Paroles et traduction Ege Çubukçu - Yuva
"Yani
aslında
tek
bi'
ders
yok,
dediğim
gibi.
Tek
bi'
ders
yok.
"So,
there
actually
isn't
just
one
lesson,
like
I
said.
There
isn't
just
one
lesson.
Ama
şöyle
bir
şey
söyleyebilirim
mesela...
birine...
But
here's
something
I
could
say,
for
example...
to
someone.
Birine
senin
için...
kendin
için
bi'
şey
yapmasını
umuyo'sun
birinden.
You're
expecting
someone
to
do
something
for
you...
for
yourself.
Sürekli
bununla
yaşıyo'sun.
Etrafındakilerin...
You're
constantly
living
with
this.
The
people
around
you...
Senin
için
bi'
şeyler
yapmasını
umuyo'sun
ama
You're
expecting
them
to
do
things
for
you,
but
Aslında
hiç
kimse
senin
için
bi'
şey
yapmıyo'
yani...
In
fact,
no
one's
doing
anything
for
you,
you
know...
Bunu...
farkına...
Bunun
farkına
varmak
To
realize
that...
To
realize
this
Benim
hayattan
çıkarabileceğim
en
büyük
ders
olacak
ama
Will
be
the
greatest
lesson
I
could
ever
learn
from
life,
but
Hâlâ
farkına
varamadım.
Bunu
hâlâ
fark
edemedim
yani."
I
still
haven't
realized
it.
I
haven't
been
able
to
realize
this
yet."
Nereye
kaçsan
(nereye)
No
matter
where
you
run
(where
to)
Kime
danışsan
No
matter
who
you
ask
Yine
bulamazsın
(bulamazsın
bir
yuva)
Again,
you
won't
find
(you
won't
find
a
home)
Kendine
bi'
yuva
A
home
of
your
own
Nereye
kaçsan
(nereye)
No
matter
where
you
run
(where
to)
Kime
danışsan
No
matter
who
you
ask
Yine
bulamazsın
(bulamazsın
bir
yuva)
Again,
you
won't
find
(you
won't
find
a
home)
Kendine
bi'
yuva
A
home
of
your
own
Aman
biri
duyar
(biri
duyar)
Oh,
if
someone
hears
(if
someone
hears)
Aman
biri
duyar
(biri
duyar)
Oh,
if
someone
hears
(if
someone
hears)
Aman
biri
duyar
(biri
duyar)
Oh,
if
someone
hears
(if
someone
hears)
Aman
biri
duyar
(biri
duyar)
Oh,
if
someone
hears
(if
someone
hears)
Duyarsa
duysun
yuva
senin
içinde
If
someone
hears,
the
home
is
inside
you
Karanlıkta
kayboldun
diye
iç
geçirme
Don't
sigh
because
you're
lost
in
the
dark
Bi'
bekledin
ve
dileklerin
vardı
You
waited
a
while
and
you
had
wishes
Kaydettiğin
kasetler
The
tapes
you
recorded
İçinde
bin
bir
haset
var
There's
a
lot
of
envy
inside
Yüzümde
on
milyon
yıllık
ışık
(on
milyon)
On
my
face
is
the
light
of
ten
million
years
(ten
million)
İçinde
bulunduğum
durumlar
hep
karışık
(sorun
var)
The
situations
I'm
in
are
always
complicated
(there's
a
problem)
Akıp
geçiyo'
ne
de
aşikâr
ama
yakıp
gidemiyorum
Time
passes
by,
it's
so
obvious,
but
I
can't
burn
it
down
"Yanımda
değilse
yarın
da
yoktur."
deyip
gidemiyorum
(gidemiyorum)
"If
she's
not
by
my
side
tomorrow,
I
won't
be
there
either,"
I
can't
say
(I
can't
go)
Nasıl
olacak
söyle?
How
will
it
happen,
tell
me?
