
sin).
First
you
find
your
way,
then
suddenly
settle
within
me
(within
me).
Sonra
beni
geri
dönüştürülemez
biçimde
sil.
Then
erase
me,
irrevocably.
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.