Canfeza - Şeftali Kırmızısı - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Canfeza - Şeftali Kırmızısı




Şeftali Kırmızısı
Peach Red
Tok karnına beş öğün sen
Five meals on a full stomach, you
"Do" ve "Re" muhteşem
"Do" and "Re" are magnificent
Beni intihara sürükleyen melodilerden şuh neşem
The melodies that lead me to suicide, my playful joy
Benimle ölmek için cesaret ister
It takes courage to die with me
Durma ölüme yaklaş
Don't stop, get closer to death
Aynı şeysiniz nasılsa, ruh ve sen
You're the same thing anyway, soul and you
Beyaza siyah sen düşünce şarkı olur bilir misin?
Do you know that black on white becomes a song when you think?
KardanAdam a.k.a kaysın bi miktar bilinçlisi
KardanAdam a.k.a. a slightly conscious frostbite
Seni hatırlamak için kaleme kâğıda girişmişim
I've entered into pen and paper to remember you
Duman sanırım hatta sihrin tüm görüntü grimsi
Smoke I guess, even all the magic's image is grayish
Soğuk bi yer
A cold place
Ölüm notası, günüm boşasın, içim boşalır
Death note, my day is wasted, my insides are emptied
Yazdıklarımı anlayan biri olmadığı için boşadır
It's all in vain because no one understands what I write
Boşa mı?
In vain?
Bu yüzden mi hiç tâkâtim olmadığı hâlde
Is this why, even though I have no patience,
Zor da olsa, tükensem de karanlığına koşarım
Even if it's hard, even if I'm exhausted, I run to your darkness
Bugün gittin peki yarın
You left today, what about tomorrow
Yarın pazar ben evdeyim
Tomorrow is Sunday, I'm home
Bugün gittin de peki yarın
You left today, but what about tomorrow
Neden unuttun dönmeyi?
Why did you forget to come back?
Bi kazma bi kürek bulup beni kalbine gömmedin ya
You didn't find a pickaxe and a shovel and bury me in your heart
Ne yapayım ben şimdi sen olup hemen ardından ölmeyip
What am I supposed to do now, being you and then not dying right after
Sanırım anlamıyorsun ya da ben yetersizim
I think you don't understand, or maybe I'm inadequate
Yok saydığım her gün içten içe fetheder bizi
Every day I ignore conquers us from the inside
Ben gittikçe uzaklaşıyorum tarihe tezat
I'm getting further and further away from history, a contrast
Ona en yakın olandır tüm kulların en kedersizi
The one closest to it is the least sorrowful of all servants
Beni tercüme edemez sana kulların en edeplisi
The most polite of your servants cannot translate me to you
İçimde var olduğunu biliyosun da acaba ne denlisin
You know I'm inside you, but how deep are you
Gel artık (gel)
Come on now (come on)
Ve karşılığında sana benim olmayan
And in return, I'll give you what's not mine
Her ne varsa istediğin, var kılayım ne dersin?
Whatever you want, I can make it happen, what do you say?
Kaldır yıkıntıları beni kurtarıp, boğarak öldür
Lift the ruins, rescue me, and drown me
Acele et zamanım az, birazdan dolacak ömrüm
Hurry, I don't have much time, my life will be over soon
Sana yazacak elbet bir şeyler bulacağım
I'll find something to write to you, for sure
Çünkü yazılan her satır aslında bir sonrakine öncü
Because every line written is actually a prelude to the next
Kısılıyor gözlerim
My eyes are closing
Kaçarı yok, mutsuzum özledim
There's no escaping, I'm unhappy, I miss you
Ben bi boğaz farkı uzaktayken kapalı gözlerin
I'm a strait away, while your eyes are closed
Bu adam her gün ölmek için kendine söz verir
This man promises himself every day to die
Ama sen uyuyosun rahatsın hem de üstünde gözleri
But you sleep peacefully, with eyes on you
karnına alınır olsam açlıktan ölürdüm
If I were taken on an empty stomach, I would die of hunger
Açlıktan ölürsem anneciğim beni dünyadan görür mü?
If I die of hunger, would my mother see me from the world?
