Hidra - Zehir - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Hidra - Zehir




Zehir
Poison
Bitmiyor sorunlar (ey!)
The problems never end (hey!)
Bitmiyor sorunlar (ey!)
The problems never end (hey!)
Bitmiyor sorunlar (ey!)
The problems never end (hey!)
Hiç mi yok içki, ot?
Is there no booze, no weed?
Yolunda değil hiçbir bok
Nothing's going right
İstiyor o yol, emek
That path demands effort
Karışmak zorunda zehir kanıma
Poison has to mix with my blood
Değil hiç umrumda fame
I don't care about fame at all
Burnumda canım
My life is on the line
Çatışır durur, bu zıtlıkla beynim
My brain clashes with this duality
Zamanı durdur bakalım
Stop time, let's see
Söylüyo′ken gerekeni yeniden
While I'm saying what needs to be said again
Başımdaki becerikli periler
The clever fairies in my head
Dönüştürdü yetenekli birine beni
Turned me into someone talented
"İçindeki piçi bana geri ver" dedi
"Give me back the bastard inside you," she said
Buca'daki küçük eve toplanıyo′du bi' ara tehlikeli deliler
Dangerous lunatics used to gather in a small house in Buca
Kafaları kırıyo'ken eşlik ediyordu bize evimdeki kediler
My cats kept us company while we were breaking heads
Sonra memlekete döndüm
Then I went back to my hometown
Nasıl harap ediyorum tek gecelik ömrü
How I ruin the one-night stand
Âşık olmak istiyo′ken beklemedi gönlüm
My heart didn't wait when I wanted to fall in love
Kafiyeler doğuran o defterimi gömdüm
I buried the notebook that gave birth to rhymes
Şimdi, bekle beni sürtük
Now, wait for me, bitch
Seviştiğimiz son gece neşeli bir gündü
The last night we made love was a happy day
Değiştiğimi söyledim inanmadın bana ama değiştiğimi gözlerinle gördün
I told you I changed, you didn't believe me, but you saw with your own eyes that I changed
Senin gibi silikleri verse′lerime gömdüm!
I buried dull ones like you in my verses!
Şimdi çekil köşene ve gösterimi seyret
Now step aside and watch my show
Dünyanın en selülitli götlerini görmüş gibi bi' şok içindeyim
I'm in shock as if I've seen the most cellulite asses in the world
Söz gelimi güldüm sana ve bana
For example, I laughed at you and me
Elimde kalan ne para, ne hayat, ne hayal, bi′ yalan
All I have left is no money, no life, no dreams, just a lie
Karanlık kafam, yok pazarlık falan
My head is dark, there is no bargaining
Kazanmak için çık yola bu sabah
Get out on the road this morning to win
Çok zor gülmek ama bataklıkta bulunanlar eğleniyor (yeah!)
It's hard to laugh, but those in the swamp are having fun (yeah!)
Çöktü bi' kâbus, bilinçaltım onu film gibi seyrediyor
A nightmare collapsed, my subconscious is watching it like a movie
Zehir ediyorlar
They are poisoning
Yaşamayı zehir ediyorlar, yaşamayı zehir ediyorlar, yaşamayı zehir ediyorlar
They are poisoning life, they are poisoning life, they are poisoning life
Çok zor gülmek ama bataklıkta bulunanlar eğleniyor (yeah!)
It's hard to laugh, but those in the swamp are having fun (yeah!)
Çöktü bi′ kâbus, bilinçaltım onu film gibi seyrediyor
A nightmare collapsed, my subconscious is watching it like a movie
Zehir ediyorlar
They are poisoning
Yaşamayı zehir ediyorlar, yaşamayı zehir ediyorlar, yaşamayı zehir ediyorlar
They are poisoning life, they are poisoning life, they are poisoning life
Herkese doğru gelen şeyler bana yanlış geliyo'
Things that are right for everyone feel wrong to me
Para istiyorum, seyirci sadece alkış veriyor
I want money, the audience just applauds
Yalnız ölüyorum, aklıma bazen Kartuş geliyor
I die alone, sometimes Kartuş comes to my mind
Genelde sarhoş gibiyim, ayık gezmek beni altüst ediyo′
I'm usually drunk, being sober upsets me
Yolun açık, sevgilerim ile...
Your path is clear, with my best wishes...
Gitmek istiyorlar ise kendileri bilir
If they want to go, they know best
Ama inanmıyor kendileri bile
But they don't even believe themselves
Hayat merdiveni kırık; bırak, ben giderim eve
The ladder of life is broken; let me go home
Bırak, ben giderim eve
Let me go home
Düşünmeden yaşıyorum sen gibiyim yine
I live without thinking, I'm like you again
Diplerin de en dibiyim
I'm at the very bottom
Evet, cehennemindeyim ve bu ölüme en iyi sebep
Yes, I'm in hell and this is the best reason to die
Ötelere elindeki bilet ama ezoterik tavırların etkilemez beni
The ticket to the beyond is in your hand, but your esoteric manners don't affect me
Erinerek yürüyorum, bitene dek oyun
I walk reluctantly, until the game is over
Kendimi bitiremem o bi' kerelik olur
I can't finish myself, that will be a one-time thing
Bi' gecelik kadın, bi′ gecelik oda
One night woman, one night room
Döktü tozu lavaboya, içemedim onu
She poured the powder into the sink, I couldn't drink it
Hayallerim dizelerim olur
My dreams will be my lines
Gidiyorsam bi′ sebebim olur
If I'm leaving, there will be a reason
Belki buna direnirim ama önce gelip şu masaya şişeleri koyun
Maybe I will resist this, but first come and put the bottles on this table
Düşün hadi, ne verildi sana?
Think, what have you been given?
Bildiklerinden öte gidemez hiçbir deli
No madman can go beyond what he knows
Yolun uzun git, yol uzun da hani yön?
The road is long, go, the road is long, but which way?
Zamanım daralıyor
I'm running out of time
Kafamıza göre takılıyoruz ve yolun sonu karanlığa varıyor
We are doing as we please and the end of the road leads to darkness
Çok zor gülmek ama bataklıkta bulunanlar eğleniyor (yeah!)
It's hard to laugh, but those in the swamp are having fun (yeah!)
Çöktü bi' kâbus, bilinçaltım onu film gibi seyrediyor
A nightmare collapsed, my subconscious is watching it like a movie
Zehir ediyorlar
They are poisoning
Yaşamayı zehir ediyorlar, yaşamayı zehir ediyorlar, yaşamayı zehir ediyorlar
They are poisoning life, they are poisoning life, they are poisoning life
Çok zor gülmek ama bataklıkta bulunanlar eğleniyor (yeah!)
It's hard to laugh, but those in the swamp are having fun (yeah!)
Çöktü bi′ kâbus, bilinçaltım onu film gibi seyrediyor
A nightmare collapsed, my subconscious is watching it like a movie
Zehir ediyorlar
They are poisoning
Yaşamayı zehir ediyorlar, yaşamayı zehir ediyorlar, yaşamayı zehir ediyorlar
They are poisoning life, they are poisoning life, they are poisoning life





Writer(s): Fatih Uslu, Sezer Mete


Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.