Harun Adil feat. Onur Uğur - İnsan Matı - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Harun Adil feat. Onur Uğur - İnsan Matı




İnsan Matı
Human Chess
Oturup yazayım sana bi' kaç satır
I'm going to sit down and write you a few lines
24 kareden Onur 25'i anlatır
From the 24 squares, Onur tells the 25th
Tanrı damalı zeminde bugün insan matı
God on the checkered ground, today human chess
Sokak sana kıçını değil başını sallatır
The street makes you shake your head, not your butt
Dinin imanın para mabedin bankalar
Religion, faith, money, your temple is banks
Seni para gibi harcayan o kankalar
Those buddies who spend you like money
Hayali bahşederdi somutlarından
I used to grant dreams from my tangibles
Bi' dal sigarayla kurtulurdum umutlarımdan
I used to escape my hopes with a drag
Beynini boşaltıp doldur içine Bakunin
Empty your brain and fill it with Bakunin
Öyle ulaşılmaz değil ki hayalimi sakınayım
My dream is not so unreachable that I should hide it
Cebin boşsa dost sokağındaki kaldırım
If your pocket is empty, the sidewalk on the poor street
Birileri gelip senin içeriğini aldı
Someone came and took your insides
Onur gerçek Onur beyne saykoleptik
Onur, the real Onur, a psychotropic to the brain
Göz kapaklarımla savaşır bu gün narkolepsi
My eyelids fight narcolepsy today
İcazetimi senin var dediğinden aldım
I got my permission from what you said existed
Eski Yunan'da olsaydık bana tanrı der tapardın!
If we were in ancient Greece, you'd worship me as a god!
Manzaralar gri şehir nazarında insanın
Landscapes are gray in the eyes of people in the city
Yaşadığın memleket dökülmüş yaprakların bir yanı
The country you live in is a fallen leaf
Hatıralar üfledin pakette sondan
Memories are blown from the last of the pack
Hiç kimse hissetmeyecek sende kopan senin feryadın
No one will feel your cry that is breaking inside of you
Yüzün darma duman, ümit darmadağın
Your face is shattered, your hope is scattered
Küçük bir çocuksun, oyun hayatı algıladığın
You're a little child, a game is how you perceive life
Büyüdükçe anlaşılır yaşanmışın ağırlığı
As you grow up, the weight of your experiences becomes clear
Omuzlara yük binilir her gidenin zamansızlığı
Burdens are placed on shoulders with each untimely departure
Yaşlanır her şey akrep yelkovan yarışında
Everything ages in the race between the hour and minute hands
Saat sekiz buçuk yola düşmek için ayıldığında
When you wake up at 8:30 to set off
Metropole senkronize hayatlara alıştığında
When you get used to synchronized lives in the metropolis
Onlar gibisindir artık yorgun düşüp yığıldığında
You're just like them when you collapse from exhaustion
Ve akşam saatleri gün batımı esnası
And in the evening hours, at sunset
Bu kalabalıklar tükenmiş umutların mezbahası
These crowds are the altar of exhausted hopes
Zaten vakit gecikmiştir her şey için
It's already too late for everything anyway
Körlere renk tasvirine denk hayat gariptir velhasıl
Describing colors to the blind is a strange life





Writer(s): Harun Adil


Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.