Emre Baransel - Dua - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Emre Baransel - Dua




Dua
Prayer
Daha önce;
Before this;
Okyanus görmemişim, sadece gördüğümü sanmışım
I had never seen the ocean, I only thought I had
Sonra yansımalarını seyre dalıp
Then I gazed upon its reflections
Sırrından bir yankı aldım, yaklaştım,
I received an echo of its secret, I drew near,
Yaklaştım, yaklaştım, durdum
I drew near, I drew near, I stopped
Yaklaştıkça kendime de yaklaşır oldum
As I drew near, I also drew near to myself
Yaklaştıkça okyanusa bağlandım yeniden doğdum
As I drew near, I connected to the ocean and was reborn
Bir tür serap bu yoksa gerçek mi?
Is this some kind of mirage, or is it real?
Çünkü anlatılmayacak kadar güzeldi oysa ben
Because it was indescribably beautiful, but I
Ondan uzak ne kadar çirkindim
How ugly I was away from it
Bir süre tereddüt ettim, korktum ve şüphelendim
I hesitated for a while, I was afraid and suspicious
Sonunda karar verdim, çıkardım aymaz çarıklarımı
Finally, I decided, I took off my ignorant sandals
Değdirip suya çektim ayaklarımı
I touched the water and pulled my feet
Sonra defterime yazdım ki
Then I wrote in my notebook
Ben okyanus bilirim artık gemiye sorma
I know the ocean now, don't ask the ship
Bunu duyan balıklar ufak bir tebessüm verdiler
The fish who heard this gave a little smile
Deniz kızlarıysa katıla katıla güldüler
The mermaids laughed heartily
çıkıp bana okyanusu anlattılar sırayla
They came up and told me about the ocean one by one
Anlattıkça parladılar sanki ah!
They shone as they spoke, oh!
Öğrendikçe farkettim cehaletim devasa
As I learned, I realized my ignorance was vast
Çağırdılar gel dediler korkma
They called me, come, they said, don't be afraid
Anladım ki okyanusu yazmak için
I understood that to write about the ocean
Tüm suları mürekkep olsa tükenir denizlerin
If all the waters were ink, the seas would run dry
Ve onu görmek isteyenin önce
And whoever wants to see it, first
Açılması gerekir kalbinin gözlerinin
Must open their heart's eyes
Yalnız aşkmış okyanus yolcusuysan tek yemeğin
Only love is your food if you are a passenger of the ocean
Utandım geçmişteki şüphelerim için
I was ashamed of my past doubts
Dediler üzülme onlar görünmeyen yüzgeçlerindir har
They said, don't worry, those are the fins of the unseen fish
Balık olmayan suya kolay kanar
Those who are not fish are easily deceived by water
Ufukta kafaları olmayan vücutlar görünüyo
On the horizon, bodies without heads appear
Kalpleri olmayan kuklalar örülüyo
Puppets without hearts are woven
Ruhları olmayan haybeye savaşlar
Futile wars without souls
Ve gayba hitabeden gösteriş kokulu dualar
And prayers smelling of ostentation, addressing the unseen
Oysa gördüğüm sözümle ördüğüm
Yet what I see is woven with my words
Ağlarım matem geçirmez dil çözerse kördüğüm
My tears do not mourn, they unravel knots if the tongue loosens
Asırların takati yok bi kardelensem şok
The centuries have no power, if I become a brother, it's a shock
Gelini kapar kaçırırım eğer zorlaysa düğün
I would snatch the bride and run away if the wedding is forced
Tüm ufkum sırrını sezişle yad olur
My whole horizon becomes a memory with the feeling of its secret
Tüm kasavetim bi of çekince kaybolur of!
All my gloom disappears with a sigh, oh!
Serüvenlerimi saldım birbir yollara
I set my adventures free on different paths
Ne ben yorulurum ne de onlar şafak yolunda
Neither I nor they tire on the path of dawn
Dua kılıklı beddua bağırırlar hua!
Curses disguised as prayers shout hua!
Ne boyarsan boya siyah-beyazdır
No matter what you paint it, it's black and white
Arzulamayınca bu duvar ama yakalarsan
This wall when you don't desire it, but if you catch it
Meşaleler diz çöker ateş yakamayana o zaman
Torches kneel to those who cannot light a fire, then
Karanlığın içinden ağırır tan,
From within the darkness, the dawn grows heavy,
Dağılır zan, dışındakileri çağırır han,
The thought disperses, the inn calls those outside,
Bağırır can, silinir tüm ad ve sanlar,
The soul shouts, all names and titles are erased,
Tutulur nutkun, garip bir tıp oynar insanlar!
Your speech is caught, people play a strange kind of medicine!
Günahım çok cehenneminde yanmaya
My sins are many, to burn in your hell
Sevabım yeter mi bilinmez cennetine girmeye
My good deeds may not be enough to enter your heaven
Yüzüm yok yüzün görmeye o yüzden
I have no face to see your face, that's why
Isteyemem hiçbirini severim kendimce ve
I cannot ask for either, I love in my own way and
Ne ateşler yakmasın diye
Not so that fires may not burn
Ne de girmek için eşsiz köşkteki o bahçeye
Nor to enter that unique mansion in the garden
Bakmaya layık değilim yüzüne yine de
I am not worthy to look at your face again
Ruhumun kristalleri parlar düşününce
The crystals of my soul shine when I think
Aşıklar hep ismini sayıklarlar
Lovers always mutter your name
Bakmak için cemaline
To gaze upon your beauty
Hakkım yok ki bu halde
I have no right in this state
Bunu istemeye.
To ask for this.
Kararmış ruhlar ancak hatırlarlar
Only darkened souls remember
Kurtulmak için dara düşünce
When they fall into trouble to be saved
çoğu insan adını anar ah
Most people call your name, oh
Erişmek için vaadettiklerine
To reach what you promised
Kudurmuşlar ismini kullanırlar
The mad use your name
Yapmak için hepimizi köle
To make us all slaves
Benim yoktur bir beklentim anarım
I have no expectations, I call
Adını hep bir köşede sebepsizce
Your name always in a corner for no reason
Sadık olamam çoğu zaman uyamam irademe
I can't be loyal most of the time, I can't obey my will
Bakma dediğime sebepsizce
Don't look, I say for no reason
Sebebin içinde olduğumdan yok gibi görünür
It seems as if I don't exist because I am within the reason
Gözlere devasa bir ışık ve
A vast light in the eyes and
Onlarca duam var kabul olmayı bekleyen
I have dozens of prayers waiting to be accepted
Ama onlar da değiller bu sefer zikrime neden
But they are not the reason for my remembrance this time
Milyonlarca insan var asıl hediyeyi
There are millions of people who are the real gift
Farkedemeyen meleklere bile verilmeyen
Not given even to angels who do not realize
Yaşam, özgür irade, seçim şansı
Life, free will, the chance to choose
Insan katleder lütfedilen bu dansı
Man slaughters this bestowed dance
Aslında nereye baksam acı görürüm
Actually, wherever I look, I see pain
Ağlayan belli, bombalarsa kör bu sebeple
The crying is clear, the bombs are blind, that's why
Yanlış bir söylemdeyim affet beni!
I am in the wrong discourse, forgive me!
Yeter ki adını ansın da birileri!
As long as someone mentions your name!
Olursa olsun hangi sebeple!
No matter what the reason!
Olursa olsun hangi sebeple ah!
No matter what the reason, oh!






Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.