Paroles et traduction Hidra - Gibi
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Hangi
yokluk
avuçlarımı
terletecek
kadar
güçlü?
Which
absence
is
strong
enough
to
make
my
palms
sweat?
Hangi
boşluk
bizi
hüzünle
terkedecek
sabah
gibi?
Which
emptiness
will
leave
us
with
sadness
like
the
morning?
Bu
sarhoşluk
sanat
gibi.
This
intoxication
is
like
art.
Parmak
uçlarımda
gezinen
ceset
torbalarını
gömdüm
I
buried
the
body
bags
that
wandered
on
my
fingertips
İzlediniz
salak
gibi.
(gibi)
You
watched
like
a
fool.
(like)
Sokak
çocuklarına
barışı
öğretin
ve
şarabı
sevdirin.
Teach
street
children
peace
and
make
them
love
wine.
Ekşi
biraz
alışır,
öğrenir.
It's
a
little
sour,
they'll
get
used
to
it,
they'll
learn.
Yazınca
kainata
gölge
tek
bi
karışı
gölgemin.
When
I
write,
the
only
shadow
on
the
universe
is
a
span
of
my
shadow.
Fakat
bu
tedirginlik
elimi
kolumu
bağlıyor
bir
halat
gibi.
But
this
anxiety
binds
my
hands
and
arms
like
a
rope.
Bir
cinayet
mahallinde
gizli
tanık
gibi.
Like
a
hidden
witness
at
a
crime
scene.
Alışkanlık
gibi.
Like
a
habit.
Gitse
bile
ismi
kalır
gibi.
Like
its
name
remains
even
if
it's
gone.
Biraz
aşık
olmak
gibi,
biraz
nefret
etmek
gibi.
A
little
like
falling
in
love,
a
little
like
hating.
Hayat
filim
gibi.
Life
is
like
a
movie.
Ölmek
için
beklemekte
beni.(beni)
It's
waiting
for
me
to
die.
(me)
Bir
kadının
saçlarında
hayat
bulmak
gibi.
Like
finding
life
in
a
woman's
hair.
Artık
emeklemek
istedikçe
hayat
kundak
gibi.
Now
life
is
like
a
swaddle
when
I
want
to
crawl.
Bazen
korkulara
yüz
çevirip
kanat
çırpmak
gibi.
Sometimes
like
turning
your
face
to
fears
and
flapping
your
wings.
Bazen
mide
bulandırıcı,
kısaca
hayat
"sıçmak"
gibi.(gibi)
Sometimes
nauseating,
in
short,
life
is
like
"shitting".
(like)
Bitmeyecek
derdim
dimi?
My
troubles
won't
end,
right?
Sanki
benim
dengim
gibi.
As
if
it
were
my
equal.
Hedeflerim
varoldukça
takılmıycam
zengin
gibi.
As
long
as
I
have
goals,
I
won't
hang
out
like
a
rich
person.
Hergün
gidip
geldim
geri.
I
went
and
came
back
every
day.
Duyduklarım
telkin
gibi.
What
I
heard
is
like
suggestion.
Hayallerim
küçük
yaşta
vurulmuştu
Berkin
gibi.
My
dreams
were
shot
at
a
young
age,
like
Berkin.
Ölüm
zaten
ölüm
gibi.
Death
is
just
like
death.
Kan
revan
bi
gönül
gibi.
Like
a
bleeding
heart.
Körüz
dimi?
We're
blind,
right?
Peki
ya
neden
konuşuyoruz
görür
gibi?
So
why
are
we
talking
as
if
we
can
see?
Heveslerimiz
ömür
gibi
kısa,
şimdi
dönün
geri.
Our
enthusiasm
is
as
short
as
life,
now
turn
back.
Dönün
geri,
bi
bildiğim
yoksa
eğer
gömün
beni.
Turn
back,
if
I
don't
know
anything,
bury
me.
Nefretin
de
intikamın
ihaneti
gibi.
Like
the
betrayal
of
hatred
and
revenge.
Bütün
yüzler
asık
kıyametin
cehaleti
gibi.
All
faces
are
sullen,
like
the
ignorance
of
the
apocalypse.
Çocuk
cinayeti
gibi,
anne
dirayeti
gibi.
Like
child
murder,
like
a
mother's
perseverance.
Hayat
kısa
bi
şarkı
sanki
hasta
ziyareti
gibi.
Life
is
a
short
song,
like
a
visit
to
the
sick.
Gözaltlarımsa
tanrının
şikayeti
gibi
(gibi)
My
under-eyes
are
like
God's
complaint.
(like)
Mezarlıklarsa
tanrının
bi
daveti
gibi.
Cemeteries
are
like
God's
invitation.
Bütün
bilmeceler
çözülecek
ve
yüzüm
bigün
görünecek
All
riddles
will
be
solved
and
my
face
will
appear
one
day
Ve
yok
olcaz
tanrım
senin
adaletin
gibi.(gibi)
And
we
will
disappear,
God,
like
your
justice.
