Hayki - Şampiyon - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Hayki - Şampiyon




Şampiyon
Champion
Artık bir şampiyonuz gurur duy!
Now we are a champion, be proud!
Bu nam bu yurda yakıştı ha?
This reputation suits this country, huh?
Yılda bin çocuk can aldık, hepsi işçi-emekçi
We killed thousand children this year, all workers-laborers
Hayat pahalı, insan ucuz! Kaza dedik alıştık ha?
Life is expensive, human is cheap! We called it accident, got used to it, huh?
Dünya ile yarıştayız, Avrupada birinci!
We compete with the world, we are first in Europe!
Haklı sevincimiz, ana kucağına taş bıraktık,
Our joy is justified, we left a stone in mother's lap,
Her üç çocuktan ikisini öldürüp bıraktık.
We killed two out of every three children and left them hungry.
Saydım; Elli milyon insan pençesinde sefaletin,
I counted; fifty million people in the clutches of misery,
Uygarlık oldu ismi, cinayetin.
Its name became civilization, murder.
Devam şair?
Continue, poet?
Sahi kaç çocuğumuz evsiz?
Really, how many of our children are homeless?
Kaçı ıslah evlerinde cinsel istismara sessiz?
How many are silent about sexual abuse in rehabilitation centers?
Kaçı adalet zoruyla 26 kere razı kaldı?
How many were forced to agree 26 times by justice?
Taciz ve tecavüzde tüm dünyadan alkış aldık!
We received applause from all over the world for harassment and rape!
Ne eğitim, ne güvenlik, ne sağlık hizmeti bak!
No education, no security, no health service, look!
Bizi şu Avrupa'yla yarıştıran rüşvet illeti!
The bribery disease that makes us compete with Europe!
Ben de dinledim yıllardır aynı dırdırı,
I've also listened to the same nagging for years,
Sorunca yolsuz bulduk yolda,
When I asked, I found corruption on the way,
Yüz kişiden kırkını
Forty out of a hundred people
Para, baskı, dava, töre hepsi aynı kabus.
Money, pressure, lawsuit, all the same nightmare.
Öldü ana, bacı, çocuk, bebek temizlendi namus!
Mother, sister, child, baby died, honor was cleaned!
Algı, gözlem, çözüm...
Perception, observation, solution...
Peki, bunlar da ne ki?
Well, what are these?
Konu kadına şiddet ise: O zaman Dünya'da tekiz.
If the topic is violence against women: Then we are unique in the world.
Adalet bir kuştu ve mahkum olup uçtu.
Justice was a bird, it was sentenced and flew away.
Hırsa teslim olup düştük,
We surrendered to ambition and fell,
Üstümüzden geçti kuşku.
Doubt passed over us.
Okur-Yazar, çizer birer potansiyel suçlu
Readers-Writers, drawers are all potential criminals
Söyle! Aydınlık bir düş mü?
Tell me! Is it a bright dream?
Bir de insan hakkı hiç mi?
Is there no human rights at all?
Kalpleriniz taş nedir?
Are your hearts made of stone?
Kestiğiniz baş mı?
Is it the head you cut off?
Çektiğimiz dert mi nedir?
Is it the trouble we have?
Verdiğiniz ders mi?
Is it the lesson you taught?
Bir ülke on bin terör zanlısıyla yaşar mı?
Can a country live with ten thousand terror suspects?
İnsan; Kadın, çocuk demez kin savurup saçar mı?
Does a human, regardless of being a woman, a child, scatter hatred and wrath?
Neden? Bir anne bağırıyordu neden?
Why? A mother was screaming why?
Öfkesi kan kırmızı, her bedduaya bedel,
Her anger is blood red, every curse is worth it,
Vurulmuş başından kavgası, Nasıl yanmasın?
Shot in the head, her fight, how can she not burn?
Karayağız bir at öldü, aldı kaldı; Ethem!
A Karayağız horse died, she picked it up; Ethem!
Sorma! Bir sokakta yol kestiler zorla,
Don't ask! They blocked the road on a street and,
Halkı için koşan bir çocuğu darp ettiler sonra.
Then they assaulted a boy who was running for his people.
Sorma! Belki bir hayali vardı, rengi: masmavi,
Don't ask! Maybe he had a dream, its color: blue,
ölür müsün desen KORKMAZ Ali İsmail.
KORKMAZ Ali İsmail, if you asked to die.
Bir cana göz dikip ecel kılığına girdiler vakit;
One eye on a life, they took the form of the angel of death;
Kör gece, bir kara yolda üstüne sürdüler.
Blind night, on a dark road, they ran over him.
Yere düştüğünde yumruğu sıkık
His fist was clenched when he fell
Ve çatıktı kaşı 20 idi yaşı, Mehmet AYVALITAŞ'ın!
And his brow was frowning, he was 20 years old, Mehmet AYVALITAŞ!
Haziran üçtü, düşlediği barıştı.
June 3rd, his dream was peace.
İstediği hürriyet, bu da işlediği bir suçtu
What he wanted was freedom, it was also a crime he committed
Senin bilmediğin 'bu can benim" demez verirdi
You don't know, he wouldn't give up saying "this life is mine"
Abdullah mertti, çünkü Abdullah CÖMERT'ti.
Abdullah was brave, because Abdullah was CÖMERT.






Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.