Hasan Azze - Bir Çare Yok - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Hasan Azze - Bir Çare Yok




Bir Çare Yok
No Remedy
Birazcık sakinleş çünkü sesler her yanında
Calm down a little because the sounds are all around you
Savaşmaya gücün yok yalnızlık sen tadında
You have no strength to fight, loneliness is in your taste
Son umut bu dilimde vecibeler
This last hope is on my tongue
Kelimeler boğazımda düğümlü ne diyim hemen
Words are knotted in my throat, what should I say right away?
Yollar zaman daha uzundu bilmiyorum
I don't know if the roads or time was longer
Gözyaşları farklı renkken acıysa bir diyorum
Tears are a different color, yet I say pain is one
Göz göze gelmek ne kadar zor ne kadar çaresiz
Making eye contact is so hard, how helpless
Göz göze gelmek ne kadar zor ne kadar çaresiz
Making eye contact is so hard, how helpless
Bir çare yok, bir çare yok, bir çare yok yok yok yok yok yok yok yok
There is no remedy, there is no remedy, there is no remedy
Bir çare yok, bir çare yok, bir çare yok yok yok yok yok yok yok
There is no remedy, there is no remedy, there is no remedy
Camlarda buğu, gözde çapak, sabahın sersemliği
Fog on the windows, eye goo, morning grogginess
Burası neresi, bu oda kimin? tanrım ben nerdeyim?
Where is this, whose room is this? God, where am I?
Fincandan göğe yükselirken kalan yarım umutlar
Half hopes rising to the sky from the cup
Beyhude zaman yırtıkları kalır yanına unutma
Remember, vain time tears will remain by your side
Bu şehir küçücüktü anlam verip biz büyüttük
This city was tiny, we made it bigger by giving it meaning
Yokluğun sigara dumanı bıraktığı iz büyüktü
The absence was like cigarette smoke, the mark it left was big
Oysa ne güzel yağar lacivert yağmur kanımdan papatyalara
Yet how beautifully the indigo rain falls from my blood onto the daisies
Bu kez de sevmiyorsan beni bunu yarımdan da saklayamam
If you don't love me this time, I can't hide that from my half either
Soframızda huzur yokken evimizde yalan her yan
There is no peace at our table, our home is filled with lies
İsminle biriken hüzünler genelde paralel yağar
The sorrows that accumulate with your name tend to fall in parallel
Ayakkabını bağlarken sordum küser mi yağmur dağa?
As I tied my shoes, I asked, does the rain hold a grudge against the mountain?
Anladım sen 'Converse' giyince bu şehre yağmur yağar
I realized that when you wear "Converse", it rains in this city
Aynı şehirde göz göze gelmek nasıl bir intihar ama
Making eye contact in the same city, what a suicide, though
En değerli şeyle sınıyorsun beni şu imtihana bak
You are testing me with the most precious thing, look at this test
Döndüğünde saçlarım olmayacak getir suçları da bana
When you come back, I will cut my hair off, bring me the charges too
Neden mi? Çünkü kırıldım saç uçlarıma kadar.
Why? Because I'm broken to my split ends.





Writer(s): Hasan Azze


Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.