(like)
Çocukluğum
dualarla
çizilmiş
bi
resim
gibi.
My
childhood
is
like
a
picture
drawn
with
prayers.
Çalışmaktan
başka
bi
çarem
de
yoktu
esir
gibi.
I
had
no
choice
but
to
work
like
a
prisoner.
Edebiyatta
nesir
değil
matematikte
kesir
gibi
bölünüyorken
While
being
divided
in
literature,
not
prose,
like
fractions
in
mathematics
Yazmak
istiyordum
Aziz
Nesin
gibi.
I
wanted
to
write
like
Aziz
Nesin.
Ve
bir
kadın
meleklerden
alınmış
bir
izin
gibi.
And
a
woman
is
like
a
permission
taken
from
angels.
Benliğimin
belirtisi
sanki
parmak
izim
gibi.
The
sign
of
my
identity
is
like
my
fingerprint.
Acısı
tatlı
5 yaşındayken
kanayan
dizim
gibi.
The
sweet
pain
of
my
bleeding
knee
when
I
was
5 years
old.
Onlar
aşkı
bir
peronda
bulabilir
mi
bizim
gibi?
(gibi)
Can
they
find
love
on
a
platform
like
us?
(like)
Şarkılarım
bütün
hatalarıma
kefil
gibi.
My
songs
are
like
a
guarantee
for
all
my
mistakes.
Bi
zindanda
rehin
gibiyim
uyanıyorum
sefil
gibi.
I'm
like
a
hostage
in
a
dungeon,
I
wake
up
miserable.
Uyku
gözlerimden
akıyo
nehir
gibi,
zehir
gibi.
Sleep
flows
from
my
eyes
like
a
river,
like
poison.
Küfrediyorum
insanlara,
bu
lanetli
şehir
gibi.
I
curse
people,
like
this
damned
city.
Bu
lanetli
şehir
benim
gözlerimden
masal
gibi
okunuyor
This
damned
city
is
read
from
my
eyes
like
a
fairy
tale
Ve
sırıtıyorum
delirmiş
bi
yazar
gibi.
(gibi)
And
I
grin
like
a
crazy
writer.
(like)
Söndürdüğüm
izmaritler
kalıcı
hasar
gibi.
The
cigarette
butts
I
put
out
are
like
permanent
damage.
Gülerdik
her
ihtimale
atlamasak
sazan
gibi.
(gibi)
We
would
laugh
if
we
didn't
jump
at
every
possibility
like
a
carp.
(like)
Bazen
soğukkanlı
olmaktayım
babam
gibi.
Sometimes
I'm
cold-blooded,
like
my
father.
Olamasam
da
ailemin
gözünde
hiç
"adam
gibi
birisi".
Even
if
I'm
not,
in
my
family's
eyes,
I'm
not
"someone
like
a
man".
Oğlunuz
küfürlü
boş
şarkılar
yapan
biri.
Your
son
is
someone
who
makes
songs
with
curses.
Çok
kimse
de
selam
vermez
çünkü
dilim
′sapan'
gibi.
Many
people
don't
say
hello
because
my
tongue
is
like
a
'sling'.
Tüm
dünyayı
yüzüme
vurdular
bu
benim
hatam
gibi.
They
slapped
the
whole
world
in
my
face,
as
if
it
were
my
fault.
Ben
sadece
bi
yolcuyum
ve
dünyamız
batan
gemi.
I'm
just
a
passenger
and
our
world
is
a
sinking
ship.
İçim
dışım
gereksiz
bi
savaşta
hep
vatan
gibi.
My
inside
and
outside
are
always
like
a
homeland
in
a
meaningless
war.
Fakat
birisi
kurtaracak
gelip
bigün
ATAM
gibi.
But
someone
will
come
and
save
the
day,
like
ATATÜRK.
Nefretin
ve
intikamın
ihaneti
gibi.
Like
the
betrayal
of
hatred
and
revenge.
Bütün
yüzler
asık
kıyametin
cehaleti
gibi.
All
faces
are
sullen,
like
the
ignorance
of
the
apocalypse.
Çocuk
cinayeti
gibi,
anne
dirayeti
gibi.
Like
child
murder,
like
a
mother's
perseverance.
Hayat
kısa
bi
şarkı
sanki
hasta
ziyareti
gibi.
Life
is
a
short
song,
like
a
visit
to
the
sick.
Gözaltlarımsa
tanrının
şikayeti
gibi.(gibi)
My
under-eyes
are
like
God's
complaint.
(like)
Mezarlıklarsa
tanrının
bi
daveti
gibi.
Cemeteries
are
like
God's
invitation.
Bütün
bilmeceler
çözülecek
ve
yüzüm
bigün
görünecek
All
riddles
will
be
solved
and
my
face
will
appear
one
day
Ve
yok
olcaz
tanrım
senin
adaletin
gibi.
And
we
will
disappear,
God,
like
your
justice.
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.