Nereye
kaçsan
(nereye)
No
matter
where
you
run
(where
to)
Kime
danışsan
No
matter
who
you
ask
Yine
bulamazsın
(bulamazsın
bir
yuva)
Again,
you
won't
find
(you
won't
find
a
home)
Kendine
bi'
yuva
A
home
of
your
own
Nereye
kaçsan
(nereye)
No
matter
where
you
run
(where
to)
Kime
danışsan
No
matter
who
you
ask
Yine
bulamazsın
(bulamazsın
bir
yuva)
Again,
you
won't
find
(you
won't
find
a
home)
Kendine
bi'
yuva
A
home
of
your
own
Aman
biri
duyar
(biri
duyar)
Oh,
if
someone
hears
(if
someone
hears)
Aman
biri
duyar
(biri
duyar)
Oh,
if
someone
hears
(if
someone
hears)
Aman
biri
duyar
(biri
duyar)
Oh,
if
someone
hears
(if
someone
hears)
Aman
biri
duyar
(biri
duyar)
Oh,
if
someone
hears
(if
someone
hears)
Duyarsa
duysun
yuva
senin
içinde
If
someone
hears,
the
home
is
inside
you
Karanlıkta
kayboldun
diye
iç
geçirme
Don't
sigh
because
you're
lost
in
the
dark
Bi'
bekledin
ve
dileklerin
vardı
You
waited
a
while
and
you
had
wishes
Kaydettiğin
kasetler
The
tapes
you
recorded
İçinde
bin
bir
haset
var
There's
a
lot
of
envy
inside
Su
gibi
akmak
lazım
You
have
to
flow
like
water
Bir
sur
gibi
kalbine
çektiğin
setler
The
walls
you've
built
around
your
heart
like
a
fortress
Sebepler,
bi'
şekilde
yetecekler;
Reasons
will
be
enough
in
some
way;
Seni
daha
da
aşağı
çekmeye
To
drag
you
down
even
further
İki
arada
bırakıp
seçmeye
To
make
you
choose
and
leave
you
in
the
middle
Kalabalık
içinde
geçmeye
To
pass
by
in
a
crowd
Bi'
de
bakmışsın
mahkûm
etmişler
(mahkûm
oldum)
And
then,
look,
they've
sentenced
you
(I've
been
sentenced)
Yanıyo'
içim!
I'm
burning
inside!
Hep
bi'
yanlış
seçim!
Always
the
wrong
choice!
Bırakmaz
peşimi!
It
won't
leave
me
alone!
Olacak
iş
değil!
It
can't
be!
Gözüne
mi
baksam?
Should
I
look
into
your
eyes?
Özüne
mi
dalsam?
Should
I
dive
into
your
essence?
Sözüne
mi
kansam?
Should
I
believe
your
words?
Nereye
kaçsan
(nereye)
No
matter
where
you
run
(where
to)
Kime
danışsan
No
matter
who
you
ask
Yine
bulamazsın
(bulamazsın...
bir
yuva)
Again,
you
won't
find
(you
won't
find...
a
home)
Kendine
bi'
yuva
A
home
of
your
own
Nereye
kaçsan
(nereye)
No
matter
where
you
run
(where
to)
Kime
danışsan
No
matter
who
you
ask
Yine
bulamazsın
(bulamazsın...
bir
yuva)
Again,
you
won't
find
(you
won't
find...
a
home)
Kendine
bi'
yuva
A
home
of
your
own
Aman
biri
duyar
(biri
duyar)
Oh,
if
someone
hears
(if
someone
hears)
Aman
biri
duyar
(biri
duyar)
Oh,
if
someone
hears
(if
someone
hears)
Aman
biri
duyar
(biri
duyar)
Oh,
if
someone
hears
(if
someone
hears)
Aman
biri
duyar
(biri
duyar)
Oh,
if
someone
hears
(if
someone
hears)
Duyarsa
duysun
yuva
senin
içinde
If
someone
hears,
the
home
is
inside
you
Nasıl
olacak
söyle?
How
will
it
happen,
tell
me?
(Ah...
Söyle,
nasıl
olacak
böyle,
nasıl
olacak
söyle?)
(Oh...
Tell
me,
how
will
it
be
like
this,
how
will
it
happen,
tell
me?)
"Arkana
şöyle
bir
baktığınız
zaman,
iyi
ki
yapmışım
diyebilmek"
"When
you
look
back,
to
be
able
to
say,
good
thing
I
did
it"
(Iyi
ki,
iyi
ki)
(Good
thing,
good
thing)
(Nasıl
olacak
böyle?)
(How
will
it
be
like
this?)
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Derya Ege Cubukcu, Hakki Burak Urgay
Album
Derya
date de sortie
21-12-2018
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.