Paroles et traduction Gaye Su Akyol - İçinde Uyanıyoruz Hakikatin

İçinde Uyanıyoruz Hakikatin

Pink Floyd'un Syd Barrett'ı
Rolling Stones'un Brian Jones'uyum
Dört dubleden sonra
Kayıp kıtanın Monte Cristo Kontu'yum
Dünya bizden küçükmüş
Ay kimsenin yörüngesinde değilmiş
Ben Atlantis'li kabilenin son yamyamı
Kendi çöplüğümün aksolotluyum

Erimiş plaza Metaverse'de
Atlaslar gerip anılar uyduruyorum
Ve odamda yaşayan bizon sürüsünü
Barbarişka düğümüyle durduruyorum
Zaman makinem Anadol, çektim 12 Eylül 80'e
Duman, darbe, ucuz içki
Bi' partide kendimin kötü kopyasıyım

En sevdiğim anılarım yaşanmadan öldü
Ve bir ülkenin tüm güneşleri söndü o gün
Bir plak, makine gibi tıkırdatıyor parmaklarını kafamda, kafamda
Geziyor eski bir İstanbul şarkısı tüm odalarımı
Uranüslü güzel kadının gözü üzerimde
Fanfisfonlu dondurmasından iki diş alıp yalıyor
Bi' top limonlu öteki çikolatalı

Vovovovo
Vovovovo
Vovovovo
Vovovovo

Alüminyum folyoyla ışığını sarıyorum
Işığın yüzü suya düşüyor
Güzel kadının eli belimde
Altı dağımı yirmi beş tepemi aşıyor

Renklerin sayıları var ve
Halının içinde yüzmekteyim
İçimde habis bir duygu
İnce bir puştluk sezmekteyim
Kimseye etmediğim şikayetlerle
Kör kuyularda merdivensiz sarhoşuz
Kafası geçtikçe nihavend bu hikayenin
Yeşil alamatrası içinde uyanıyoruz hakikat

Awakening Within the Truth

I'm the Syd Barrett of Pink Floyd
The Brian Jones of the Rolling Stones
After four dubs
I'm the Count of Monte Cristo of the lost continent
The world is smaller than us
The moon isn't in anyone's orbit
I'm the last cannibal of the Atlantean tribe
The axolotl of my own garbage dump

In the melted plaza Metaverse
I stretch atlases and make up memories
And the herd of bison living in my room
I stop them with a barberry knot
My time machine is Anatolia, I pulled it to September 12, 1980
Smoke, coup, cheap booze
I'm a bad copy of myself at a party

My favorite memories died before they were lived
And all the suns of a country went out that day
A record, like a machine, clicks its fingers in my head, in my head
An old Istanbul song wanders through all my rooms
The Uranian beauty's eye is on me
She takes two bites from her fancy ice cream and licks it
One scoop lemon, the other chocolate

Vovovovo
Vovovovo
Vovovovo
Vovovovo

I wrap its light with aluminum foil
The light's face falls on the water
The beautiful woman's hand is on my waist
It crosses my six mountains and twenty-five hills

Colors have numbers and
I'm swimming inside the carpet
A malignant feeling inside me
I sense a subtle mischief
With complaints I've never made to anyone
We're drunk in blind wells without stairs
As its head passes, this story becomes Nihavend
We are awakening within its green alamatra, the truth