Canfeza - Ölüm Rabıtası - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Canfeza - Ölüm Rabıtası




Ölüm Rabıtası
Fatal Bond
Gel otur son kez dinle anlatacaklarım var
Come sit down, listen one last time, I have more to tell
Yaşadıkların güzel değil anlatacaklarımdan
What you’ve experienced isn’t beautiful compared to what I’ll say
Hayal kurmak gibi bi şey değil seni beklemek
Waiting for you is nothing like the dream you fantasized
Benim ol! bir an önce seninle aldatacaklarım var
Be mine! And I have more to cheat on you soon
Karanlığına gömülüyorum gözlerimi kapatıp
I drown in your darkness, close my eyes
Sözlerin değil özlemin gözlerim sanatı
Not your words, your longing is my art
ölüm dudaklarından önce atılabilecek son adım
Death is the last step one can take before your lips
Yani zevkle atarım bilakis son adımım sanadır
So I’d happily take it, because my last step belongs to you
Yaz geldi ve sen hala gelmemekte kararlısın
Summer came while you still decided not to come
Işe yaramaz olsa bile gel demek en yararlısı
Even if it’s useless, saying come is the best
Başka çare bilmiyorum nar-ı mekân yanar başım
I know no other way, the fire of hell burns my head
Fazlalığına söyle bendeki eksiği tamamlasın
Tell the extra to complete my lacking parts
Benim olmamam sorun değil umurumda değilsin
It’s not a problem if I’m not yours, I don’t care about you
Içimdeki her ne haltsa bir hiç uğruna belirsiz
Whatever is inside me, it’s all vain for an indefinite nothing
Ben ve tanıdığım her insan sen yüzünden delirdik
I and everyone I know went mad because of you
Beni sensizliğe çağırsaydın yüzümü döker gelirdim
If you’d summoned me to the nothingness, I’d come turning my face
Zaptı zor gönlüme zaruriyetten zabıtasın
It’s hard to control my heart, but you are its warden out of necessity
Sensiz uyandığım her sabah bir mecazi ölüm rabıtası
Every morning I wake up without you is a metaphoric fatal bond
Seni hapsettiğim rutubetli zindanvari odaların her tuğlası suçlu
Every brick of the damp, prison-like rooms I imprisoned you in is guilty
Bir tek ben ve paşa gönlüm sabıkasız
Only I and my pasha heart are innocent
Benden gidebilirsin, bi başkasına da önemi yok.
You may leave me, it doesn’t matter if you go to someone else
Sanırım yeni sevgilin kiranı zamanında ödemiyor.
I think your new lover doesn’t pay the rent on time
Kırılmış olan her ne haltsa artık görevi bu fazla gittim geriye dahi dönemiyom
Whatever had broken has its duty now, I went too far, now I can’t even turn back
Bahçelerine aşk ekip öfke ve kin topladım
I sowed love into your gardens and reaped wrath and malice
Kalbim 20 yıllık uykusundan hopladı
My heart leapt from its 20-year slumber
En üst perdeden şiirler yazarken elim
My hands wrote poems at their highest pitches
Aklım gitti geldi, uçtum indim ama senden hiç kopmadım
My mind went away and returned, I rose and landed, but never separated from you
Zaman önünden hiç olmadık bir zamanda geçebilir
Time may pass before you at a time you’d never expect
Göz çukurlarımın buğulu camlarından içeri gir
Enter through the misty windows of my eye sockets
Kendi sıcaklığını getir bırak şu masaya git
Bring your own warmth, leave it on this table and go
Gözlerim 20 seni daha zorlanmadan içebilir
My eyes can drink in another 20 yous without trouble
6 yıl önce bu günün gecesinden kalmayım
Let me not remain from the night of this day 6 years ago
Başaramadım seni onun elinden becerip de almayı
I failed at taking you from his hands and managing it
şu yağmurun bıraktığı nacizane kar payı
This humble share of snow the rain left behind,
Köre gören göz, sağıra kulak, dârülacze arpayım
May I be barley to the seeing blind, ear to the deaf, a lunatic in the madhouse
Beni sana ben anlatamam yetersiz kalırım
I can’t explain myself to you, I’d be inadequate
Fakat bil dize getirdim bunca yıl ne densiz kadını
But know that I brought this shameless woman to heel all these years
Nedensiz adımın unutturdu bana hayatın tadını,
Your baseless name made me forget life’s joys
Ben ölümün oğluyum ve sen hayatına
I am the son of death and you to its sting
Zaptı zor gönlüme zaruriyetten zabıtasın
It’s hard to control my heart, but you are its warden out of necessity
Sensiz uyandığım her sabah bir mecazi ölüm rabıtası
Every morning I wake up without you is a metaphoric fatal bond
Seni hapsettiğim rutubetli zindanvari odaların her tuğlası suçlu
Every brick of the damp, prison-like rooms I imprisoned you in is guilty
Bir tek ben ve paşa gönlüm sabıkasız
Only I and my pasha heart are innocent
Benden gidebilirsin, bi başkasına da önemi yok.
You may leave me, it doesn’t matter if you go to someone else
Sanırım yeni sevgilin kiranı zamanında ödemiyor.
I think your new lover doesn’t pay the rent on time
Kırılmış olan her ne haltsa artık görevi bol
Whatever had broken has its duty now, plenty of it
Yanlış yol bu fazla gittim geriye dahi dönemiyom
This is the wrong way, I went too far, I can’t even turn back






Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.