Hidra - Intro - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Hidra - Intro




Intro
Intro
Yazarken sema karanlık ruhum için sabah yok
As I write, the sky is dark, no morning for my soul
El kalemde mumları yak, eski kadehe şarap koy
Light the candles, hand on the pen, pour wine in the old glass
Ankara'da deniz bende uçmak için kanat yok.
There's no sea in Ankara, and I have no wings to fly
Hiçbir şiirin içinde bu ruhum gibi sanat yok.
No poem holds art like the one within my soul.
Ölüme inat yazıyorum bu sayfa kalbe huduttur
I write in defiance of death, this page a border to my heart
En güzel hikayedeydik insanlığını unuttun
We were in the most beautiful story, but you forgot your humanity
Tenimi kuruttun bu şehirde tek buluttun
You dried my skin, the only cloud in this city
Üzülme bazen ölmek bile insan için umuttur!
Don't be sad, sometimes even death is hope for a man!
Kahve bardağından yüzüme doğru vuran sıcaklık
The warmth hitting my face from the coffee cup
Yaz gününde kaldı aşk ve mevsimimiz kış artık
Love stayed in the summer, and our season is winter now
Ruh halim bozuk plakta dönüp duran bir şarkı
My mood is a broken record spinning on repeat
Biz bir hayal kurar onunda birden içine sıçardık.
We built a dream and then suddenly shat all over it.
Mastar eklerinde kaldı bütün fiiller
All verbs remained in their infinitive forms
Dile gelince geceyi gündüz eden soğuk şiirler,
Cold poems that turn night into day when spoken,
Sırtım yere gelmedikçe döner gider değirmen
The mill keeps turning unless I fall on my back
Ve bir gün tanrı olsanız da karşınızda eğilmem!
And even if you become a god one day, I will not bow before you!
Gel limanıma gemileri yak (ben)
Come to my harbor, burn the ships (I)
Ölümüne yazıyorum ölüme inat (gel)
I write to the death, in defiance of death (come)
Aklımın ucunda birileri var bana
There are some on the edge of my mind
Birileri git diyor birileri kal
Some say go, some say stay
Gel limanıma gemileri yak (ben)
Come to my harbor, burn the ships (I)
Ölümüne yazıyorum ölüme inat (gel)
I write to the death, in defiance of death (come)
Aklımın ucunda birileri var bana
There are some on the edge of my mind
Birileri git diyo birileri kal
Some say go, some say stay
(Hey, Fatih Uslu dünyadan. ölüme inat beat by İtaat soğuk şehrin soğuk adamı.)
(Hey, Fatih Uslu from the world. in defiance of death beat by Itaat cold man of the cold city.)
Bi dağ misali gururlu bi duruş sonra duruldum
Like a mountain, a proud stance, then I calmed down
Bi kuruş yoktu cebimdeki isteseydim bulurdum
I had no penny in my pocket, but I would have found it if I wanted
Bi buluşmaydı gökyüzünde nefretim ve umudum
A meeting in the sky, my hatred and my hope
Nefretim kazandı ben de azad ettim bu ruhu.
Hatred won, so I set this soul free.
Günahın güruhuydu yeryüzünde tek melek
The only angel among the horde of sin on earth
Bir asır sonra gelip senden tutunmamı bekleme.
Don't expect me to come and hold you after a century.
Kabus ol bu sonbaharda delir! Kapımı tekmele,
Be a nightmare this fall, go crazy! Kick my door,
Ne kadar cambaz olursan ol takılıcan direklere!
No matter how much of an acrobat you are, you will get caught on the poles!
Ölüm bahçesinde en kırmızı gül benim.
I am the reddest rose in the garden of death.
Dün denen yalanla geçti bak en güzel günlerim
Look, my best days passed with the lie called yesterday
Dün değil bugündeyim bu dün senin bu gün benim
I'm not in yesterday, I'm in today, this yesterday is yours, this today is mine
Ve öyle sert de değilim eğer gülseniz gülümserim
And I'm not that harsh, if you smile, I'll smile back
Bir ilham kaynağım yok 55 senelik radyolar
I have no muse, just 55-year-old radios
Evimde çalar yatak odamda 40 senelik karyolam
Playing in my house, a 40-year-old bed frame in my bedroom
30 senelik aşkta bir gün yuvarlanır dar yola
30 years of love one day rolls onto a narrow road
Ben 20 senelik adam bindim hayat denen kamyona!
I'm a 20-year-old man, got on the truck called life!
Gel limanıma gemileri yak (ben)
Come to my harbor, burn the ships (I)
Ölümüne yazıyorum ölüme inat (gel)
I write to the death, in defiance of death (come)
Aklımın ucunda birileri var bana
There are some on the edge of my mind
Birileri git diyo birileri kal.
Some say go, some say stay.
Gel limanıma gemileri yak (ben)
Come to my harbor, burn the ships (I)
Ölümüne yazıyorum ölüme inat (gel)
I write to the death, in defiance of death (come)
Aklımın ucunda birileri var bana
There are some on the edge of my mind
Birileri git diyo birileri kal
Some say go, some say stay
Gel limanıma gemileri yak (ben)
Come to my harbor, burn the ships (I)
Ölümüne yazıyorum ölüme inat (gel)
I write to the death, in defiance of death (come)
Aklımın ucunda birileri var bana
There are some on the edge of my mind
Birileri git diyo birileri kal
Some say go, some say stay
Gel limanıma gemileri yak (ben)
Come to my harbor, burn the ships (I)
Ölümüne yazıyorum ölüme inat (gel)
I write to the death, in defiance of death (come)
Aklımın ucunda birileri var bana
There are some on the edge of my mind
Birileri git diyo birileri kal
Some say go, some say stay
(Son)
(End)
Ahmtcnatl
Ahmtcnatl






Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.