Haluk Levent - Anadolu Diyarında - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Haluk Levent - Anadolu Diyarında




Anadolu Diyarında
In the Land of Anatolia
Anadolu diyarında dumansız kaldım
In the land of Anatolia I've lost my smoke
Anadolu diyarında dumansız kaldım
In the land of Anatolia I've lost my smoke
Sardım dört bir yanıma umut dert sardım
I wrapped hope and trouble all around me
Sesini duymak için yollara kaldım
I set out on the roads to hear your voice
Sesini duymak için yollara kaldım
I set out on the roads to hear your voice
Dağlar beni nice nice eylesin
May the mountains make me a thousand times more
Dostum gelmez dağlar nice eylesin
My friend won't come, what good are a thousand mountains
Anadolu diyarında ağaçlı yollar
In the land of Anatolia there are tree-lined roads
Anadolu diyarında ağaçlı yollar
In the land of Anatolia there are tree-lined roads
Dökülür sevdasız kalan yapraklar
Petaless leaves are shed
Göçtürür kuşları soğuk rüzgarları
Cold winds guide the birds
Göçtürür kuşları soğuk rüzgarları
Cold winds guide the birds
Dağlar beni nice nice eylesin
May the mountains make me a thousand times more
Dostum gelmez dağlar nice eylesin
My friend won't come, what good are a thousand mountains
Bir çıra yandı bir mum daha söndü gündüzden
A torch burned, and another candle went out in the day
Halen bardak dolu mu hayır boşalmış arkadaş
Is the glass still full, or has it emptied, my friend
Yaptığımız bu deney güneşin kendi ışığından
This experiment we conducted, with the sun's light
Hayret suyumuzu buharlaştırıp eksiltmişiz arkadaş
Amazing, we've boiled and reduced our water, my friend
Gelin dedim gelin birlik olalım
I said, come, let's unite
Bunu daha aydın güne kavuşturalım
Let's bring this to a brighter day
Ayna yapalım ne bilim su ısıtalım
Let's make a mirror, or heat water with science
Su buharlaşırsa depolar satarız arkadaş
If the water boils away, we'll sell the tanks, my friend
O zamanlar gökten yağmur yerine kan damlardı anaların gözbebeklerin
In those days, instead of rain, blood dripped from the sky, into mothers' eyes
Çocuklar babasız anneler kocasızdı arkadaş
Children were fatherless, mothers were widowed, my friend
Ne bilgisayarların dünyası
Not the computer world
Ne otoyolların grafiği
Not the graph of highways
Ne sokak ortasında mafya hesaplaşması
Not the mafia showdowns in the street
Hiçbiri hiçbiri çözemezdi bu sırrı arkadaş
None, none could solve this secret, my friend
Kadınlarımız kadınlarımız vardı bin dokuz yüz yirmilerde
We had our women, our women in the 1920s
Kadınlarımız yirmi birler de
Our women in the 1920s
Yürürlerdi yekpare meşalelerinden tekerlekleriyle
They walked with their torches and wheels as one
Yürürlerdi Kocatepe'ye
They walked to Kocatepe
Yürürlerdi Çanakkale'ye
They walked to Gallipoli
Arşın arşın yükselirdi Mustafa Kemal'in gölgesi
Mustafa Kemal's shadow rose, meter by meter
Aşardı aşardı aşardı aşardı (dağlar beni nice nice eylesin)
He surpassed it, surpassed it, surpassed it, surpassed it (may the mountains make me a thousand times more)
Dostum gelmez dağlar nice eylesin
My friend won't come, what good are a thousand mountains
Dağlar beni nice nice eylesin
May the mountains make me a thousand times more
Dostum gelmez dağlar nice eylesin
My friend won't come, what good are a thousand mountains
Dağlar beni nice nice eylesin
May the mountains make me a thousand times more
Dostum gelmez dağlar nice eylesin
My friend won't come, what good are a thousand mountains





Writer(s): Haluk Levent


Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.