Paroles et traduction Grup Yorum - Berdan Çayi'ndan Ege Daglari'na
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Berdan Çayi'ndan Ege Daglari'na
From Berdan Creek to Aegean Mountains
Toroslar
bırakıp
gitmişti
bolkar
dağlarını,
tarsus'a.
Taurus
had
left
Bolkar
mountains,
to
Tarsus.
Berdan,
varoşların
incecik
gülü...
Berdan,
the
delicate
rose
of
slums...
Güneşle
karışmıştı
gözlerinin
rengi.
Her
eyes'
color
was
mixed
with
the
sun.
Bir
çiçek
kadar
utangaç,
oturmuş
bolkar
dağlarına...
As
shy
as
a
flower,
she
sat
down
on
Bolkar
mountains...
Bütün
sular
berdan
çayına
akıyordu.
All
waters
flowed
to
Berdan
creek.
Güneşin
ateşini
berdan
çayında
söndürüyorlardı
toprağın
ırgatları;
Serfs
of
the
earth
extinguished
the
fire
of
the
sun
in
Berdan
creek;
üstlerinde
başlarında,
köylerinin
yangınını
taşıyan
göçerler...
with
the
fire
of
their
villages
on
their
head
and
back,
the
nomads...
Berdan
barajından
su
içen
bulutlar,
ege
dağlarına
bıraktılar
sularını.
Clouds
drinking
water
from
Berdan
dam,
left
their
waters
on
Aegean
mountains.
Yağmur
kuşağıydı
berdan;
Berdan
was
a
rainbow;
Bir
portakal
çekirdeğine
saklanmış...
Hidden
in
an
orange
seed...
Civan
perçemiydi
kayaları
parçalayan...
Civan
auburn
was
the
one
breaking
the
rocks...
Göğsümüzün
kızıl
gülü
çatlattı
tohumu.
The
red
rose
of
our
heart
cracked
her
seed.
Portakal
çiçekleri
öper
gibi
açmıştı
ege
dağlarında.
Orange
blossoms
had
opened
in
Aegean
mountains
as
kissing.
ölüm
kaçacak
delik
arıyordu
elinden...
Death
was
looking
for
a
hole
to
escape
from
her
hand...
Berdan
bir
sevdaya
düşmüş
ölümü
andırıyordu.
Berdan
fallen
in
love
with
someone
was
reminding
death.
Vuruşa
vuruşa
tutsak
düştü.
She
fell
into
captivity
while
fighting.
Mahpus
damında
ince
ince
soluklanan
bir
top
reyhandı.
She
was
a
basil,
breathing
finely
on
a
prison
roof.
ölüm
orucu'nun
ilk
gönüllülerindendi.
She
was
one
of
the
first
volunteers
of
the
hunger
strike
to
death.
Günler
yürüyordu.
Days
were
walking.
Takvim
yaprakları
birer
birer
ölüyordu
ve
berdan
sayıklıyordu:
Calendar
leaves
were
dying
one
by
one
and
Berdan
was
raving:
"Bizler
çok
büyük
bir
insanlık
ailesinin
fertleri
olarak,
kendimizi
hep
başlarda
"As
individuals
of
a
huge
humanity
family,
we
will
always
feel
ourselves
Hissedeceğiz.
In
the
lead.
çünkü
bu
insanlık
ailesinin
fertlerinin
önü
çok
açık.
Because
the
path
in
front
of
individuals
of
this
humanity
family
is
very
open.
Bunu
biliyoruz,
buna
inanıyoruz.
We
know
that,
we
believe
that.
Biz
başarırız..."
We
will
succeed..."
Yağmur
kuşağıydın
sen.
You
were
a
rainbow.
Dağların
başına
bağladığı
gökkuşağı...
The
rainbow
you
put
around
mountains'
heads...
Bir
kolunda
börklüce
mustafa,
bir
kolunda
yıldız
ormanları;
With
Börklüce
Mustafa
on
one
hand,
with
forests
of
stars
on
the
other
hand;
Turnalar
dönüyordu
başında...
Cranes
were
circling
around
your
head...
Berdan
buz
beyazı,
ay
ışığı...
Berdan,
snow
white,
moon
light...
Akşam
alacasında
gökyüzünden
kopardığı
yıldızı
alnına
taktı...
She
put
the
star
she
plucked
from
the
sky
at
dusk
on
her
forehead...
Beyaz
yıldız,
kızıllaştı
içindeki
yangından...
White
star
turned
red
from
the
fire
in
her...
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Album
Destan
date de sortie
27-07-1998
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.