Paroles et traduction Erkan Mutlu - Gel Efendim
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Gel Efendim
Come, My Master
Gel,
ey
konuşurken
dudaklarına
tebessümler
karışan
Come,
O
you,
whose
lips
are
touched
with
smiles
when
you
speak,
Gel,
ey
yüzüne
üzgünlerin
üzüntüsünü
dağıtmak
yaraşan
Come,
O
you,
whose
face
is
adorned
with
the
grace
to
dispel
the
sorrow
of
the
sorrowful,
Gel,
ey
ateşiaşkına
yanmak
için
âşıkları
birbiriyle
yarışan
Come,
O
you,
whose
fiery
love
sets
lovers
racing
with
each
other
to
burn
in
its
flames.
Gel,
ey,
ayrılığında
çoğalan
alevleriyle
arınalım
aşkının
Come,
O
you,
let
us
be
purified
by
the
flames
of
your
love,
which
multiply
in
your
absence.
Yanalım
yandıkça
ve
yandıkça
yanalım
Let
us
burn
as
we
burn,
and
burn
as
we
burn.
Aşk
yüzünden
elbisesi
yırtılan
da
Both
those
whose
garments
are
torn
by
love
Hak
uğruna
gözlerini
kurutan
da
seni
arzulamakta
şimdi
And
those
who
have
dried
their
eyes
for
the
sake
of
truth
are
longing
for
you
now.
Bizi
kendine
madem
yine
sensin
bağlayan
Since
it
is
you
who
bind
us
to
yourself,
Ve
ayrılığının
derdine
yine
sensin
ayrılıkla
derman
olan
And
you
who
are
the
remedy
for
the
pain
of
your
separation
with
separation
itself,
O
hâlde
gülümse
bize,
efendim,
bize
gülümse
Then
smile
upon
us,
my
master,
smile
upon
us.
"Allah
onları
sever,
onlar
da
Allah'ı
sever"
"Allah
loves
them,
and
they
love
Allah."
Sırrına
ermekte
rehberimiz
ol
Be
our
guide
to
reach
the
secret
of
this.
Tut
günahkâr
ellerimizden,
şu
günahkâr
ellerimizden
tut
Hold
our
sinful
hands,
hold
these
sinful
hands
of
ours.
Sen,
ey,
gelsen
hayallerimize
bir
kez
O
you,
if
you
would
come
to
our
dreams
once,
Ve
üzerine
sepet
sepet
güller
döksek
biz
And
we
would
shower
baskets
upon
baskets
of
roses
upon
you,
Gelsen
düşüncelerimize
bir
an
If
you
would
come
to
our
thoughts
for
a
moment,
Ve
baharları
sersek
ayağına
çiçek
çiçek,
mevsim
mevsim,
ıtır
ıtır
And
we
would
lay
springs
at
your
feet,
flower
by
flower,
season
by
season,
fragrance
by
fragrance.
Dolunaylar
yerine
doğsan
dünyamıza
bi'
vakit
If
you
would
rise
upon
our
world
in
place
of
the
full
moons
for
a
time,
Ve
zatını
gündüz
değilse
hayalini
gece
göstersen
bizlere
And
show
us
your
essence,
if
not
during
the
day,
then
your
phantom
by
night,
Girsen
ansızın
düşlerimize
If
you
would
enter
our
dreams
suddenly,
Şefkat
parmaklarınla
okşasan
başımızı
ışık
ışık
And
caress
our
heads
with
your
compassionate
fingers,
light
by
light,
Ve
ışığına
düşsek
pervaneler
gibi
And
we
would
fall
into
your
light
like
moths,
Pervaneler
gibi
ışığına
düşsek
Like
moths,
we
would
fall
into
your
light.
Gel,
efendim,
gel
yeter
ki
Come,
my
master,
just
come,
İlham
ol
ak
gönlümüze
Be
the
inspiration
to
our
pure
hearts,
Bir
kez
dokun
yüreğime
Touch
my
heart
once,
Gel
yeter
ki,
gel,
efendim
Just
come,
come,
my
master.
Gel
efendim,
gel
yeter
ki
Come,
my
master,
just
come,
İlham
ol
ak
gönlümüze
Be
the
inspiration
to
our
pure
hearts,
Bir
kez
dokun
yüreğime
Touch
my
heart
once,
Gel
yeter
ki,
gel,
efendim
Just
come,
come,
my
master.
Sallallahu
ala
Muhammed
Peace
be
upon
Muhammad,
Mustafa'sın,
nurdan
Ahmet
You
are
Mustafa,
the
luminous
Ahmed,
Enbiya
sultanısın
sen
You
are
the
sultan
of
the
prophets,
Ya
Resulallah
Muhammed
O
Messenger
of
Allah,
Muhammad.
Sallallahu
(Sallallahu)
ala
Muhammed
(ala
Muhammed)
Peace
be
upon
(Peace
be
upon)
Muhammad
(Muhammad),
Mustafa'sın
(Mustafa'sın),
nurdan
Ahmet
(nurdan
Ahmet)
You
are
Mustafa
(You
are
Mustafa),
the
luminous
Ahmed
(the
luminous
Ahmed),
Enbiya
sultanısın
(Enbiya
sultanısın
sen)
sen
You
are
the
sultan
of
the
prophets
(You
are
the
sultan
of
prophets),
Ya
Resulallah
(ya
Resulallah)
Muhammed
(Muhammed)
O
Messenger
of
Allah
(O
Messenger
of
Allah),
Muhammad
(Muhammad).
