Paroles et traduction Cem Adrian - Sana Bunları Hiç Bilmediğin Bir Yerden Yazıyorum
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Sana Bunları Hiç Bilmediğin Bir Yerden Yazıyorum
I'm Writing This to You from a Place You Don't Know
Sana
bunları,
hiç
bilmediğin
bir
yerden
yazıyorum.
I'm
writing
this
to
you
from
a
place
you
don't
know.
Ben
senin,
hiç
görmediğin
bir
yerden
düşüyorum.
I'm
falling
to
you
from
a
place
you've
never
seen.
Gözlerim
kapalı,
her
yer
karanlık.
My
eyes
are
closed,
everywhere
is
dark.
Ben
senin,
hiç
bilmediğin
bir
yere
yürüyorum.
I'm
walking
to
you
to
a
place
you
don't
know.
Sana
bunları
hiç
duymadığın
bir
yerden
söylüyorum.
I'm
telling
you
this
from
a
place
you've
never
heard.
Ben
senin,
hiç
olmadığın
bir
yerde
duruyorum.
I'm
standing
in
a
place
you've
never
been.
Sen
benim,
hiç
bilmediğim
bir
yerde
uyuyor.
You're
sleeping
in
a
place
I
don't
know.
Ben
senin,
hiç
bilmediğin
bir
yerde
ölüyorum.
I'm
dying
in
a
place
you
don't
know.
Bu
gece
çalmıyor
şarkılar,
kırgın.
Tonight
the
songs
are
not
playing,
they're
offended.
Duvarlar
simsiyah,
renkler
dargın.
The
walls
are
pitch
black,
the
colors
are
angry.
Çocuklar
şarkı
söylerdi,
artık
suskun.
The
children
used
to
sing
songs,
now
they're
silent.
Önünde
bir
melek
öldü,
öylece
durdun.
An
angel
died
in
front
of
you,
you
just
stood
there.
Hadi
vur,
hadi
vur,
hadi
vur,
hadi
vur,
hadi
kır,
boğ
umudumu
ellerinle.
Come
on,
hit
me,
come
on,
hit
me,
come
on,
hit
me,
come
on,
hit
me,
come
on,
break
me,
choke
my
hope
with
your
hands.
Hadi
yık,
hadi
yak,
hadi
yık,
hadi
yak,
söndür
dök
kalbimi
sözlerinle.
Come
on,
tear
down,
come
on,
burn,
come
on,
tear
down,
come
on,
burn,
extinguish
and
pour
my
heart
out
with
your
words.
Hadi
del,
hadi
deş,
hadi
del,
hadi
deş,
öldür
kanat
şiirleri
sessizliğinle.
Come
on,
dig,
come
on,
tear,
come
on,
dig,
come
on,
tear,
kill
the
silent
poetry
of
wings.
Hadi
bul,
hadi
bul,
hadi
bul,
hadi
bul
beni
kayboldum
gözlerinde.
Come
on,
find
me,
come
on,
find
me,
come
on,
find
me,
I'm
lost
in
your
eyes.
Bu
bir
yangın
tam
ortasına
daldım,
tam
ortasına
daldım.
This
is
a
fire,
I
jumped
right
into
the
middle,
I
jumped
right
into
the
middle.
Her
yer
ateş
ben
ortasında
kaldım,
ben
ortasında
kaldım.
Everywhere
is
fire,
I'm
in
the
middle,
I'm
stuck
in
the
middle.
Bu
bir
yangın
tam
ortasına
daldım,
tam
ortasına
daldım.
This
is
a
fire,
I
jumped
right
into
the
middle,
I
jumped
right
into
the
middle.
Her
yer
ateş
ben
ortasında
kaldım,
ben
ortasında
kaldım.
Everywhere
is
fire,
I'm
in
the
middle,
I'm
stuck
in
the
middle.
Bu
bir
yangın
tam
ortasına
daldım,
tam
ortasına
daldım.
This
is
a
fire,
I
jumped
right
into
the
middle,
I
jumped
right
into
the
middle.
Her
yer
ateş
ben
ortasında
kaldım,
ben
ortasında
kaldım.
Everywhere
is
fire,
I'm
in
the
middle,
I'm
stuck
in
the
middle.
Bu
bir
yangın
tam
ortasına
daldım,
tam
ortasına
daldım.
This
is
a
fire,
I
jumped
right
into
the
middle,
I
jumped
right
into
the
middle.
Her
yer
ateş
ben
ortasında
kaldım,
ben
ortasında
kaldım.
Everywhere
is
fire,
I'm
in
the
middle,
I'm
stuck
in
the
middle.
Bu
bir
yangın
tam
ortasına
daldım,
tam
ortasına
daldım.
This
is
a
fire,
I
jumped
right
into
the
middle,
I
jumped
right
into
the
middle.
Her
yer
ateş
ben
ortasında
kaldım,
ben
ortasında
kaldım.
Everywhere
is
fire,
I'm
in
the
middle,
I'm
stuck
in
the
middle.
Bu
bir
yangın
tam
ortasına
daldım,
tam
ortasına
daldım.
This
is
a
fire,
I
jumped
right
into
the
middle,
I
jumped
right
into
the
middle.
Her
yer
ateş
ben
ortasında
kaldım,
ben
ortasında
kaldım.
Everywhere
is
fire,
I'm
in
the
middle,
I'm
stuck
in
the
middle.
Bu
bir
yangın
tam
ortasına
daldım,
tam
ortasına
daldım.
This
is
a
fire,
I
jumped
right
into
the
middle,
I
jumped
right
into
the
middle.
Her
yer
ateş
ben
ortasında
kaldım,
ben
ortasında
kaldım.
Everywhere
is
fire,
I'm
in
the
middle,
I'm
stuck
in
the
middle.
Sana
bunları,
hiç
bilmediğin
bir
yerden
yazıyorum.
I'm
writing
this
to
you
from
a
place
you
don't
know.
Ben
senin,
hiç
görmediğin
bir
yerden
düşüyorum.
I'm
falling
to
you
from
a
place
you've
never
seen.
Gözlerim
kapalı,
her
yer
karanlık.
My
eyes
are
closed,
everywhere
is
dark.
Ben
senin,
hiç
bilmediğin
bir
yere
yürüyorum.
I'm
walking
to
you
to
a
place
you
don't
know.
Sana
bunları
hiç
duymadığın
bir
yerden
söylüyorum.
I'm
telling
you
this
from
a
place
you've
never
heard.
Ben
senin,
hiç
olmadığın
bir
yerde
duruyorum.
I'm
standing
in
a
place
you've
never
been.
Sen
benim,
hiç
bilmediğim
bir
yerde
uyuyor.
You're
sleeping
in
a
place
I
don't
know.
Ben
senin,
hiç
bilmediğin
bir
yerde
ölüyorum.
I'm
dying
in
a
place
you
don't
know.
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Cem Adrian
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.