Faruk - Ben Dinlemedim (Intro) - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Faruk - Ben Dinlemedim (Intro)




Ben Dinlemedim (Intro)
I Didn't Listen (Intro)
Fikirlerim bu dünyanın rahmini zedeliyor
My thoughts corrupt the womb of this world
Zehir zemberekte saat beni çok geçiyor vahim
Poison in the clockwork, time's swift passing appalls
Şarkılarım çaldı radyolarda frekansı mühim
My songs blared on radios, the frequency was paramount
Denklem on kesir ve bilinmeyen benim, dinlemedim
An equation, ten fractions, I'm the unknown, I didn't listen
Diyaloglar kesik kesik cızırtılı kazanda kaynadık
Dialogues choppy, crackling, boiling in a scratched pot
Ve gittim beş dağına döktüm kırıntımı aferin
And I went to Mount Besh, poured out my crumbs, bravo
Söyledikçe kulak kesen ritimlerin bahtı
As I spoke, the rhythm captivated listeners
Ellerim yarımdı vurdum masalardan içim çıktı
My hands were half-formed, I pounded on tables, my insides spilled
Tamam, dedim güvertenin ve teknenin
Alright, I said, of the deck and the ship
Bu çetin rüzgarlara dansı çevirdi dümenlerin
This fierce wind turned the rudders into a dance
Hatrına şansı kaptan şarkımı çaldı
In your honor, the captain stole my song
Deniz aklımı çeldi yine de, dinlemedim
The sea bewitched my mind, yet I didn't listen
Başım sona döndü sana sonra yere gömdüm
My head spun towards you, then I lowered it to the ground
Göğü gördüm dipte laciverti söküp gece ördüm ağı kinle
I saw the sky below, tore out its azure and wove it into a net of nocturnal hatred
Düzenbazın biriyle, bi′ gündüz sohbetinde
With a charlatan, in a daytime chat
Şarkım çalar dinle, ben dinlemedim
My song played, listen, I didn't listen
Kapadım elimle kulaklarımı, dinlemek istedim olmadı (izin ver)
I covered my ears with my hands, I wanted to listen but couldn't (allow it)
Sildim bütün yüz hatlarımı, gizlemek istedim olmadı (izin ver)
I erased all my features, I wanted to hide but couldn't (allow it)
Yığdım üstüme karanlığımı, izlemek istedim olmadı (izin ver)
I piled darkness upon myself, I wanted to watch but couldn't (allow it)
Biriktirdim yalanlarımı, söylemek istedim olmadı (izin ver)
I gathered my lies, I wanted to speak but couldn't (allow it)
Bana izin ver
Allow me





Writer(s): ömer Abaci


Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.