Dünya burdan mavi, yeşil, beyaz, siyah, kahverengi, kırmızı
The world is blue, green, white, black, brown, red from here
Sen sarısı peki ya benim görüntüm?
You are yellow, what about my image?
Siyaha beyaz sen düşünce güneş doğar gökyüzüne
Black on white, you think, the sun rises in the sky
Beyazlığının huzurunda bol bulutlu gökyüzüne
In the presence of your whiteness, to the cloudy sky
Bozulabilir ruh sağlığım beni mutlu et öylesine
My mental health may be compromised, make me happy just like that
Ölesiye, öldüresiye gül yüzüme gül yüzünle
Deadly, murderously smile at my face with your smiling face
Düşündürüyor olma fikri bile yeterli aklına
Even the thought of being thoughtful is enough for your mind
Senin değil de olmayışının benim üstümde hakkı var
Not yours, but the fact that you're not mine has a right over me
Kucakladığım yeni bi sabahın buğusu camıma yağmuru
The mist of a new morning I embrace, the rain on my window
Yağmur da senin onu ne kadar sevdiğini getirdi aklıma
And the rain reminded me of how much you love it
Yağıyor işte başka birinin gözlerinden üstüne
It's raining from someone else's eyes on you
Birbirine aşık iki damla da dudaklarıma düştüler
Two drops in love with each other fell on my lips
Az evvel her binanın her tuğlası çatladı
Every brick of every building cracked a moment ago
İnanamazsın biri de kalbimin üstüne düştü, gel!
You won't believe it, one fell on my heart, come on!
Kaldır yıkıntıları gözlerinle gör bu gerçeği
Lift the ruins, see this truth with your own eyes
Altı aylık hayat hikâyesiyle aynı serçenin
The same sparrow with a six-month life story
Şimdilik yokum, hiçbir rüyanda
I'm not in any of your dreams, for now
Bir anda, belki bugün belki bu hafta sonunda sendeyim
In a moment, maybe today, maybe this weekend, I'm with you
Ben hep eksik kaldım sana, sen hep aynı sendin
I've always been incomplete to you, you've always been the same you
Sana olan inancım beni çaresizlik yayına gerdi
My faith in you has stretched me to the limit of helplessness
Sana olmayan inancımın bir şeyler anlatmak derdi
My lack of faith in you had a point to make
Bir kez çek git ama önce yanıma gel bi (Off!)
Sigh once and go, but come to me first (Off!)
İstanbul sana yurttan ibaret, bazen de karşı yaka
Istanbul is just a homeland to you, sometimes the opposite shore
Köprüler yıkılsın bir gün ve sen de karşıda kal
May the bridges be destroyed one day and you stay on the other side
Ne sen yanıma düş bir daha
Don't you ever fall by my side again
Ne de elime paslı tokan düşsün
Neither should a rusty token fall into my hand
Kocan olacak bir kadından güçsüz
Weaker than a woman who will be your wife
Onunla sevişiyorsun, yüzüme yalan desen de
You're making love to her, even if you call it a lie to my face
Beni hafife alamazsın eğer aşk üstünden geçense
You can't underestimate me if love is what matters
Osmanlı toprağında çocukluğumu yaşadım
I lived my childhood in Ottoman land
Farkım yok bu yüzden Sahra Çölü'nün kumlarında gezenden
So I'm no different from the one who walks the sands of the Sahara Desert
Ne sen gel, ne de seninle keder, elem gelsin
Don't you come, nor sorrow, nor grief with you
Aşk diye bir başkasına utanç veren densiz
Shameless, giving love to another
Senin olamam derken bal damlatan ağzın
Your mouth that dripped honey when you said I can't be yours
Şimdi aynı soruyu tékrar soruyor niçin hâlâ bensin
Now asks the same question again, why am I still yours
Şu yüzden hâlâ senim: Seninle sırrımız var
That's why I'm still yours: We have a secret
Sen gibi bahsetmiyorum herkese sırrımızdan
I don't talk about our secret to everyone like you do
Bir gün akacak toprağına ömrümün hırsızı kan
One day the blood, the thief of my life, will flow into your soil
O gün boğulacak gençliğim şeftali kırmızında
That day my youth will drown in peach red






Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.