Paroles et traduction Ceza - Hasat Zamanı
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Hasat
zamanı
gel
bitch
rap
e
bir
paha
biç
rapime
paha
biçme
trip
yapma
git
bitch
It's
harvest
time,
bitch,
put
a
price
on
this
rap,
don't
trip,
just
go,
bitch
Çok
ufaksın
ancak
hiç
relaxın
kalmamış
silahsız
olmaz
sanma
vinç
al
öyle
yüksel
ah
iç
You're
so
tiny,
no
chill
left,
don't
think
you
can
rise
without
a
weapon,
get
a
crane,
yeah,
breathe
in
Hedefim
ol
don
hedefim
hep
on
önüme
pingpong
topu
gibi
düşerdi
Be
my
target,
always
aim
for
the
top,
they
used
to
fall
before
me
like
ping
pong
balls
Son
bende
gizli
bak
öyle
durma
kalk
hadi
yak
ateşi
kalp
kalmamışki
bak
The
end
is
my
secret,
don't
just
stand
there,
get
up,
light
the
fire,
there's
no
heart
left
to
see
Ak
düştü
saçlarımdan
her
taraf
dumanlı,
puslu
sisli
her
tarafta
gizli
suçlar
herbir
yerde
gizli
White
fell
from
my
hair,
everything's
smoky,
foggy,
misty,
hidden
crimes
everywhere,
secrets
all
around
İzli
mermiler
bu
kelimelerdir
önce
cümlelerdir
aklı
alan
aklı
parlatan
sen
yaylan
These
words
are
like
tracer
bullets,
first
sentences,
taking
your
mind,
illuminating
it,
you
just
chill
Kamer
dolunca
kurt
adamlar
olabilir
fakat
ben
her
zaman
varım
When
the
moon
is
full,
there
might
be
werewolves,
but
I'm
always
here
Yazım
kışım
karım
üsküdarda
olacak
aklım
ağlayışlar
aklı
alabilirse
alsın
My
summer,
my
winter,
my
snow
will
be
in
Üsküdar,
my
mind,
the
cries,
if
it
can
take
the
mind,
let
it
take
it
Yedi
tepeyse
istanbul
bırakın
öyle
kalsın
If
Istanbul
is
seven
hills,
let
it
remain
so
Kasılmışsın
kaskatı
asılmışsın
bas
batır
altımdasın
at
ası
kasmasın
bu
asrın
aslı
You're
tense,
stiff,
hung,
you're
under
me,
horse,
don't
let
the
stallion
strain,
this
is
the
essence
of
the
century
Savaşa
gidenin
cephesi
kasımpatı
tarlasında
kamera
karşısında
yükselen
cesaret
taklalarda
The
front
of
the
one
who
goes
to
war
is
in
the
chrysanthemum
field,
courage
rising
in
front
of
the
camera
on
heels
Makyajlarda
gizli
üsküdar
stil
bu
müptezelide
madara
etti
anlat
derdi
Hidden
in
makeup,
Üsküdar
style,
this
promiscuous
one
made
a
fool
of
it,
tell
the
story
Sokaklar
hem
cehennem
hemde
cennet
olabilirmi
bilmem
ancak
metafiziksel
ihtilal
var
Can
the
streets
be
both
hell
and
heaven?
I
don't
know,
but
there's
a
metaphysical
revolution
Doğdum
hep
duvardı
büyüdüm
hala
daha
duvar
var
I
was
born,
there
were
always
walls,
I
grew
up,
there
are
still
walls
Hergün
kavga
gördüm
kiminde
korku
kiminde
kanlar
Every
day
I
saw
fights,
in
some
fear,
in
some
blood
Gerçek
gecekondularmı
yoksa
şu
mezarlar
nazarlı
bakmış
gözler
bence
hep
yalandan
ağlar
Are
the
real
slums
or
these
graves?
Eyes
that
have
looked
with
envy,
I
think
they
always
cry
falsely
Her
tarafmı
satılır
acaba
böyle
parsa
parsa
üsküdar
ve
istanbul
bu
işte
herkes
hayran
Is
everything
sold
like
this,
plot
by
plot?
Üsküdar
and
Istanbul,
everyone
is
fascinated
by
this
Doğduğum
yerde
kalmadı
çocuklara
hiç
arsa
ne
kadar
insan
varsa
vardır
bir
o
kadar
da
hayvan
There's
no
land
left
for
children
where
I
was
born,
as
many
people
as
there
are,
there
are
as
many
animals
Hasat
zamanı
meyva
bahçelerini
yaksalarda
marmaramdan
geçti
tankeriyle
baksalarda
Even
if
it's
harvest
time
and
they
burn
the
orchards,
even
if
they
look
from
the
Marmara
with
their
tanker
Mekanım
üsküdar
ve
en
son
karaca
ahmet
anla
meclisim
hep
ala
işte
ağla
gülüm
ağla
My
place
is
Üsküdar
and
lastly
Karaca
Ahmet,
understand,
my
council
is
always
supreme,
cry,
my
dear,
cry
Her
tarafmı
satılır
acaba
böyle
parsa
parsa
doğduğum
yerde
kalmadı
çocuklara
hiç
arsa
Is
everything
sold
like
this,
plot
by
plot?
There's
no
land
left
for
children
where
I
was
born
Hasat
zamanı
meyva
bahçelerini
yaksalarda
mekanım
üsküdar
ve
en
son
karaca
ahmet
anla.
It's
harvest
time,
even
if
they
burn
the
orchards,
my
place
is
Üsküdar
and
lastly
Karaca
Ahmet,
understand.
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.