Paroles et traduction Deniz Taşar - Günler Geri
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Uyurum,
uyanırım
I
sleep,
I
wake
up
Saat
ilerlemez
The
clock
doesn't
move
Bir
an
sana
dalarım
I
dive
into
you
for
a
moment
Geri
koşsam
günler
geri
dönmez
Even
if
I
ran
back,
the
days
won't
come
back
Uykusuzum,
yorarım
I'm
sleepless,
I
get
tired
Yorulmaktan
bıkmaz
usanmaz,
teslim
olmaz
I
don't
get
tired
of
being
tired,
I
don't
give
up,
I
don't
surrender
Karanlıktan
kaçar,
koşarım
I
escape
from
the
darkness,
I
run
Günler
geri
dönmez
Days
won't
come
back
Bir
an
varız,
bir
an
yok
We
exist
for
a
moment,
then
we
don't
Aslında
ne
az
ne
çok
Actually,
it's
neither
too
little
nor
too
much
Kararında,
tadında
Perfect,
delicious
Yaşam
varken
ucunda
While
life
is
on
the
edge
Bir
karanlık,
bir
ışık
A
darkness,
a
light
Yok
oluş,
kavuş,
çığlık
Annihilation,
union,
scream
Koşturmaca,
atıştık
We
ran
around,
we
argued
Günler
geri,
biz
ileri
Days
back,
we
forward
Uyurum,
uyanırım
(Uyan,
uyan)
I
sleep,
I
wake
up
(Wake
up,
wake
up)
Saat
ilerlemez
The
clock
doesn't
move
Uykusuzum,
yorarım
I'm
sleepless,
I
get
tired
Geri
koşsam
günler
geri
dönmez
Even
if
I
ran
back,
the
days
won't
come
back
Bir
an
varız,
bir
an
yok
We
exist
for
a
moment,
then
we
don't
Aslında
ne
az
ne
çok
Actually,
it's
neither
too
little
nor
too
much
Kararında,
tadında
Perfect,
delicious
Yaşam
varken
ucunda
While
life
is
on
the
edge
Bir
karanlık,
bir
ışık
A
darkness,
a
light
Yok
oluş,
kavuş,
çığlık
Annihilation,
union,
scream
Koşturmaca,
atıştık
We
ran
around,
we
argued
Beraber
yatıştırdık
Together
we
calmed
down
Bir
an
varız,
bir
an
yok
We
exist
for
a
moment,
then
we
don't
Aslında
ne
az
ne
çok
Actually,
it's
neither
too
little
nor
too
much
Kararında,
tadında
Perfect,
delicious
Yaşam
varken
ucunda
While
life
is
on
the
edge
Bir
karanlık,
bir
ışık
A
darkness,
a
light
Yok
oluş,
kavuş,
çığlık
Annihilation,
union,
scream
Koşturmaca,
atıştık
We
ran
around,
we
argued
Günler
geri,
biz
ileri
Days
back,
we
forward
Saatlerle
geçer
mi
her
şey
Does
everything
pass
with
the
hours?
Bir
iki
hafta
mıdır
müebbet
Is
a
week
or
two
a
life
sentence?
Bir
muhabbetle
yüze
vurur
bu
gerçek
This
truth
hits
your
face
with
a
conversation
Sonra
histeriyi
sen
gün
boyu
çek
Then
you
suffer
all
day
with
hysteria.
Elbet
bitecek
bu
mantık
This
logic
will
surely
end
Ve
sona
erecek,
tükenecek,
başa
dönecek
And
it
will
come
to
an
end,
it
will
run
out,
it
will
start
over
Uzaktan
bakakalınca
biz
de
When
we
look
from
afar
Kollarımızı
kavuşturduk
We
crossed
our
arms
Bir
an
varız,
bir
an
yok
We
exist
for
a
moment,
then
we
don't
Aslında
ne
az
ne
çok
Actually,
it's
neither
too
little
nor
too
much
Kararında,
tadında
Perfect,
delicious
Yaşam
varken
ucunda
While
life
is
on
the
edge
Bir
karanlık,
bir
ışık
A
darkness,
a
light
Yok
oluş,
kavuş,
çığlık
Annihilation,
union,
scream
Koşturmaca,
atıştık
We
ran
around,
we
argued
Beraber
yatıştırdık
Together
we
calmed
down
Bir
an
varız,
bir
an
yok
We
exist
for
a
moment,
then
we
don't
(Bir
an
varız,
bir
an,
bir
yok,
bir
çok)
(We
exist
for
a
moment,
for
a
moment,
for
a
moment,
for
a
lot)
Aslında
ne
az
ne
çok
Actually,
it's
neither
too
little
nor
too
much
Kararında,
tadında
Perfect,
delicious
Yaşam
varken
ucunda
While
life
is
on
the
edge
Bir
karanlık,
bir
ışık
A
darkness,
a
light
Yok
oluş,
kavuş,
çığlık
Annihilation,
union,
scream
Koşturmaca,
atıştık
We
ran
around,
we
argued
Günler
geri,
biz
Days
back,
we
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Deniz Tasar, Adem Gulsen
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.