Ya
Resulallah
Muhammed
O
Messenger
of
Allah,
Muhammad.
Gel,
efendim
Come,
my
master,
Bir
kez
doğ
içimize
de
Be
born
into
us
once,
İsterse
kaybolsun
dolunaylar,
güneşler
And
let
the
full
moons
and
suns
vanish
if
they
must.
Gir
gözümüze
de
bir
nefes
Enter
our
eyes
for
a
breath,
İsterse
silinsin
sürmeler
And
let
the
kohl
be
erased
if
it
must.
İham
olup
ak
gönlümüze
bir
anda
Become
the
inspiration
to
our
pure
hearts
in
an
instant,
İsterse
yitirilsin
uçtan
uca
naatler
ve
gazeller
And
let
the
hymns
and
odes
be
lost
from
end
to
end
if
they
must.
Beyitler
ve
dizeler
uçtan
uca
yitirilsin
isterse
Let
the
verses
and
lines
be
lost
from
end
to
end
if
they
must.
Gel,
efendim
Come,
my
master,
Dostluğuna
muhtacız
We
are
in
need
of
your
friendship.
Umutsuz
ve
çaresiz
bırakma
çaresizlerini
Do
not
leave
your
helpless
ones
hopeless
and
helpless.
Gel
yeter
ki,
hakkımızda
verilecek
her
hükme
razı
olalım
Just
come,
and
we
will
be
content
with
every
decree
that
will
be
given
about
us.
Gel,
ey,
bitir
bitmeyen
hasretini
içimizde
Come,
O
you,
end
your
unending
longing
within
us,
Gel,
ey
onsuz
mutluluk
bulamadığımız
Come,
O
you,
without
whom
we
cannot
find
happiness,
Gel,
ey
kendisine
layık
olamadığımız
Come,
O
you,
whom
we
are
not
worthy
of.
Gel,
benim
efendim,
bir
kez
olsun
dokun
yüreğime
Come,
my
master,
touch
my
heart
once,
Yüreğime
dokun
bir
kez
olsun
Touch
my
heart
once,
Yüreğim
kanıyor,
efendim,
kanıyor
yüreğim
My
heart
is
bleeding,
master,
my
heart
is
bleeding.
Çığlık
çığlığa
beşeriyet,
çiğnenmiş
reyhanlar
misali
hep
seni
arıyor
Humanity
is
crying
out,
like
trampled
sweet
basils,
always
seeking
you.
Uyandır
zindanlara
koyduğumuz
Yusufi
sevdalarımızı,
efendim
Awaken
our
Yusufian
loves
that
we
have
imprisoned
in
dungeons,
my
master.
Uyandır
bahtını,
üftadeIerini
Awaken
their
fortunes,
their
forgotten
ones.
Uyandır,
uyandır
bizi
Awaken,
awaken
us.
Efendim,
efendim
Master,
master.
Rahmeten
lil
âleminsin
You
are
a
mercy
to
the
worlds,
Seni
bilmeyen
ne
bilsin?
What
does
he
who
does
not
know
you
know?
Ümmetini
çok
seversin
You
love
your
Ummah
very
much,
Şefaat,
ya
Resulallah
Intercession,
O
Messenger
of
Allah.
Rahmeten
lil
âleminsin
You
are
a
mercy
to
the
worlds,
Seni
bilmeyen
ne
bilsin?
What
does
he
who
does
not
know
you
know?
Ümmetini
çok
seversin
You
love
your
Ummah
very
much,
Şefaat,
ya
Resulallah
Intercession,
O
Messenger
of
Allah.
Sallallahu
ala
Muhammed
Peace
be
upon
Muhammad,
Mustafa'sın,
nurdan
Ahmet
You
are
Mustafa,
the
luminous
Ahmed,
Enbiya
sultanısın
sen
You
are
the
sultan
of
the
prophets,
Ya
Resulallah
Muhammed
O
Messenger
of
Allah,
Muhammad.
Sallallahu
(Sallallahu)
ala
Muhammed
(ala
Muhammed)
Peace
be
upon
(Peace
be
upon)
Muhammad
(Muhammad),
Mustafa'sın
(Mustafa'sın),
nurdan
Ahmet
(nurdan
Ahmet)
You
are
Mustafa
(You
are
Mustafa),
the
luminous
Ahmed
(the
luminous
Ahmed),
Enbiya
sultanısın
(Enbiya
sultanısın
sen)
sen
You
are
the
sultan
of
the
prophets
(You
are
the
sultan
of
prophets),
Ya
Resulallah
(ya
Resulallah)
Muhammed
(Muhammed)
O
Messenger
of
Allah
(O
Messenger
of
Allah),
Muhammad
(Muhammad).
Ya
Resulallah
Muhammed
O
Messenger
of
Allah,
Muhammad.
Şebihicran
yanar
canım,
döker
kan
çeşmigiryânım
My
soul
burns
with
the
fire
of
longing,
my
heart
pours
forth
a
fountain
of
blood,
Uyarır
halkı
efgânım
kara
bahtım
uyanmaz
mı
My
lament
warns
the
people,
but
will
my
dark
fate
not
awaken?
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Dp, Erkan Mutlu
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.