Paroles et traduction Gaye Su Akyol - Bu Izdırabın Panzehiri / Elektro Sayfiye Havası (Live)

Bu Izdırabın Panzehiri / Elektro Sayfiye Havası (Live)

Bu ızdırabın panzehiri yok
Dertli sokak, martı ötmüyor
Geceler kollarımda ölüyor
Ben ona aşık, o başkasına
Mutlular ve öldürüyor bu beni usulca

Bi' jilet havuzunda olimpik yüzücüyüm
Uzaktan lunapark yakından üzücüyüm
Gün battı, güneşsiz derdimi sakladım
Sokağın omzunda sabaha kadar ağladım

Hiç kimse bulamasın, gizlesin beni diye
Aşkın kapısında geceyi sabaha bağladım
Kederimin derdine derdimi emanet etmeye kıyamadım
Yaramı dağladım

Bu gece her şeyin bittiği yerdeyim
Tükenmiş bir aşkın yanık göğsündeyim
Bu eski bi duygu ve ondan korkmuyorum
Buldu beni bi boş şişede, ağlıyorum

Kahveler, köprü altı, Kurtuluş, sokaklar
İstanbul, eroin, şırıngada anılar
Beyoğlu'nda bi kaldırımda çöp gibiyim
Biri beni süpürene kadar hapisteyim

Ada vapuru sisin içimde kaybolur
Sirenler, seslerin telaşı bi an durur
Seni yaşarım, göğe bir selam çakarım
Hiçbir şeyindim, bu bilgi her şeyin cevabı

Sana gelmiştim aniden, elimde bir resim
Sen vardın, yosunlu üzgün deniz gibiydin
Kapılar ardından birkaç cümle kurmuştun
Kilit sesleri hayatımın fonu olmuştu

Şimdi yok hiçbir şey uğruna üzülecek
Hepsini tükettim, toprağa gömülecek
Yansın dünya um'rumda değil
Herkes görsün, cenazem bu benim

The Antidote to This Suffering / Electro Sayfiye Mood (Live)

There's no antidote to this suffering
A melancholic street, no seagulls cry
Nights are dying in my arms
I'm in love with him, he's with someone else
They're happy and it's killing me softly

I'm an Olympic swimmer in a razor blade pool
From afar, an amusement park, up close, I'm a sad sight
The sun has set, I hid my sunless sorrow
I cried on the street's shoulder until morning

So no one would find me, so they would hide me
At love's door, I tied the night to the morning
I couldn't bear to entrust my sorrow to the pain of my grief
I burned my wound

Tonight, I'm where everything ends
I'm on the burned chest of a worn-out love
This is an old feeling and I'm not afraid of it
It found me in an empty bottle, I'm crying

Coffees, under the bridge, Kurtuluş, streets
Istanbul, heroin, memories in a syringe
I'm like trash on a sidewalk in Beyoğlu
I'm in prison until someone sweeps me away

The island ferry disappears in the fog within me
Sirens, the rush of sounds stops for a moment
I live you, I send a greeting to the sky
I was nothing of yours, this knowledge is the answer to everything

I came to you suddenly, with a picture in my hand
You were there, like a mossy, sad sea
You spoke a few sentences from behind the doors
The sounds of locks became the soundtrack of my life

Now there's nothing to be sad about
I've consumed it all, it will be buried in the earth
Let the world burn, I don't care
Let everyone see, this is my funeral