Paroles et traduction Erdal Erzincan - Gül Yüzlü Sultanım

Gül Yüzlü Sultanım

Gül yüzlü sultanım beni ağlatma
Aşığın' ağlatmak ar değil midir?
Yüreğimi aşk oduna dağlatma
Şu sinemde yanan nar değil midir?
Dost hü hü
Yüreğimi aşk oduna dağlatma
Şu sinemde yanan nar değil midir?
Hü hü hü

Ela gözlüm kapınızdan kesilmem
Turab olup her ayağa basılmam
Garip Mansur gibi dara asılmam
Zülfün teli bana dar değil midir?
Dost hü hü
Garip Mansur gibi dara asılmam
Zülfün teli bana dar değil midir?
Dost hü hü

Dostun muhabbeti deruni dilden
Alem bir yan olsa vazgeçmem senden
Dedim dostum niçin kaçarsın benden
Dertli Kemter sana kul değil midir?
Dost hü hü
Dedim dostum niçin kaçarsın benden
Dertli Kemter sana kul değil midir?
Yar hü hü hü

Teşekkür ederim
Babam çocukluğumda, bizim o dönem bir misafir kültürü vardı
Şimdilerde unutuyoruz bu kültürü, çok önemli bir kültür
Her gün bir evimize misafirler gelirdi
Her misafir geldiğinde de saz çaldırırdı babam bana
Böyle üçer beşer kişi gelirlerdi, ben hep düşünürdüm
Bu misafirleri bir toplasak da ayda bir yapsak
Ben de aşklan çalarım diye
Baba bugün misafirleri toplamışsın

My Rose-Faced Sultan

My rose-faced sultan, do not make me cry
For is it not my lover's right to make me weep?
Do not burn my heart in the fire of love
For is it not the pomegranate that burns in my breast?
My friend, sigh
Do not burn my heart in the fire of love
For is it not the pomegranate that burns in my breast?
Sigh, sigh, sigh

My hazel-eyed one, I will never leave your doorstep
I will become dust and be trodden underfoot
I will not be hanged like the unfortunate Mansur
For is it not the strand of your hair that strangles me?
My friend, sigh
I will not be hanged like the unfortunate Mansur
For is it not the strand of your hair that strangles me?
My friend, sigh, sigh

The love of a friend comes from the depths of the soul
If the entire world were against me, I would not abandon you
I said, my friend, why do you flee from me?
For is it not the sorrowful Kemter who is your servant?
My friend, sigh
I said, my friend, why do you flee from me?
For is it not the sorrowful Kemter who is your servant?
My love, sigh, sigh, sigh

Thank you
As a child, my father had a culture of hospitality
Nowadays we are forgetting this culture, it is a very important culture
Guests would come to our home every day
Every time a guest came, my father would make me play the saz
Three or five people would come, and I would always think
If we could gather these guests together and do it once a month
I would play aşk for them
Father, you have gathered the guests today