Hasan Azze - Kırmızı - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Hasan Azze - Kırmızı




Kırmızı
Red
Gözünü kapatıp bir sokak düşün
Close your eyes and imagine a street
Fersiz ışıklar aklına gir soğuk düşür
Let the unique lights enter your mind and give you the chills
Elimde bebek poposu kokulu ıslak mendil
In my hand, a baby wipe with the scent of a baby's bottom
Gözümde kiracı yaş kırıkları
In my eyes, tears of a tenant, broken
Nedense her sokak sana çıkıyor
Somehow every street leads to you
Bu şehrin en zor günü bana kışı yok
This city's hardest day doesn't bother me at all
Her sabah uyanmak zor gelir
Waking up every morning is hard
Çünkü gözlerimin yalnızlığa cesareti yok
Because my eyes don't have the courage to face loneliness
Ne kadar kırmızıysan
However red you are
Ne kadar kırıldıysan
However much you've broken
Ne kadar kırmızıysan
However red you are
Okadar şarabım sana
I'll offer you all my wine
Ne sığ bir kurtuluş fikri var aklımda ne başlangıç
In my mind, there's such a shallow sense of deliverance and no beginning
Ne tam anlamıyla doyduk bu sevgiye ne kaldık
We've never been fully satisfied with this love or starved from it
Ne günün ilk ışıkları olabildik ne akşamdık
We could never be the first light of day nor the evening
Huzuru arıyorduk bir göz odada ve yaşlandık
We were looking for peace in a one-room apartment, and we've grown old
Önce susmayı öğrendim gidişinle
At first, I learned to keep quiet with your departure
Sonrasında daha fazla şarkı söylemeyi
Later, to sing even more
48 saat boyunca "acaba" diyerek baktım gördüğüm her bir yüze
For 48 hours, I kept saying "I wonder" as I looked at every face I saw
Şarap tadında aşkı görmeyeyim
May I never experience love that tastes like wine
Yokluğun lacivert lavlar akıtır
Your absence makes dark blue lava flow
Bir de yalnızlık ve bulantı
And also loneliness and nausea
Sonra susardık
Then we used to be silent
Varlığın sana sahip olmam için bana bahşedilmiş kul hakkı
Your presence was a divine right granted to me so that I could possess you
Çünkü sen bana hem göz hem kulaktın
Because you were both eyes and ears to me
Şimdilerde anlıyorum sanırım son duraksın
Now I understand that you're the last stop, I think
Tahayyül edemiyorum bu hayal gücü ve sonsuz aklı
I can't imagine this imagination and endless intelligence
Yoksun artık
You're not here anymore
Tadımı kaçırdın yine sanki çok tuz attın.
You've ruined my appetite, again, as if you had added too much salt.
Ne kadar kırmızıysan
However red you are
Ne kadar kırıldıysan
However much you've broken
Ne kadar kırmızıysan
However red you are
Okadar şarabım sana
I'll offer you all my wine






Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.